Çarşamba, 09 Ağustos 2023 12:24

Bir “nizam” kurmak

Rahmetli Mehmet Genç hocanın, “Osmanlı İmparatorluğunda Devlet ve Ekonomi” (Ötüken Yay. 2000) adlı eserinden alıntılar ile Osmanlı’nın kurduğu “nizam”ın iktisadî temellerine işaret etmeye çalıştık.

Hocanın tespitine göre iktisat şu ilkelere dayanıyor: Provizyonizm, Tradisyonalizm (Gelenekçilik), Fiskalizm. İlaveten Eşitlik, İşbirliği, Dayanışma ve İtidal gibi ilkeler sıralanıyor.

Önceleri iki yazımızda bunlar hakkında bilgiler verildi.

“Bunlar Osmanlı zihninin ekonomiye ait idrakinin kategorileri gibidir. O kadar yaygın, derin ve geneldirler ki uzun asırlar değişmeden kalmış ve hiçbir zaman bilinçli bir tartışma konusu yapılmamıştır.

Osmanlı sisteminde, Batı’nın aksine, iktisadî gücün siyasal güce dönüşmesi olgusu pek yoktur. Siyasal güçle ekonomik güç arasında karşılıklı etkileşim Batı’da vardır; Osmanlı sisteminde bu, hemen tamamen, tek yönlüdür. Hâkim olan siyasettir. Siyasî sistemde aristokrasinin oluşmasını önlemek ve sürekli yenilenen meritokratik bir elit kadrosunu işbaşında tutabilmek üzere nasıl ki devşirme usulünü benimsedilerse, benzer şekilde sermayeyi de, başına buyruk bir rakip veya siyaseti etkileyebilecek güç haline getirmemek üzere, devşirme tarzı bir yöntemle sağlamaya çalıştılar, diyebiliriz. Sermaye birikimi konusunda, sivil Müslüman veya gayrimüslim reayaya sıkı kâr tahdidi getirmeleri, siyasî gücü kolaylıkla ekonomik güce dönüştürebileceği için, birikim şansı çok daha yüksek olan askerî zümre mensuplarının mirasına el koymaları da, aynı mantığın içinde, siyaseti etkilemesi mümkün gruplarda sermaye birikimini sınırlandırma motifine bağlıdır. Provizyonist olarak tavsif ettiğim ekonominin idâmesi için zorunlu olan ithalat ve ihracat gibi, büyük çapta sermaye gerektiren işlerde zarurî hallerde devlet sermayesini de kullanmakla birlikte genel ve yaygın olarak devşirme tarzı diye nitelediğim yabancı sermayeyi tercih ettiler. Kapitülasyonların, yerlilere veya askerî zümre mensuplarına değil de, yabancılara tanınmasının en önemli motifi budur.

Büyük çapta sermaye gerektiren maliye-iltizam sektöründe de önce yabancıları, daha sonra da yerli azınlıkları tercih ettiler.

Azınlıklar, siyaseti etkileme şansına sahip olmadıkları için tercih edildiler. Onlar da buna gayet iyi cevap verdiler ve uyum sağlamayı başardılar.

Osmanlı düzeninin temel unsurları ne idi, diye sorarsak, en kısa ifadesi ile şöyle sıralamak mümkündür: Mîrî toprak rejimi, millet sistemi, esnaf örgütlenme tipi, vakıflar, belirli bir iktisadî dünya görüşü ve nihayet bütün bu unsurları bir orkestra gibi yönetmek üzere oluşturulmuş irsî olmayan, meritokratik bir seçkinler kadrosu.”

Osmanlı “nizamı” 600 yıl yaşadı.

Bunu gerçekleştiren atalarımızdı ve biz onların torunlarıyız. Bu tecrübeye bîgâne kalamayız.

Osmanlı tarım toplumunda vücut buldu ve kurduğu nizam buna dayanıyordu. Köprülerin altından çok su geçti, artık sanayi toplumunun dijital çağına ulaştık.

Bu geçip-gitmiş maceradan hangi dersi alacağız?

Osmanlı nizamı İslâm’a dayanır. Atalarımız bu dinin değişmez ilkelerinden hareketle bir hayat kurmuş.

Bizim hayatımız da aynı ilkelere istinat edecekse bu tecrübeyi anlamak gerekir. Rahmetli Mehmet Genç hoca Osmanlı’nın iktisadî hayatını anlamak için bir ömür harcadı.

Arşive giren her araştırmacı onun bu muhteşem çabasının değerini teslim eder. Ben bu yazılarla bir “nizam” arayışında olanlara ilkeler açısından hocanın kitabını tavsiye etmek istedim. Hepsi bu.

 

Mustafa Kutlu

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...