Pazartesi, 20 Ekim 2014 00:40

Basın Bildirisi - KOBANİ’DE ZİLLET…TÜRKİYE’DE İHANET..!

Kobani kuşatması bahanesiyle HDP eş başkanı Selahattin Demirtaş’ın kurban bayramı

içinde sorumsuzca yaptığı  ayaklanma çağrısının arkasından 35 ilde başlayan

olaylarda ikisi polis olmak üzere 40 vatandaşımız hayatını kaybetti.

Ölenlerin çoğunun Kürt kökenli vatandaşlarımız olması ise, Kürt halkı için mücadele

ettiğini iddia eden HDP için apayrı bir utanç vesikasıdır.

Olaylarda 214 okul , 67 emniyet binası, 25 kaymakamlık binası, 29 parti binası, çocuk yuvaları, Kızılay kan merkezleri, Kur’an Kursları, müzeler, kütüphaneler, belediye binalarının aralarında olduğu 1113 bina yakılmış veya tahrip edilmiştir. Şiddet eylemlerinde özel araçlar, belediye araçları, ambulanslar ve polis araçları yakılmış ve toplamda 1177 araç kullanılamaz hale getirilmiştir.

Yaşanan olayların sorumlusu, örgüt sempatizanlarını bir siyasi partiye yakışmayacak şekilde Kandil ve KCK baskısıyla kışkırtıp sokağa salan HDP yönetimidir.

Olaylar sırasında tabanının sokağa dökülmemesi için gereken duyarlılığı gösteren MHP’nin yaklaşımının yangının daha da büyümesine engel olduğu da bir gerçektir.

Türkiye,devleti ve halkıyla 4 yıldan beri devam eden ve tüm dünyanın sessiz kaldığı krizde Suriye halkına hiçbir ayrım gözetmeden kucağını ve sınırlarını açmış, milyonlarca mülteciye her türlü insani yardımı seferber etmiştir.

Kobani’ye İŞİD kuşatmasından önce de yapılan yardım faaliyetleri aralıksız devam ettirilmiştir. İŞİD saldırısıyla Kobani’den kaçan 200.000’e yakın Suriye’li mülteciyi de Türkiye tereddütsüz kabul etmiş, yaralı ve hastaları tedavi etmiş, hayvanların bile su ve yem ihtiyacı karşılanmıştır.

Kobani cephesi kaçkını 300 PYD’li bile Türkiye’ye sığınmış, bunlara da tedavi dahil her türlü insani yardım yapılmıştır.

Çoğunluğunu İslami gurup ve cemaatlerin oluşturduğu yardım kuruluşları, iç savaşın başlamasından itibaren hem muhacirlere hem de Suriye’deki yardıma muhtaç insanlara ulaşabildikleri oranda ölüm dahil her türlü riske rağmen ve hiçbir ayırım gözetmeden Ensar ruhuyla insani yardım çalışmalarını sürdürmüşlerdir.

Buna karşılık Kobani’de terör estiren İŞİD karşısında acze düşen, cepheden kaçan gözü dönmüş PYD/PKK uzantıları, sırf dindar olduğu için yardımsever insanları ve kurumları İŞİD yaftasıyla hedef almış, ülkemizi  mübarek kurban bayramını içinde  kana bulamaktan çekinmemiş ve çirkin yüzünü ortaya koymuştur.

İŞİD’e Suriye’de direnemeyenler Türkiye’de kurban eti dağıtan masum gençleri bile sözde İŞİD’çi diyerek hunharca katletmişlerdir.

11 Mayıs 2013'de Hatay Reyhanlı’da düzenlenen ve 52 kişinin öldüğü,146 kişinin yaralandığı bombalı araçlarla düzenlenen saldırılarda olduğu gibi, Kobani bahanesiyle çıkarılan olayların asıl amacı Suriye krizini ülkemize taşımak ve kaos oluşturmaktır. Diğer bir amaçta çözüm/barış sürecini sekteye uğratmaktır.

Ortadoğu’da yaşanan kaosun gerçek sorumlusu olan ABD liderliğindeki neohaçlıların, Irak,Suriye,Mısır ve Gazze’de yüzbinlerce insanın katline sessiz kalırken, Kobani bahanesiyle koalisyon halinde bölgeye çullanmaları çok iyi değerlendirilmelidir. İŞİD’e sadece havadan bomba atıp kaçanlar, Türkiye’yi Suriye’de içinden çıkılmaz bir maceraya sürüklemenin hevesi içinde iken, bölgedeki ateşi de bu tür provokasyonlarla Türkiye içine yaymak istemektedir.

Kardeş Kürt halkı başta olmak üzere halkımız oynanan oyunun farkındadır. Bu bilinç, olayların daha da çok büyümesine mani olmuştur. Çözüm süreciyle yeniden hayat bulan  ve esasında ruhumuzda var olan kardeşlik mayası tutmuştur. Artık bu halk her türlü farklılığına rağmen kardeşçe yaşama yolundaki her oyunu bozacak iradeyi ortaya koyacaktır.

Olayların fitilini ateşleyen HDP ve Selahattin Demirtaş, gereken özeleştiriyi yapmak zorundadır.

Demokratik hak kullanımını aşan, insanların yaşam ve mülkiyet haklarını hiçe sayan vahşi saldırıları yapan Vandallara karşı halkın hukuku korunmalı, gereken hesap sorulmalıdır. Olaylar sırasında halkın can ve mal güvenliğinin yeterince sağlanamamasının ve kamu güvenliğinde ortaya çıkan zaafın  nedenleri çok iyi irdelenmeli, benzer durumların tekrar yaşanmaması için gereken  idari, sosyal ve yasal tedbirler alınmalıdır.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

19.10.2014

 

ASDER GENEL MERKEZİ

ASDER Genel Merkezi

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...