Çarşamba, 24 Kasım 2021 14:00

Terör örgütleri bitince dolara sarıldılar

Türkiye'ye karşı en etkili silah bugüne kadar kullandıkları proje terör örgütleriydi. Türkiye'yi 40 yıl boyunca bu proje örgütlerle hizada tutmaya çalıştılar.

FETÖ ve PKK gibi proje örgütlerin tasfiyesi yeni bir dönemi de beraberinde getirdi. Ekonomiye yönelik sabotajlar, özellikle de döviz kurlarını patlatmaya dönük operasyonlar terör örgütlerinin yerini aldı.

Eskisi gibi terör eylemleriyle yatıp kalkmıyoruz ama bu kez onun yerini alan dolar üzerinden gerçekleştirilen operasyon ve terör eylemleriyle güne başlıyoruz. 2018 Ağustos'unda kur üzerinden Türk ekonomisine yönelik başlayan saldırılar, üç yıldır aralıksız devam ediyor.

Eskiden terör saldırılarıyla oluşturmaya çalıştıkları istikrarsızlık ve kaos ortamını artık kur operasyonlarıyla yapar oldular. Ülkede güvensizlik oluşturmak için her gün ayrı bir dolar operasyonuyla karşı karşıya kalıyoruz.

Döviz kurlarına yönelik saldırılarını diğer sektörleri de içine katarak ekonominin bütününe yaymaya çalışıyorlar. Birçok sektöre etki edebildiklerini görüyoruz. Fahiş fiyat artışları her ne kadar döviz kurlarındaki yükselişe bağlansa da aslında bu işin kılıfı ve masum gösterilmeye çalışılan yanı. Gerçekte ise döviz kurlarına yönelik müdahalelerle başlayan, diğer sektörleri de etki altına alarak silsile halinde büyütülen, Türk ekonomisini vurmaya çalışan ve Türk siyasetini dizayn etmeyi öngören bir operasyon yaşanıyor.

Yaşadığımız kur ataklarını sadece iktisat teorileriyle açıklamaya kalkmak, arkadaki siyasi aklı ve siyasi amacı gizlemeye yarar ki, muhalefet çevrelerinin yaptığı da budur.

Tabii, hükümeti açmaza sürükleyen ve bu gidişatı kontrol edememesini sağlayan gerçekleri de ekonominin bugünüyle izah etmek zor. Bugünün temelleri geçmişte atıldı. Bir günde bundan kurtulmak elbette imkânsız.

Batı'ya bağımlı ekonomilerin kaderidir; dışarıdan küçük müdahaleler bile büyük sarsıntılar yaratabilir. Faiz ve enflasyonla mücadele edemezsiniz zira bunun anahtarı dışarıda.

Siyasi bağımsızlığın temelinde ekonomik bağımsızlık yatar. Ülke ekonomisine mandacı iktisatçıların yön vermesine onay verirseniz önce bağımsızlığınızı yitirir, ardından da ülkeyi tümden kaybedersiniz. Küresel finans kapital zayıf ekonomileri anında yutuyor. Göz göre göre kendimizi zayıf bırakacak değiliz.

Türkiye bu kısır döngüyü kırmak için uzun bir yol geldi. Yatırım, istihdam, üretim ve ihracat ayakları güçlü olan bir ekonomiye dönüşmek üzereyiz. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, küreselcilerin ekonomi üzerinden gerçekleştirdikleri operasyonlara karşı ülkeyi ayakta tutmaya kararlı olduğunu görüyoruz. "Erdoğan gitse ekonomi düzelir" yalanının büyük bir aldatmaca olduğu aşikâr. Erdoğan gitse Türkiye'yi tümden yutacaklar; bugün dolardan, enflasyondan şikâyet edenler yarın şikâyet edecekleri ekonomik bir düzen dahi bulamayacak. Milletin ekseriyetinin bu gerçeğin farkında olduğuna inanıyorum.

Kurtuluş Tayiz

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...