Salı, 17 Ekim 2023 16:12

Siyonizm bizi içeriden kuşatıyor

Dünya hâkimiyeti için bütün vasıtaları kendi lehine kullanma kabiliyeti gösteren Siyonizm, Üçüncü Dünya savaşını başlatmak üzere… Siyon Yahudileri binlerce yıllık emelleri ve rüyaları olan, Arz-ı Mevud’u bizlerin kör gözlerin içine baka baka gerçekleştiriyor. 

Yakın tarihimizin şahit olduğu Filistin gerçeği ve işgali bir batı operasyonu ile başlayan, aynı zamanda bölgemizde oynanan oyun ile devam etmektedir. Uzun yıllardır bağıra bağıra yazdığımız yazılarımızla kamu ve devlet aklını uyarıyoruz.  

Siyonizm aklı Orta Doğu coğrafyasında yaşam alanı elde etmek için İbrahimî ırklara ve “kardeşlik” adı altında kültürel asimilasyona tabi tuttuğu milletler içinde müttefik arayışındadır. Yahudi diasporası, uzun yıllara dayanan politik eylemlerle ırkî soydaşlık üzerine bir laboratuvar gibi çalışmaktadır. Bu çalışmaya en uygun olarak PKK ve YPG terör örgütlerine uyum sağlayan seküler Marksist yapılanmanın sonucu ile bölgenin kadim ırkı olan Kürtler tercih edilmiştir.

Yahudi misyon temsilcileri ve siyon mühendisleri Kürtleri de Yahudi genlerinden geldiğine ikna etmeye çalışıyor. Nasıl ki yüzyılın başında “Jön-Türk ırkçılığı uygulandıysa, Jön Kürdizm ve Pan Kürdizm ile Osmanlı-Türk devletini parçalayıp İsrail’i kurdularsa; şimdi de “Jön-Kürt ırkçılığını” ihdas ederek Türkiye’yi ufalayıp derin İngiliz aklı ile harmanlamak istiyorlar. 

Kürtlerin tehlikeli bir operasyona tabi tutulduğunu görüyoruz. Ülkemizin Marksist oluşumu gizli eylemsel alanları, sözüm ona sosyalist bazı işbirlikçi partileri fiilen İsrail ve batı adına hizmet alanları açmaktadır. Bugün Irak Kürtlerine oynanan oyun, Suriye Kürtlerine de oynanmaktadır.

Doğu ve Güneydoğu bölgemizde on yıllardır meydana getirdikleri yapılanma ve inanç buudunu geri plana itip, ırkî tarafı öne çıkarma politikaları maalesef gerçekleşmiştir. GAP bölgesindeki doğrudan veya dolaylı olarak toprak sahibi olan Siyonistler, istikbalin en mümbit topraklarını ele geçirmenin hazzını yaşamaya çalışıyor. Buna zemin hazırlayan bazı derin odaklar devletin gözünden kaçmamalıdır. Siyonist İsrail’in Şanlıurfa, Mardin, Diyarbakır, Çukurova bölgesinde ve civarında nasıl çalıştığına dair istihbarat raporları mevcuttur.

Karanlık tezgâha bakalım, 1998 yılı sonlarında İsrail Cumhurbaşkanı Ezer Weizman’ın Türkiye ziyaretinde, gezisinin önemli bir kısmını GAP konusuna ayırmıştı. 28 Şubat’ın mimarları olan dönemin vatan hainleri, bir yandan Müslümanlar ile uğraşırken diğer taraftan Kürtleri düşmanlaştırma politikasını sürdürdüler. İçimizdeki siyon çocukları operasyonun bir parçası olarak, milletin kılık kıyafeti ile uğraşarak ülkeyi İsrail’e peşkeş çekti. 

Tarihler 28 Ağustos 2000’i gösterirken Ankara’nın bu seferki misafiri İsrail Başbakanı Ehud Barak’tı. Her ne kadar geliş sebebi ‘Ortadoğu barışı’ olsa da, Ehud Barak’ın basın toplantısında GAP bölgesine talibiz cümlesi hafızalardaki yerini koruyor.

İsrail’in Kürdizm politikası adına doğudaki faaliyetlerinden bîhaber olan, dönemin siyaset aklı tam bir İsrail hizmetkârı konumunda idi. Dönemin kamu çalışanları ve bazı mülki amirleri, İsrail’e götürülerek İsrail diasporası ile kamu düzeni eğitimine tabi tutulmuşlardı. İsrail hayranlığı ile aşılanan, dönemin kudretli askerleri, kamu çalışanları, bir yandan milleti kandırmak için irtica yalanını yutturmanın peşinde idi. Sözde tarım eğitimi adı altında, Türk devletine, dünyanın en gelişmiş tarım teknolojisini ihraç etmek isteyen İsrail bir taraftan da Arz-ı Mevud peşinde idi. İsrail insan popülasyonu bakımdan bölgeyi istila edebilmek için ırkî bir partnere ihtiyaç duyduğu için sosyalist seküler Kürtler öncelikli olarak tercih edilmiştir.

Doğu ve Güney Doğu nüfusuna kayıtlı olan bazı kripto vatandaşlar, İsrail şirketleri adına önemli gayrimenkuller topladı, kiraladı. 2000’li yıllardan bu yana Haim isimli bir kişinin köy köy dolaşarak toprak alma yönünde girişimlerde bulunduğu da yerel halk tarafından bilinmektedir. İsrailliler tarafından desteklenen bazı kripto aileler, Harran’da Yahudi ve Süryanilere maddî yardımda bulunuyor, burada yüksek miktarda toprak alıyor.

Urfa’nın Harran ilçesinde bulunan ve kutsal sayılan “Hz. Yakup’un Kuyusu” Yahudi dünyası için önemli ve kutsal ayin yeri olarak sayılmaktadır. Şanlıurfa il merkezinde bulunan, Yahudi asıllı olan ve İsrail ile temaslarını sürdüren bazı nüfuz sahibi şahıs ve iş adamları, kendi adına il merkezinde önemli görülen yerlerde yüksek fiyatlara arsa satın alma peşindeler.

Siyonist yayılma dalgası karşısında devletin aklı mutlaka uyanık olmak zorundadır. Bölge insanını para karşılığı ve ırkî propaganda karşısında istihbarat birimlerini uyanık tutmak devletin görevidir. Jön Türkler ile başlayan çözülme, bugün Jön Kürtler üzerinden test edilmektedir. 

Çanakkale’de kazandıklarımızı, Çukurova’da kaybedersek tarih sahnesinden silineceğiz. Bu ülkenin kılcal damarlarına sızan siyon uzantıları, halen içimizde yaşam alanı buluyorsa, bu devletin güvenlik sorunu haline gelmiş demektir. Bunun için maddi ve manevi teyakkuza geçmenin zamanı geldi. İsrail’in Filistin’i tamamen işgal etme planı gerçekleştiği gün, ihanetin hesabının mahşerde sorulacağı gün olacaktır. 

Vesselam… 

Sabri Şahsuvar

Son Düzenlenme Salı, 17 Ekim 2023 16:15
Sabri BALAMAN

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...