Yerel mahkeme hükmü verdi,karşı taraf dosyayı temyize gönderdi.
Konuyla ilgili yapılabilecek bir şey olabilir mi diyerek yargıtaya gittim.
Bazı dostlar vasıtasıyla bir Yüksek Yargıçla görüştüm.
O günü ve o dehşet veren tecrübeyi hiç unutamıyorum.
Yargıcı dürüst bir insan olarak gördüm.
Konuyu kendisine anlattım.
Bana ''Komutan,ne istiyorsun ?'' biçiminde,sanki istediğim her şeyi alabilecekmişim gibi bir ifadeyle sordu.
Ben ''Nasıl..!?'' diye cevaplayabilmiştim.
Şaşkınlığım üzerine,''Burada her kararın bir bedeli var.Parayı bas istediğin kararı al..!''
Bu ifadeyi üzüntülü ve öz eleştiri duygularıyla,tiksinerek dillendirmişti.
Şaşkınlığım şoka dönüşmüştü.
Adaletin en üst kademesinde;kararların hukuk ölçülerine göre değil,paraya göre verildiğini duymak...
Parayla,rüşvetle verilen kararlar,
Sipariş ve talimatla verilen kararlar,
Devletin en üst kurumlarında çöreklenmiş,hukuku hiç sayan şebekenin verdiği ideolojik kararlar,
Bağımsız (!) olması gereken mahkemelerin,millet adına (!) verdiği ucube kararlar..!
Türkiye'nin en temel asli sorunu bu.
Bu sorun çözülmeden hiç bir sorun çö-zü-le-mez !
Önce adalet.
Önce adam gibi Yargı Reformu...
Adalet mülkün temelidir.
Mustafa HACIMUSTAFAOĞULLARI