Perşembe, 26 Kasım 2015 11:57

BAŞKANLIK Sistemi üzerine Değerlendirme

Türkiye'nin yıllardır gündeminde olan "Başkanlık" modeli, sadece siyasetçilerin değil, akademisyenlerin de uzun süredir tartıştığı bir konu. Çeşitli ülkelerdeki uygulamaları analiz eden akademisyenlerden bazıları "bölünme" ve "otoriterleşme" kaygılarını dile getirirken, kimi de bu endişelerin gereksiz olduğunu savunuyor. Kuvvetler ayrılığının daha net çizgilerle ayrıldığı başkanlık modelinin, Türkiye'ye çağ atlatacağını savunanlar da dikkat çekiyor. İşte o değerlendirmeler: 

"ŞU AN PARLAMENTER BİR SİSTEM YOK"

Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Öğretim Üyesi ve SDE Başkanı Prof. Dr. Birol Akgün, başkanlık sisteminin Türkiye için bir tercih değil, tek alternatif olduğunu düşünüyor. Prof. Akgün, şu değerlendirmeleri yapıyor: "Türkiye, 1876'dan bu yana "parlamenter sistem"e yakın bir model benimsedi. Fakat, bu sistemin özellikle çok partili dönemde, istikrarı sağlama konusunda yeterli olmadığı, tersine sürekli istikrarsız siyaset zemini hazırladığı tarihsel bir tecrübedir. "

İSTİKRAR BAŞKANLIKTA

"2007'deki anayasa referandumu sonrasında ise Türkiye'deki siyasal sisteme artık "parlamenter sistem" demek, doğru bir kavramsallaştırma olmaz. Şu anki yapı, ne parlamenter sistemin ne de başkanlık sisteminin özelliklerini taşıyor. Bunun da yarattığı komplikasyonlar var. Bu nedenle Türkiye'deki hükümet sistemi, bir an önce yeni bir model çerçevesinde tanımlanmalı. Her seçim sürecinden sonra yeniden koalisyon hükümetlerini tartışmak yerine, seçimin mutlak sonuç üreteceği bir sistem dizaynı gerekli. Türkiye'nin, hem içerideki yapılanma hem de etrafında uzun yıllar sürecek istikrarsızlık kuşağının içinde bir siyasi istikrarsızlık lüksü yok. İstikrarın yolu da başkanlıktan geçiyor. Başkanlık, demokrasi içinde etkin ve istikrarlı yapı sağlayabilen tek yönetim biçimidir.  

TERCİH DEĞİL, TEK ALTERNATİF

İstesek de, istemesek de Türkiye'nin ana gündem maddesi "istikrar" olduğuna göre bizim yolumuz başkanlık sistemine çıkacak. Başkanlık bir tercih olmaktan öte, demokrasi içinde neredeyse tek alternatif haline gelmiş durumda.  Eğer sağlıklı bir şekilde başkanlık sistemi oturtulursa, Türkiye lig yükselir, çağ atlar, demokrasisini güçlendirir ve ülkenin uluslararası prestiji artar.  Türkiye bugün bölünüyor mu; bölünmüyor. Ülkenin parçalandığına ilişkin bir şey var mı; yok. Bu olsa olsa, Türkiye'deki sistem tartışmalarını engellemek isteyenlerin ortaya attığı yanlış bir argüman olur.  

"YARI BAŞKANLIK DAHA UYGUN"

Kilis 7 Aralık Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Ali Fuat Gökçe: "Ben, başkanlık sisteminin ABD, Venezüela, Meksika, Brezilya ve Arjantin'deki uygulanışını araştırdım. En ideal uygulanış biçimi ABD'de.  Bizim, komple ABD'deki modeli alarak monte etmemiz durumunda sıkıntı yaşayabiliriz. 

"DİKTATÖRLEŞME OLMAZ"

Olayı sadece ekonomik ve güvenlik bakımından değil, toplumun siyasi kültürü ve yapısı bakımından da değerlendirmek lazım. Çok iyi irdelenerek sistem oluşturulmalı.  Mevcut yapıda halk tarafından seçilen bir Cumhurbaşkanı olduğuna göre zaten yapı "yarı başkanlık" modeline biraz uyuyor. Daha da geliştirilerek, başkanlık sistemi Türkiye'ye uygun hayata geçirilebilir. "Türk tipi başkanlık olmaz" deyip tartışmaya açmadan konuşmak erken bir karardır.”

