Pazar, 29 Ocak 2012 00:00

Ensar ve Muhacirinden Olmak…

Ensar ne yüce şahsiyettir Ensardan olmak.
Oniki kişi olunca Resulullah (SAV) efendimize geldiler ve kendilerine bir öğretmen vermelerini talep ettiler Yesrib köyünden bir grup Müslüman.
Resulullah (SAV) efendimizde Musab Bin Umeyr’ i gönderdi onlarla. Bu on iki kişi 72 kişi olunca geldi ve Resulullah efendimizi Yesribe davet etti. Artık kainatın efendisi onlara emanetti. Onlarda Ensar oluvermişlerdi.
Ensar’a gelenlerde Muhacir. İki isimde birbirinden yüce insanlar topluluğundan oluşuyordu. İki gruptanda olmak bir ayrıcalıktı. Allah hepsinden razı olsun.
İşte hayalimizle dahi kendilerine yetişemediğimiz Ensar ve Muhaciri hep örnek şahsiyet olarak görür onların hayatlarını hayatlarımıza örnek alırız. Onlar gibi yaşamaya çalışırız. Ve onlar gibi cihad etiğimizi iddia ederiz.
Bir Müslümanı yanlışlarından dolayı ikaz etmekte bizler için önemlidir. Çünkü onlarda öyle yapmışlardı. İçlerinde ki münafıklara karşı birbirlerini ikaz etmemişlermiydi? Bir fasığın halini anlatmak nasıl olsa gıybet değildi.
Ticarete başlarken bile bir kardeşimizin ticaretteki olumsuz yaklaşımını ikaz etmeli idik. Bu bizlerin insani görevi idi. Bundan gıybet olmaz aksine istişare olurdu.
Ama iç işleyişini bilmediğimiz arka planını araştırmadığımız bir haberi duyar duymaz diğer arkadaşlarımızı uyarmak nasıl olurdu da uyarmak olabilirdi. Ensar da Muhacir de öylemi yapmışlardı. Hayır asla.
Bir haber duyduklarında önce bu haberin sahibine sormuşları. Ondan öğrenmişlerdi. Doğru neydi. Nasıl olmuştu. Ama şimdi gerek yoktu. Şahitler vardı. Bu arkadaş yanlıştı. Bu yanlışıda şahitlerle ispatlıydı.
Hem bu şahitlerin bu işte bir ortaklığı da yoktu. Ortak olmakta istememişlerdi. Hem şahitlerin parası da maaşları da geç ödenmişti. Dostlukları vardı. Bu dostluğa rağmen nasıl olurdu da geç ödenirdi. Dost zorda olan iş adamını bekler miydi? Hemen almalı idi maaşını ders ücretini.
O fedakarlık yapacak durumda değildi. Ordudan atıldıktan sonra bir holdingte çalışıyordu. Maaşıda dolgun değildi. Hem büyükçe bir cemaatin mensubu da değildi. Nasıl beklerdi arkadaşını, evde çocukları ekmek bekliyordu, karınları açtı kaç gündür. Fedakarlık yapma zamanı değildi.
Hem babası işin başına geçmişti. Moralin bozulması zamanı değildi. Güçlü olma zamanı idi. Ensar güçlü idi. Muhaciri sahiplenmişti. Oda bir Ensar olmalı idi. Kendisine sahip çıkmalı mücadelesini desteklemeli idi.
Fakat bunların aksine yoktu tüm aramalara rağmen bulunamıyordu. Evi de çok uzaklarda idi. Hem de çok arka mahallede idi. Oraya nasıl gidilirdi. Bu şehir büyüktü. Muzır manileri çoktu. Hem babası da söylüyordu oğlu kayıptı. Akşamları da göremiyordu. çünkü arka odada kalıyordu.
Aile dostuydu aynı zamanda. Ailesinide tanırdı. Çok iyi insanlardı.

Hamza Eroğlu

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...