Yazının başlığı biraz ağır gelmiş olabilir. PKK'lı Vekil olur mu? Evet ne yazık ki "Gazi Meclis"imizde PKK'lı Vekiller var. Yine ne yazık ki eylemleri ve söylemleriyle HDP=PKK.
1982 tarihli Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 83. maddesinde yasama dokunulmazlığı şu şekilde düzenlenmiştir:
"Yasama Dokunulmazlığı başlığını taşıyan 83. maddeye göre, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, meclis çalışmalarındaki oy ve sözlerinden, mecliste ileri sürdükleri düşüncelerden, o oturumdaki başkanlık divanının teklifi üzerine meclisçe başka bir karar alınmadıkça bunları meclis dışında tekrarlamak ve açığa vurmaktan sorumlu tutulamazlar (mad. 83/1).
Seçimden önce veya sonra bir suç işlediği ileri sürülen bir milletvekili, meclisin kararı olmadıkça, tutulamaz, sorguya çekilemez, tutuklanamaz ve yargılanamaz. Ağır cezayı gerektiren suç üstü hali ve seçimlerden önce soruşturmasına başlanılmış olmak kaydıyla, Anayasanın 14. maddesindeki durumlar -Anayasada yer alan hak ve hürriyetlerin, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmak, Türk devletinin ve cumhuriyetinin varlığını tehlikeye düşürmek, temel hak ve hürriyetleri yok etmek, devletin bir kişi veya zümre tarafından yönetilmesini veya sosyal bir sınıfın diğer sosyal sınıflar üzerinde egemenliğini sağlamak veya dil, ırk, din veya mezhep ayırımı yapmak veya sair herhangi bir yoldan bu kavram ve görüşlere dayanan bir devlet kurmak maksadıyla kötüye kullanılmış olması- bu hükmün dışındadır. Ancak bu halde yetkili makam, durumu hemen ve doğrudan doğruya Türkiye Büyük Millet Meclisine bildirmek zorundadır (mad. 83/2)."
HDP'li Vekiller birçok kez PKK ile işbirliğinde, teröristlere yardım ve yataklık yaparken, onları yönlendirirken, onları korurken, onlara canlı kalkan olurken, terörü alenen desteklerken suçüstü yakalandılar.
Birçok kereler yazdım; "illegal bir terör örgütü ile Demokratik yollarla mücadele olmaz" diye.
HDP'nin sözde eşbaşkanının Kobani olaylarını bahane ederek halkı sokağa dökerek 50'den fazla insanımızın ölümüne sebep olduğunda,
HDP Vekilinin kırılasıca eliyle polisimize tokat attığında,
HDP'li Belediyelerin iş makineleri ile sokak ve caddelere hendek kazdığında,
Yine HDP eşbaşkanının halkı kışkırtarak Sur'da güvenlik güçlerimizle çatışan PKK'lılara destek olmak için "Sur'a yürüyün" çağrısı yaptığında,
HDP'li sözde Vekil tarafından masum insanlarımızı katleden teröristin taziye çadırı ziyaret edildiğinde,
HDP'li sözde Vekiller tarafından dağda gebertilen hain teröristlere "şehit" denildiği ve tabuları PKK paçavralarına sarılarak şehit muamelesi yapıldığında,
Mevcut Anayasa'ya göre bu hainlerin bulundukları yerde derdest edilmeleri gerekmez miydi?
Dünyanın hangi ülkesinde yıllardır mücadele ettiği ve kendini bölmek, yok etmek isteyen bir terör örgütünün temsilcileri o ülkenin Meclisinde yer almaktadır?
Böyle tezat, eşyanın tabiatına aykırı, trajikomik bir fiiliyat olabilir mi? Adam çıkıyor ve Gazi Meclis'in kürsüsünden bütün milletin gözünün içine baka baka "bu vatanı böleceğim" diyor ve hiç kimse çıkıp bunun hesabını sormuyor. Ne için? Demokrasi için! Böyle Demokrasi olmaz beyler!
Türk Demokrasi'sinin daha önceki tecrübeleri göstermiştir ki, parti kapatmalar bir çözüm değil. Fakat bu partinin yöneticileri ve bu suçu işleyenlerin mutlaka biran önce cezalandırılmaları gerekmez mi?
Parlamento gerekli değerlendirmeyi yapmalı ve suçun sahiplerini dokunulmazlık zırhından sıyırarak terör örgütüyle iş tutanlara bunun bedelini biran önce ödetmelidir.
