Yine bir siyasi cinayet ve ardından yorumlar, yorumlar, yorumlar...Televizy on kanallarında Cumhurbaşkanı, Başbakan, Genelkurmay Başkanının açıklamaları ve bildik köşe yazarlarının bildik konuşmaları. Tarihin tozlu raflarından getirilen misaller, geleceğe uzanan kaygılar. Hamasi nutuklar, birlik beraberlik mesajları... Birkaç gün sonra ise, birgün önceki yaşantıya devam.

Bu durum ne zamana kadar devam edecek ? Benim ise asıl merak ettiğim bu!

Memleketin hali malum. Ne olduğu, ne olmadığı artık sağır sultanın dahi bilgisi dahilinde. Hiçbir vicdan sahibi söyleyemez ki; adalet hakiki manası ile vardır, demokrasi tüm kurum ve kuralları ile yerleşmiş ve uygulanmaktadı r.

Adaletin olmadığı bir ülkede artık siz ne hakkında konuşabilirsiniz ki?

Vatandaşları arasında ayırım yapan şahıslar idari kadrolarda bulunuyorlarsa siz neyin arayışına girebilirsiniz ki?

Bir ermeni (yani azınlıklardan denilen-ki asıl bu ayırımcılıktır-) gazeteci öldürülünce, (Avrupadaki yansımaları düşünülerek) Cumhurbaşkanı ve Genelkurmay Başkanından acil açıklamalar... Allah aşkına bu açıklamalar neyi düzeltecek? Askerken bu vatandaşı ermeni olduğu için çavuş yapmayan bu Genelkurmay Başkanlığı değil mi? Personelini inançları nedeniyle hiçbir yargıya tabi tutmadan bünyesinden ihraç eden bu Genelkurmay Başkanlığı değil mi? Vatandaşlarını türbanlı türbansız diye ayıran bu Cumhurbaşkanı değil mi? Bu misalleri devlet kurumlarının en alt kademesine kadar binlerce örnekleriyle çoğaltabilirsiniz.     O halde gelin sistemi konuşalım. Bu çağda bu sistem oturuyor mu? Oturmuyor mu? Elbette oturmuyor. Öyle ise vicdan sahibi, düşünen insanlara düşen görev; bilinen hakikatlerin gür sesle seslendirilmesidir. Evet sorumluluk tüm vicdan sahibi insanların üzerindedir. Sorumlulukları nı kuşanmayanlar vebal altındadır.

Selam ve saygılarımla.

Gürcan ONAT

ASDER Bşk. Yrd.