Farkında mısınız?
Sanatta, edebiyatta, müzikte, mimaride ve hatta insanlıkta bile basitleşmeye başladık artık.
Eskiden yapılmış tarihi eserlerin aynısını, daha iyisini yapmayı bir kenara bırakın, onların tamirat ve restorasyonunu bile yapmayı beceremiyoruz artık. Üstün körü geçiyoruz her şeyi. Dantel gibi işlenmiş, taşı yerinden çıkarıyor, yerine düz taşı koyuyoruz. Niye? Yapacak , adam yok, usta yok. Kafa patlatan Mimar Sinanlar yok, Itriler yok artık. Necip Fazıl lar, Sadettin Kaynaklar, Osman Hamdiler yok artık. Yetiştiren eski ustalar yok, Gayret eden de yok artık. Ne eski taş işçiliği, ne ahşap işçiliğindeki muhteşem sanat eserleri de yok artık.
Eskiyi kopya etmeyi marifet sanıyoruz. Çünkü yeni bir sanat eseri ortaya koyma, yeni bir şey üretmek için kafa yormuyoruz artık. Çünkü, hem tükeniyor, hem tüketiyoruz.
Her şeyimizden, her şeyden basitlik akıyor artık.
Konuşmalarımız bile basitleşti,mizah duygumuz bile basitleşti. Deli saçması şeyleri söylemeyi, mizah zanneder olduk. Zoraki saçma şeylere gülmeye başladık artık.
Ne o eski besteleri, ne o eski şiirleri, ne o eski klasik eserleri üretemiyoruz artık.
Çünkü, insanlar basitleşti, Derinliğimiz kayboldu, maneviyatımızı kaybettik artık. Eski nezaket, zarafet, terbiye, kayboldu. Kabalaştık. Ne öğrencinin öğretmenine, ustasına saygısı, nede öğretmenin, ustanın öğrencisine sevgisi kalmadı. Ne gençlerin büyüklerine, ne büyüklerin gençlere sevgisi kalmadı. Ne gelinin kaynanaya, ne kaynananın geline sevgisi, tahammülü kalmadı. Evladın ana babaya saygısı, ana babanın evlada sevgisi kalmadı artık.
Hem kuşak , hem zihniyet çatışması zirveye çıktı, yozlaştık artık.
Affedersiniz, insanlık hayvanlar gibi yiyip içmekle, üremekle meşgul artık.
Herkes günü kurtarmakla meşgul. Herkes dünyevileşti, Maddileşti artık. Maneviyat, ruh inceliği kayboldu.
Hasılı, İnsan,
insani ilişkilerde ne kadar basitleşti ise, sanatta, edebiyatta, mimaride, musikide de o kadar basitleşti. Sığlaştı.
Artık hepimiz doyumsuz bir noktaya geldik. HİÇBİR şey bizi tatmin etmiyor artık. Hiçbir şey bizi mutlu etmiyor eskisi gibi. Ne lüks evler, ne son model arabalar, ne eşyalar, ne de giydiğimiz markalı elbiseler. Öyle bir basitleştik ki, yediğimizi içtiğimizi,gezdiğimizi paylaşır olduk artık. Aldığımız markalı elbiseyi karşıdakinin gözünün içine sokar olduk. Ki çatım çatım çatlasın dedik.
Yediğini, içtiğini gizleme zarafetini kaybettik, başkasının canı çekermiş düşünmez olduk artık.
Hasılı bu basitleşmenin sonu nereye kadar gidecek bilmiyorum?
Rabbimizin buyurduğu gibi:
Bu gidiş nereye?
Farkında mısınız?
Artık ilişkiler, arkadaşlıklar, komşuluklar bile yapaylaştı. Sunileşti. Ve hatta yok oldu.
Nasıl sınız? İyi misiniz? Hımm, şekerim benim bugün dizim vardı. Ne güzel değil mi, misafirliğe git, Otur dizini seyret.
Samimiyetler, vefalar, karşındakini düşünen ruh inceliği yok oldu artık. Her şey menfaat üzerine kurulu hale geldi. Ne kadar ekmek, o kadar köfte, haz ve hız çağındayız artık. Bayramlar bayramlıktan çıktı. Bayramlar tatile kaçmak için fırsat oldu, akrabalık, kardeşlik yok oldu artık.
Muhabbetlerin çoğu, maddiyat üzerine, Maneviyata, uhreviyata sıra hiç gelmez oldu artık.
Gençlere, çocuklara bakıyorum bizim zamanımızdaki çocukluğu, arkadaşlığı yaşayamıyorlar. Anti sosyal olmuşlar. İki kelam etmez, sohbete katılamaz olmuşlar. Kimse kimseyi beğenmez hale gelmiş artık. Gencin biri şöyle yazmış:
Mecnun küpeli, Leyla şüpheli.
Giydikleri kıyafetlere bakar mısınız? Ne erkek erkek gibi ne kadın kadın gibi. Kadınınsa her şeyi ortada. Bu kadınlar Fatihler, Edebalılar yetiştirebilir mi?
Herkes, yarış içinde. Daha çok biriktirme, köşeyi dönme derdinde. Diploma peşinde, Kariyer peşinde koşmakla meşgul artık.
Çalışan anne babalar sebebi ile çocuklar yalnız. Kariyer peşinde koşan çocuklar sebebi ile bu seferde anne baba yalnız artık. YALNIZLAŞIYORUZ artık.
Farkında mısınız?
Ha sahi bu gidiş nereye?
Sadece BASİTLEŞ MİYORUZ!
Aynı zamanda DAĞILIYORUZ , BATIYORUZ ve YOK OLUYORUZ! artık.
Farkında mısınız?
Son söz Rabbimizden,
"Bir toplum kendinde olan durumu değiştirmediği müddetçe Allahta onların durumunu düzeltmez."
Ve yine,
"Herkese çalıştığının karşılığı vardır." Buyurur Rabbimiz.
Hepimiz ektiğimizi BİÇECEĞİZ. BİÇİYORUZ.
Farkında mısınız!?
Selam ve dua ile...
Mesut Yücetürk
