PROFESYONEL ORDU
30 yıldan beri PKK terörüyle mücadele ediyoruz.PKK dan önceki terörist oluşumları da dikkate alırsak bu süre daha da uzar.
TC'nin kuruluşundan beri değişik biçimlerde devam eden kronik bir sorun.
Asırlarca birlikte yaşadığımız,aynı kaderi ve inancı paylaştığımız,aynı cephelerde omuz omuza savaştığımız,kız alıp vererek akraba olduğumuz insanlar neden karşımıza terörist olarak çıktı..? Devletin kuruluş ideolojisini ve bu yönde yapılan yanlış uygulamaları konuşmanın zamanı geldi geçiyor...Ülkenin bekası, çağdışı ideolojilere ve bunların tartışılmasını dahi engelleyen,çıkarından başka bir şey düşünemeyen,ülkenin geleceğini değil,önünü görmekten aciz zavallı kadrolara bırakılamaz...PKK nın ve terörün ortaya çıkış/çıkarılış(!) nedenleri de çok iyi irdelenmeli.Fakat bu yazının konusu terörist örgütle mücadele biçimine yönelik olacak.
Öncelikle PKK,Kürt kökenli vatandaşlardan dağa çıkanların oluşturduğu,Bolu Beyinin zulmüne isyan den Köroğlu ve ekibi değil.Her ülkedeki terörist oluşumlar,o ülke üzerinde hesabı olan emperyalist ülkelerin iradesiyle kurulur veya onların kontrolüne girer.PKK içerisinde,İran,Irak,Suriye,Lübnan kökenli militanlar olduğu gibi ermeni kökenli,Avrupa menşeli militanlar da var.Devlete karşı mücadelesine PKK içinde zemin bulan Türk kökenli hainlerde mevcut.İsrail başta olmak üzere,Amerika,İngiltere,Almanya,Fransa PKK'yı destekleyen ülkeler.Dış politika ve çıkarları gereği zaman zaman desteklerini çekiyor görünseler de taşeron ülkeler vasıtasıyla icraatlarını yürütüyorlar.Diğer Avrupa ülkeleri,Rusya,Çin de farklı saik ve şekillerde şebeke içinde...Sonuç olarak PKK, çokuluslu ilişkilere ve desteğe sahip,çoğunluğu Kürt kökenli olsa da ,farklı etnik kökendeki kişilerden oluşan bir terör örgütü.
Şimdi sıkı durun,PKK'nın bence en büyük desteği , devletin bizzat kendisi veya en iyimser tahminle devlet içindeki illegal derin oluşumlar..! Koskoca TC için üçbeş çapulcu nasıl önü alınmaz bela oluyor?Çünkü öyle olması isteniyor..! Başka izahı yok...Terörün bitmesini istemeyen,bundan nemalananlar var.Kaybeden millet ve yüreği yanan analar,feda edilen civan gibi delikanlılarımız...
Hangi vicdan,daha silah tutmayı beceremeyen,mahalle kavgasından başka çatışma nedir bilmeyen,ana babasının gece geç saatte sokakta bırakmaktan korktuğu,gencecik çocukları bu canavar teröristlerin önüne atar?
Bunların hayatı terör,baskın,pusu,öldürme,cinayet,vahşet.O ortamda doğmuş,büyümüş ve eğitilmiş.Ölmeye öldürmeye programlanmış.Bu alanda en iyi eğitim ve tecrübeye sahip,kuruluşu terörizme dayalı,kurucuları terörist ülke İsrail uzmanlarınca eğitilmiş teröristlerin karşısına acemi gençlerimizi sürmek,en hafif ifadeyle aymazlıktır..!
Yıllardan beri Profesyonel Ordudan bahsediliyor.Fakat bir karınca adımı alınan mesafe yok.
Kardeşim Hakkari Çukurca'da,çatışmaların ortasında,oğlum Şanlıurfa Birecik'te askerlik yaptı.İkisininde teskeresini tüm aileler gibi endişeyle dört gözle bekledik.Terörle mücadele onların seçtiği bir meslek olsa,bunun gerektirdiği eğitimi almış profesyonel kişiler olsalardı,kendi seçimleri olduğu ve bu konuda uzman olacaklarından yaklaşımımız farklı olurdu.Bunu becermek çok mu zor?Sanmıyorum!Becermek istemiyorlar...
Ama kendi evlatlarını cepheye göndermemek için gerekeni çok iyi yapıyorlar...Ne tesadüf ki şehitler arasında hiç paşa çocuğu göremiyoruz..!
Kardeşim güneydoğuya dağıtım ihtimali doğduğunda beni aramıştı.Yapılabilecek birşey varmı diye.Ben o zaman üsteğmendim.Kendisine,bu ülkede herşey yapılabilir maalesef...Fakat biz önce vicdanımıza soralım.Diyelimki seni bir şekilde göndermedik,fakat senin yerin boş kalmayacak,bir ana kuzusu oraya gidecek.İş bitiren bir yakını olmadığı için...Bu doğru olur mu?deyince,abi doğru söylüyorsun,nasibimiz neyse razı olalım diyerek Hakkari'ye gitmişti.Oğlumda bir subay çocuğu gibi değil,bir vatandaş gibi gitti askerliğini yaptı...
