Pazartesi, 31 Ağustos 2020 18:15

Zamanımız insanlarının iki tane önemli hastalığı var. Birincisi egoizm, ikincisi konformizm.

Zamanımız insanlarının iki tane önemli hastalığı var. Birincisi egoizm, ikincisi konformizm. Öyle insanlar yetişiyor ki bu insanların hayatlarında en büyük değerleri/hedefleri egoları oluyor maalesef. Bu çağ enaniyet çağı, egoizm çağı… Bunun sebebi, bireyselleşmenin egoizm olarak anlaşılmasıdır.

 

Bencil bir insan kendini özel, önemli ve üstün görür. Narsistik özellikleri vardır. Bencil bir insan şöyle düşünür: “Ben her şeyi hak ediyorum” der, “Bu benim hakkımdır.” Başkasına ait olan bir şeyi almak için yollar arar, yalanını doğallaştırır, daha sonra şöyle der kendi kendine: “Ben üstün bir insanım, iyi bir insanım. Buradakilerin içinde en üstün benim.

 

Bencil insanın bir özelliği de arka planda yatan kibirdir, büyüklük hastalığıdır. Bencillik, büyüklük hastalığının belirtilerinden birisidir. Büyüklük hastalığını kendisini dünyanın merkezine alma şeklinde tarif edebiliriz. Bu anlayışın en büyük zararı kişiyi yalnızlaştırmasıdır, yalnızlaşan insan depresifleşir ve mutsuz olur. Bunun sonucunda da kendi çıkarı için insan ilişkilerinde yalanı, şiddeti, aldatmayı ve diğer pek çok olumsuz davranışı doğallaştırır. Bencillik bir bakıma bütün kötülüklerin dokusuna işlemiş bir virüs gibidir.

Şükürsüzlükten anladığımız şey; 

kişinin az ile yetinmemesi, 

sürekli olarak halinden şikâyet etmesi…

Şükürsüzlüğün en büyük alametlerinden biridir bu.

Sürekli her şeyi yetersiz görüyor, 

her şeyin daha fazlasını istiyorsa bu insan şükür kelimesini kullansa bile dili şükrediyor ama davranışları şükretmiyor manasına gelir.

Bu tarz davranışların arka planında da genellikle şu vardır; 

kendilerinin egoları yüksektir, 

kendilerini çok iyi şeylere layık görme eğilimindedirler. 

Hayat felsefeleri de konformizme yakındır.

Egoizm ile konformizm burada birleşmektedir.

Birleştiği zaman lükse düşkünlük oluyor,

medeniyet fantezilerine düşkünlük artıyor 

ve bu kişide sürekli bir mutsuzluk hali oluşturuyor.

Bunun çözümü yaşam felsefesini belirlemekten geçer. 

Sıradan şeyler ile mutlu olmayı öğrenmeliyiz, 

sahip olduğumuz şeylerin kıymetini bilmeliyiz.

Her insan hayat standartları iyi bir şekilde yaşamak ister ama gücümüzün yeteceği şey var yetmeyeceği şeyler var.

Eş, gücünün yetmediği şeyleri hedeflerse, 

bunun için borca girip birçok şeyini feda ederse kendi psikolojik sermayesini yanlış kullanıyor demektir.

Rahatına düşkün olma, konformizm, 

bu çağın hastalıklarından birisidir.

Bunun arka planında da şükürsüzlük vardır.

 

Prof.Dr. Nevzat Tarhan

Yönetim Kurulu Başkanı

www.nevzattarhan.com | Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...