“Yargı üzerinde baskı oluşturamazsınız”
Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’un Oruç Reis Fırkateyninde ve Trabzon’da bulunmayı özellikle vurgulayarak yaptığı ''Türk Silahlı Kuvvetlerine karşı psikolojik harekat yürütenlere diyorum ki bulunduğunuz yol, bulunduğunuz yer doğru değildir'' açıklaması kendi içinde çelişkiler taşımaktadır.
1-Birinci anlamlı bilgi Deniz Kuvvetlerinin Batı Çalışma Grubu gibi siyasete müdahale grubu uygulaması icracılarının ve bugüne uzanan halen yargılaması süren Cuntacı uzantıların çoğunlukla Denizci olmasıdır.
İkinci anlamlı bilgi basın açıklaması için Trabzon gibi Milliyetçi duyarlılığın yüksek olduğu bir yer ve DzKK gemisinin seçilmesidir.
Bu tercihlerden “Biz geçmiş yaptıklarımıza sahip çıkıyoruz” biçiminde darbeci damarın moral kazanması amacı dikkati çekiyor.Diğer taraftanda Türk kimliği dışında kimliği kabul etmiyoruz mesajında ısrar devam ediyor.
2-“Adli makamların ihbar mektuplarına ve gizli tanıkların verdikleri ifadelere karşı daha duyarlı ve daha dikkatli hareket etmeleri gerektiğine işaret ederek, bu gibi durumlarda Türk Silahlı Kuvvetleri ile bilgi teatisi ve iş birliğinde bulunulmasını, aksi durumlarda kurumlar arası çatışmalara neden olunabileceğini” söyleyerek Yargı üzerinde baskı oluşturulmuştur.
Genelkurmayın arşivlerini açmayan sivil savcıları karargaha sokmayan sadece emir komutası altındaki savcılara güvendiğini eylemleri ile yansıtan Genelkurmay Başkanı üstüne üstlük ‘çatışma’ gibi bir kelime kullanmıştır.
Yargı ve TSK çatışabilr diyerek “gözdağı verme” pozisyonu gerçekte “doğru yol ve doğru yer” değildir.
GNK Başkanı suç işlemiştir. Askeri gücün yargıya kamuoyu önünde mesaj vermesi suçtur.Tarbzon’da savcıların harekete geçmesi gerekir.
3-Diğer taraftan Sayın Başbuğ’un Reşadiye’de 7 Mehmetçiğimizin şehadeti ile ilgili görev ihmali konusuna hiç değinmemesi ilginçtir.O bölge teröre duyarlı bölge ve zırhlı taşıyıcıları mevcut olan Jandarma bölgesidir,askerlerimizi korumasız olarak gönderen amirler hakkında neden soruşturma açılmamıştır.
Bunun cevabını bekliyoruz Ayrıca sivil savcılar konuyu olası kasıt açısından incelemelidir.Ancak Kamuoyunun vicdanı böyle rahatlar.Bu şüpheden kurtulmanın başka yolu yoktur.
4-TSK nın içindeki ‘Darbeci Vicdansız’ların temizlenmesi gerekir.Bu konuda nasıl bir işlem başlatıldığı konusunda açıklama yapmadan haklı eleştirilere psikolojik harekat demek algı çarpıklığıdır.
Eğer TSK yı değil TSK içinde yanlış yapanları düzeltmek için eleştirenleri “Kendilerin karşı savaş yürüten” olarak tanımlıyorsanız hata içerisindesinizdir.
Yahut bu yazı ve sözleri Asimetrik Psikolojik Harekat olarak değerlendiriyorsanız karşı asimetrik savaş yapıyorsunuz demektir. Konuya yandan cevap vermek Genelkurmay Başkanının duruşu olmamalıydı.
5-Eğer arşivlerinizi darbeyi araştıran savcılara açmış olsaydınız bu tepkinizde haklıydınız.
Eğer darbe andıçları ile ilgili açık ve net duruş gösterseydiniz haklıydınız.
Eğer bazı darbeci subaylara sahip çıkmasaydınız haklıydınız.
Eğer roketatara boru, adli tıpça onaylanmış metne kağıt parçası demeye devam etmeseydiniz haklıydınız.
Eğer Koç müzesindeki 400 kiloluk dinamitlere görev ihmali diyerek örtbas etmeseydiniz haklıydınız.
Eğer Bingöl de 33 erin şehit edimesi olayını görev ihmali diyerek örtbas etmeseydiniz haklıydınız.
Eğer Reşadiye de 7 şehit askerimizle ilgili görev ihmali olanlara TSK dan uzaklaştırsaydınız haklıydınız.
Eğer Dağlıca’da yaşanan olayda görev ihmali olan subaya ödül vermeseydiniz haklıydınız.
Görev ihmalinde ölen sizin çocuğunuz olsa o subaylara ihtar cezası ile yetinirmiydiniz?
Sayın Başbuğ şimdi bu sorulara cevap vermek yerine “Yandan cevap”lar vererek tehdit kokan, denizcilere sahip çıkan konuşmalar yaparak Ordumuza olan sevgi ve güveni artıramazsınız.
Bu millet artık baskı,korku ve tehditle yönetilemez bunu halen anlamayan genelkurmay başkanı taihi bir yanılgı içindedir.
Türk toplumunun açıklık ve netlik istemesine karşılık vermek asimetrik psikolojik savaşa verilecek en iyi cevap olmaz mı?
6-Genelkurmaya Başkanı toplumun ortak değerlerinden bahsediyor.Ama toplumun yarıdan fazlası kıyafeti nedeniyle kışlaya giremiyor.
Hangi ortak değerden söz ettiğini açıklamasını bekliyoruz. Bu millet yaldızlı konuşma değil gerçekleri öğrenmek istiyor.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.17.12.2009
Nevzat TARHAN
ASDER GENEL BAŞKANI