Bu saldırı ilk değil,son da olmayacak.
13 şehidimizi,on binlere ulaşan terör kurbanları listesine ekledik.
Otuz yıldan beridir Türkiye terörle boğuşuyor,boğuşturuluyor.
Terör örgütünün ve onu kullanan iç-dış güçlerin mutlaka bir hesabı var.
Bu hesap ve hedefleri doğrultusunda yürümek istiyorlar.
Peki,teröre karşı dünyanın en güçlü ordularından birine sahip olmakla övünen Türkiye ne yapıyor?
Kim ne derse desin,terörle mücadelede yeterince başarılı değiliz,hatta başarısızız demek daha doğru olur.
Terör örgütü veya uzantıları,istediği yerde inisiyatif kullanarak eylem koyabiliyorsa;
Şemdinli’nin göbeğinde,güpe gündüz silahlı kuvvetler mensuplarını ensesinden kurşunluyorsa,
İstediği yerde yol kesip,kontrol yapıyor ve adam kaçırıyorsa,
Kendilerini takip eden askerlerimizi,adım adım izleyip kolayca pusuya çekip katledebiliyorsa,
Sonuç başarısızlık olarak değerlendirilecektir.
İşin vahim tarafı,bu başarısızlığı asıl muhataplarının görmemeleri,görse de kabul etmemeleridir.
Böyle bir yazıyı kaleme almak bile vicdanımızı sızlatıyor,ancak ilgililerin bir türlü görmediği, görmek istemediği gerçekleri dile getirmek bir vatan borcu.
Defalarca karakollarımız basıldı,askerlerimiz hunharca katledildi.Hiçbirisinden yeterli ve gerekli ders çıkarılmadı.
Her hezimette; birçok ihmal,komuta-kontrol zaafiyeti,planlama hatası,ciddiyetsizlik, istihbarat eksikliği, ele geçirilmiş istihbaratı doğru kullanamama,birimler arası koordine eksikliği,tahsis edilen uçak,helikopter,heron vs.araçları etkin kullanamama,içerideki hainlerin gayretleri…gibi birçok haklı eleştiri gündeme geldi.
Ama heyhat,hiçbir ders alınmadı.
İhmali,suistimali olanlara hesap sorulmadı,aksine örtbas edildi.
Sınırlarımız içinde yürütülen terörle mücadelenin,TSK’ya havale edilmesi en büyük yanlıştı.
En başında bu büyük yanlış yapıldı.
Stratejide yapılan hatalar,taktik manevralarla düzeltilemez..!
Derhal yapılması gerekenler;
Jandarma başta olmak üzere,yurt içinde terörle mücadele eden TSK unsurlarının tamamını İçişleri Bakanlığına bağlamaktır.
TSK,sadece sınır ötesinden gelecek düşmanca saldırılara karşı ve sınır ötesi harekat için görevlendirilmelidir.Böylece,ordumuz kendi görev alanında daha etkin olurken, ideolojik ve siyasi alanlarda yıpratılamayacaktır.
Terörle mücadelede,zorunlu askerlik hizmetini yapan Mehmetçikler kullanılmamalı,özel eğitimli ve profesyonel personel istihdam edilmelidir.
Profesyonel terörist karşısına acemi askerlerimizi sürmek,cinayettir.
Terörle mücadelede;Ergenekon terör örgütü,dolayısıyla PKK ile gizli ilişki içerisinde olan,silah-uyuşturucu-beyaz kadın kaçakçılığına bulaşan,kan üzerinden menfaat devşirmekten çekinmeyen,JİTEM ve benzeri suç örgütleriyle bağlantılı kirli/illegal işlere bulaşmış,devletin verdiği,milletin beklediği görevi dışında şaibeli fiillerle kirlenmiş veya böyle bir şüphe arz eden personel çok iyi takip edildiği gibi,görevlendirilmemelidir.Özellikle, üniformalı teröristlerin(!) TSK içinde barınmasına müsaade edilmemelidir.
Olaylarda;ihmali,suistimali veya hainliği tespit edilen kişiler,bugüne dek kamuoyunu rahatsız ettiği şekliyle korumaya alınmamalı,haklarında gerekli yasal işlemler geciktirilmeden yapılmalıdır.Örneğin,HERON skandalında isimleri,telefon konuşmaları basına yansıyan,PKK yandaşı subaylarla ilgili ne işlem yapıldığını,başta şehit aileleri olmak üzere, kamuoyu hala merakla bekliyor..!
Avrupa’nın ikincisi,dünyanın dördüncüsü olacak güce sahip olan ordumuz,böyle bir sonucu hak etmiyor..!
Türkiye;bölgesinde ve dünyada varlığını ve gücünü gösterdiği,etkinliğini artırdığı oranda düşmanlar da gayretlerini artıracaktır.Tüm kurumlar gibi silahlı kuvvetlerimizin de,donanım,teşkilat,personel yönüyle güçlü bir yapıda olması temel ve zorunlu ihtiyaçtır.
Vesselam.
Mustafa HACIMUSTAFAOĞULLARI
20 Temmuz 2011
