Çarşamba, 09 Aralık 2015 13:35

Şeytan Terör Maskesinde Gizli

M.Ö neolitik çağda yaklaşık 8350 yıllarında Ortadoğu ve Anadolu dünya tarihinin ilk yerleşim alanlarıdır. Bugünki Ortadoğu tarih boyunca topraklarında barındırdığı birçok medeniyette tarifsiz acılar ve savaşlar yaşamıştır. İnsanoğlu var oluş sebeplerini kavrayamadığı gibi, vahşiliği de en şiddetli boyutlarda devletlerine, milletlerine ve ırklarına yaşatmıştır. 

Aliye-i Osmaniye de günümüz Türkçesi karşılığıyla büyük Osmanlı Devleti 1299-1922 yılları arasına kadar varlığını sürdürmüş bir İslam devleti ve imparatorluktur. Bu süreç içerisinde sayısızca savaşlar ve zaferler elde edilmiştir. Osmanlı, tarihi boyunca icra ettiği bütün savaşlarda merhamet ve insanlık onurunu korumayı hiç elden bırakmamıştır. Beylikten devlet olgunluğuna geçildikten sonra Devlet-i Aliye-i Osmaniye olan Osmanlı mana itibariyle memalik-i mahrusa (korunmuş devlet) anlamına gelir. 19.yy da batının barbar ve ikiyüzlü kapitalist sistemleri insanlığı yok etme girişimlerine, Osmanlı’yı yıkmaya çalışmakla başladılar. 20.yy’ın sonlarına doğru insan gücü, teknoloji savaşları ve stratejik hamlelerle Osmanlı coğrafyasında insanlık adına korkunç vahşetler işlenerek ve komplo teorileri uygulanarak 21.yy’a kadar devam edildi. 

Maneviyattan uzak hain ve ikiyüzlü Avrupa’nın, beraberinde çok uluslu güçlerin bunca savaş ve vahşet gerçeğinden kaçarak acımasızlık ruhuna büründüğü, bütün dinlerin kutsallığını ortadan kaldırma amacıyla, Siyonist ve kapitalist bir sistemle Ortadoğu, Orta Asya ve Afrika üzerinden acımasızlıklarını sürdürmeleri, tüm barbarlıklarını gözler önüne sermektedir. Batının materyal ve maddeye dayalı çıkarları; Müslüman halkları yaşadığı coğrafyalarda baskı altına alarak, yaşam alanlarını açık hava cezaevine çevirerek acımasız sistemlerini sürdürmek istemektedirler. 

Kasım ayında Amerika’da BM’nin aldığı kararlara istinaden hızlı bir şekilde Rusya stratejik bir hamleyle Suriye’ye girdi ve hemen arkasından DAEŞ’e operasyon için Suriye’ye gittiğini dünya kamuoyuna deklere etti. Aslında DAEŞ’i değil de, muhalif grupları ve Türkmenleri acımasızca hedef alarak Türkiye’nin hemen sınırlarındaki Türkmen köylerini vurması, Türkiye sınırlarını ihlal edip, bölgede gövde gösterisine başlaması bazı Müslüman devletleri ciddi bir şekilde rahatsız etmekteydi. Rus hükümetinin tutarsız açıklamaları, vurdumduymazlığı artık bardaktaki suyu taşırdı ve ülke sınırını ihlal eden Rus jeti düşürüldü. Uluslararası diplomatik ilişkilerde Türkiye’nin hassasiyeti şüphesiz ki tartışılmaz. İkiyüzlü Rusya’nın tutarsız diplomatik dildeki basın açıklamaları Türk halkını üzdüğü gibi toplumsal hafızada da ciddi yaralar meydana getirmiş ve Rusya’ya karşı bir tepki oluşmuştur. Tam bu noktada cumhurbaşkanı ve hükümetin açıklamalarına bakacak olursak, Rusya’ya dur deme zamanının geldiğini görmekteyiz. 

Ortadoğu’da bunca katliam yapılırken Rusya hiçbir zaman rahatsız olmamıştı. Irak yerle bir edildiğinde, Filistin yok edildiğinde, Somali ve Nijerya haritadan silindiğinde, Afganistan’ı yakıp yıktığında; Rusya sağır ve dilsizdi. Şunu unutmamak gerekir ki; çoğunluğu Ortodoks olan Ruslar kimi zaman terör kılıfında Ortadoğu’da hareket etti, kimi zaman da şeytani gövdesini saklamaya gerek bile duymadı. Burada şunu anlıyoruz ki; Rusya Montrö antlaşmasında kaybettiklerini Ortadoğu ve Akdeniz koridorlarını kullanarak, gelecekteki enerji politikaları açısından “ben de sahnede varım” deyip var olan barbarlığını Akdeniz’e yerleşip sürdürmek istiyor. Rusya’nın saldırganlığı ve batının riyakârlığı, Müslüman dünyası üzerindeki ikiyüzlü tutumunu devam ettirirken, Türkiye’den yana samimi bir beklenti içerisine girmesi ahmaklıktır. Güçlü ve iradeli olan bu hükümet Ortadoğu üzerinde oynanacak yeni oyunlara müsaade etmeyecektir. Ülkemin insanına selam olsun. Dua ile kalın.

Sabri BALAMAN

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...