"REJİM DEĞİŞİKLİĞİ TARTIŞMALARI ARTIK BİTMELİ"

Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Vahap Coşkun: “Türkiye, rejim değişikliği tartışmalarını geride bırakmak durumunda. Bugün Cumhuriyet'ten Monarşi'ye geçme tartışılmıyor, böyle bir talep de yok. Parlamenter sistem ile başkanlık sistemini tartışmak, bir "rejim" değil, "hükümet" sistemi tartışmasıdır. Bunu bir rejim değişikliği olarak düşünmemek gerekir. Muhalefetin, konuyu sayın Erdoğan'ın şahsı üzerinden tartışması yanlış. 

HASSASİYET UYARISI...

Mevcut sistemin bir tıkanma noktası varsa, bunun açılması ve herkesin görüşlerini ortaya koyması gerekir. Bunu bir "lider" değil, "sistem" tartışması olarak görmek lazım.  "Diktatörlük gelir mi" tartışması, çok sevimli bir tartışma değil. Dünyanın birçok ülkesi, başkanlıkla yönetiliyor. Her hükümet sisteminin avantaj ve dezavantajları var. Benim için önemli olan, başkanlık sisteminin hangi parametreler üzerine kurulduğudur. Sistem, "hak ve özgürlükleri güvence altına almalı", "denge ve denetleme mekanizması iyi kurulmalı", "yerel yönetimleri geliştirmeli". Bunlara ilişkin sağlıklı bir yapı oluşursa, tartışmalar olmaz. Zaten tüm kesimler kanaatlerini belirtirlerse, bir Türkiye modeli de karşımıza çıkar. Önemli olan hassasiyetleri göz ardı etmemek. 

GELENEKÇİ SİSTEM ÜLKELERİ İLERLETİR

Doğu ülkelerinde de başkanlık sistemine geçiş yıllardır tartışılıyor. Rusya’da bu yönde çalışmalar yapılırken yarı başkanlık sistemiyle yönetilen Çin’de de bu konuda toplumsal bir talep olduğu dile getiriliyor.

BATI TiPi BAŞKANLIK DOĞU2YA UYMAZ

Türkiye’de de devam eden Başkanlık sistemi tartışmalarına ilişkin Doğu modelini örnekleyen Şanghay İşbirliği Örgütü’nün (ŞİÖ) Ortadoğu politikalarını belirleyen ekibin başında olan Profesör Dai Wang, Doğu ülkelerinde her ülkenin kendi geleneklerine uygun bir başkanlık sistemi geliştirmesinin kalkınmaya büyük katkısı olacağını ifade etti. 

SORUNLARI ÇÖZÜYOR 

AKŞAM’a konuşan Profesör Wang'a göre Başkanlık sisteminin avantajları şu şekilde: Büyüyen ekonomiyi canlı tutmak, krizlerle başa çıkabilmek ya da toplumsal sorunlara hızlı çözüm getirebilmek için kararların hızla alınabilmesi, krizleri çözebilecek tek merci gücünü saklı tutması ve erkler arasındaki tartışmaları sonlandırabilecek denge unsuru olması.

Wang şöyle devam etti: “Örneğin Çin için en büyük ekonomik problem hızla büyümesi karşısında karşılaştığı makroekonomik sorunlardır. Diğer yandan çevre ülkelerle ciddi gerilimler ve krizler baş göstermektedir. Aynı sorunlar Rusya, Türkiye ya da bir başka Doğu ülkesi için de geçerlidir. Ancak Batı tipi Başkanlık sisteminin Doğu toplumları için iyi bir sistem olduğunu düşünmüyorum. Hiçbir köklü ülke kendi siyasal geleneklerini ve evrimini bir kenara koyarak, bir başka tecrübeden doğan sistemi alarak başarılı olamaz. Benim düşüncem siyasi geleneklere uygun başkanlık sistemlerinin dünyanın bu parçasında çok etkin olarak ilerlemeye ve gelişmeye hizmete edeceği yönünde.” 

KAYNAK: Akşam Gazetesi

ASDER Genel Merkezi

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...