Çarşamba, 20 Haziran 2012 08:48

Zaman ve Enfüsi Boyut - İçe Yolculuk

ZAMAN VE ENFÜSİ BOYUT

“Her doğru her yerde söylenmez” düsturunu hepimiz çok iyi biliriz. Niye söylenmez? Çünkü işin zaman ve derinlik boyutu vardır onun için!

Kiminle konuşuyoruz, ne konuşuyoruz? Konuşurken dikkat etmemiz gereken ana unsurlardandır.

Dünya hayatımız; üç boyutlu olarak yaşadığımız bir yaşam şekli olarak algılanmaktadır. Ama aslında dördüncü olarak, zaman boyutu da vardır ve hususiyetle dikkate alınması gereken önemli bir boyuttur. Sadece bu değil bir de siret değimiz, iç derinliğimiz vardır. Ehlinin bildiği bu boyut hemen hemen hiç dikkate alınmamaktadır. Hâlbuki o kadar önemli bir boyuttur ki; beşeri münasebetlerde en çok hataya bu boyutu dikkate almadığımız için düşmekteyiz.

Bir ayet veya hadis dahi söyleseniz; öyle zamanda öyle bir kişiye ve öyle bir şekilde söylersiniz ki; adeta Kaf dağını tuz buz edersiniz! Bu nedenle “Her doğru her yerde söylenmez” denilmiştir.

Özellikle nasihat ederken çok dikkatli olmak zarureti vardır. Çünkü nasihat vermenin içinde potansiyel olarak “sen bu konuyu iyi bilmiyorsun” veya “ben bu konuyu senden daha iyi biliyorum” manası saklıdır. Dolayısıyla gizli bir kendini beğenmişlik ve kibirli olma halini de hamildir. Bu nedenle; kendimizden büyüklere arz veya takdim, kendimizden küçüklere de rica veya istirham şeklinde olmasında fayda mülahaza edilir.

Bunu dahi yaparken zaman boyutunu ve enfüsi boyutu asla unutmamalıdır.  

Yoksa kaş yapalım derken göz çıkarır, kalp kırarız. Kırgınlıklara sebep olabiliriz. Allah muhafaza eylesin.            10.06.2012 Gürcan Onat.

İÇE YOLCULUK

Aklımız erdikten itibaren dünya yaşamımızı bir hayat mücadelesi ve hatta ölünceye kadar sürecek bir yolculuk olarak nitelendiririz. Bu yolculuk esnasında sürekli olarak gelirimizi artırmaya ki; bu şekilde sorumlu olduğumuz aile bireylerimizi daha rahat yaşatmaya çabalarız…

Oysa “bir gün bitecek olan şey ne kadar asıldır” bu hususta çok fazla kafa yormayız.

Hâlbuki dünyaya geliş amacımız bu değildir.

Dünya içe doğru yapılması gereken çok önemli bir yolculuktur. Kalbi selime ulaşıncaya kadar hiç durmadan, oyalanmadan, ihtimamla sürdürmemiz gereken hayati bir vazifedir.

Yaratıcısının huzuruna, teslim etmeye götürürken kalbi; yaralamadan, berelemeden ve kirletmeden ilk yaratılıp bize teslim edildiği gibi fıtrat üzere, tertemiz teslim edebilme gayretidir.

E, elbette imtihan dediğimiz, yaşadığımız arenada türlü türlü badireler konulacaktır önümüze; ama onları atlatabildiğimiz sürece artacaktır kemalâtımız. Zahiri zorluk ve sıkıntılar, iç dünyamızı, kalbimizi düzene koyabilmemiz için bize tanınmış olan fırsatlardır. Hayat mücadelesi denilen aldatmaca ve çoluk çocuk derdi de bu serüvende sınav aracıdır.

Verdiği zaman damağımızdaki lezzet ve vermediği zaman ruhumuzdaki sıkıntılar da perdelerden perdelerdir.

Arifler bir bir saymışlar kalp hastalıklarımızı ve zamanın bediisi de koymuş mücadele yöntemini.

Aslında yol belli, iz belli çok açık, çok net…

İş bu yolculuğu yapabilmekte…     

Son Düzenlenme Çarşamba, 20 Haziran 2012 08:51
Gürcan Onat

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...