Bu ülkenin evlatlarının telef olmaması,kıt kaynaklarının israf edilmemesi için diyeceğimiz çok şey,eleştireceğimiz çok konu var...
Teröristler için açık,kolay hedef konumundaki sınır karakollarına yapılan baskınlarda 350 civarında şehit verdik.Aynı karakola defalarca baskın yapıldı.Neden zamanında gerekli tedbirler alınmadı?Neden haklı eleştirilere alalacele anlamsız tepki vermek adet haline geldi?
Terör örgütünün başını İmralı'da Amerika'nın emaneti olarak besliyoruz.İmralı'dan PKK'yı yönetmesi için her türlü kolaylığı mevcut!
Suriye'den Ermenistan'a kaçtığı gece Eskişehir'de Bölge Harekat Merkezinde nöbetçi Başkontrolördüm.31 Aralık gecesiydi.O gecenin özellikle seçildiği kanaatindeyim.Yılbaşı gecesi olduğu için zaafiyet olacağını ümit ediyorlardı muhtemelen.Şam'dan Soçhi'ye bir uçuş planı gelince derhal operasyon hazırlıklarını yapmıştım.Hava sahamızdan geçip gidecekti.Apo ve PKK lider kadrosu bu uçağın içindeydi.Ben adım gibi emindim.Radarlara gereken talimatları verdim.Ankara Akıncı üssünde de F-16 lara hazır olmaları talimatını verdim.Operasyon uygulansaydı Apo'nun içinde olduğu uçağı inişe zorlayacaktık.İnişi müteakip devletin yetkilileri gerekeni yapacaktı.Durumu bağlı olduğum Hava Kuvvetleri Harekat Merkezi (Ankara) ne ilettim.Fakat nöbetçi Generalden,''dikkatle izlememiz,başka işlem yapmamamız'' talimatı geldi.Ve biz terör örgütü başının ve PKK lider kadrosunun hava sahamızdan geçişini kahrederek sadece izledik.
Şimdi soruyorum,acaba bu karar ilgisiz bir Generalin kararımıydı,yoksa devletin hikmeti kendinden menkul bir uygulaması mıydı?Böylesine önemli bir konuyu o kişinin yukarılara iletmemiş olabileceğini tahmin etmiyorum.
Artık kanaatim o ki,''terör akıyor,sorumlular bakıyor..!!!'' Olanda bu ülkeye ve evlatlarına oluyor...
Ergenekon PKK'nın Silahlı Kuvvetlerdeki uzantısı,veya PKK Ergenekonun alt birimi.Her neyse aralarında organik bir bağ mevcut.PKK'nın gerçek yüzünü,devletle,MİT'le ilişkisini ortaya çıkarmak isteyen araştırmacı ve gazeteciler susturuldu.Uğur Mumcu en çarpıcı örneği.Org.Doğan Güreş ,Genelkurmay Başkanı iken karargaha kadar sızmayı başarabilen teröristler kahvesine zehir koymuştu.Org.Hılmi Özkök Genelkurmay Başkanlığı sırasında yemeklerini sefer tasıyla evinden getiriyordu...Gerisini hesap edin..! Devletin en mahrem yerlerine bu teröristleri kim sızdırdı?
Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT),milli olma vasfından çok uzak.İstihbaratsız harekat olmaz,gözü görmeyen yol alamaz.Teşkilatın kime hizmet ettiği,kimlerin,iş bilmediği için hangi istihbarat örgütlerinin fiilen kontrolüne girdiği,teşkilatta kimin elinin kimin cebinde olduğu belli değil...İnşaallah yeni müsteşarla bu sorunlar doğru tespit edilir ve cesaretle üzerine gidilir.Bütün faturayı Silahlı Kuvvetlere kesip kenara çekilmek,minderden kaçmaktır.
Ülke içinde,terörle mücadele Silahlı Kuvvetlerin işi değildir.Tamamıyla İçişleri Bakanlığının sorumluluğunda olmalı,teşkilatlandırma buna göre yapılmalı,Jandarma ve Özel Kuvvetler başta olmak üzere ülke içinde terörle mücadelede kullanılacak birimler İçişleri Bakanlığına bağlanmalı,hesabı da ondan sorulmalı,yönetim ve sorumlulukta kargaşanın önüne geçilmelidir.Silahlı Kuvvetler,kapsamlı sınır ötesi bir harekat söz konusu olduğunda görevini icra etmelidir.Çünkü terör sadece askeri bir sorun değildir.Her yönüyle askerin sorumluluğuna bırakılamaz.Aksi halde bugün olduğu gibi asker siyasetin içine çekilerek yıpratılır.
Bunları yazıp söylüyoruz,fakat nedense makes bulmuyor.Duvara söylesek 30 yıldır ses gelirdi..!Ama bıkmadan usanmadan sabırla mücadeleye devam edeceğiz.Ta ki duvarlar,dağlar,taşlar dile gelene kadar...!
Mustafa HACIMUSTAFAOĞULLARI