Salı, 19 Ağustos 2014 17:02

MİLLİ DURABİLMEK, ERDOĞAN’LA OLMAK

“Haliç’te Yaşayan Simonlar..” diyor ki Hanefi Avcı; “Eskiden Haliç çok pis kokardı, oradan geçerken kenarında parkta gezen insanların bu pis koku içinde nasıl yaşadıklarını merak ederdim.” Evet pisliğin ve pis kokunun içinde ve alışarak yaşamak.. “Bir gün bir terörist yakaladık.” diyor, “PKK’nın kampında Yüksek Mahkeme Başkanı. Sırf örgütte suçlanmamak için haksız yere kız kardeşinin idam kararını vermiş. Kod adı; Simon..”

Evet, hem Haliç’te yaşamak o pis kokunun ve pisliğin içinde, hem de Simon gibi ölçüsünü kaybedip köle olmak.. Ya da MANKURT!...

Ülkemde, son 300 yıldır insanımız, cahil bırakılıyor, tarafgir yapılıyor, birbirine düşman ediliyor. Birileri insanımız adına düşünüyor ve emir veriyor. İnsanımızda “Simon” gibi itaat ediyor. Düşünüyorumda, 60 yıl önce sağcı, solcu, ülkücü, akıncı, milli görüşçü mü vardı? Halkım her kendine dönmeye çalıştığında laiklik, irtica vb. fırtılarla tırpanlanıyor ve aşağılanıyordu. Ama biz bu fırtınaların arkasında kim var hiç merak etmedik.

Rahmetli Türkeş demiş ki; “1960 ihtilalinde üç adam asıldı. Üçü de Müslüman’dır, üçü de Türk’tür, üçü de Mason değildir.” Evet, Erdoğan da samimi bir Müslüman’dır, etnik olarak Türk’tür ve Mason değildir.” Tıpkı dedemiz Sultan 2. Abdulhamid Han gibi.

Bölgemiz gün geçtikçe emperyalizmin kavga alanına dönüştü. Nasıl mı? Birinci Dünya Savaşı’nda topraklarımız parçalanıp yağmalandı. Devletimizi kaybettik. 2. Dünya Savaşı’ndan İngiltere zannedildiği gibi galip çıkmadı. Sömürdüğü Ortadoğu’da hükümranlığını ABD ile paylaşmak zorunda kaldı.

DP ve Menderes İngiltere’ye karşı ABD ile yakınlaştı. Ardından askeri darbe geldi. Oysa İngiltere ile kolkola girildiği 2. Abdülhamid’in azlinden yani 1909’dan buyana hiç askeri darbe olmamıştı.

Sonra ABD’ye karşı İngiltere küresel sermayenin üssü oldu. 12 Eylül öncesi, SSCB ile ilişkileri iyi olan Türkiye’de sol ayaklanıyordu. Ayaklandıran kim? 12 Eylül İhtilalini yaptıran dış güç…

Özal ilk kez değişen dünya dengelerini okuyup ülkemizin önünü açmaya çalıştı. Üretim, ulaştırma, toplumsal refahı artırma, Kürtlerin yaşadığı bölgelerin batıya entegrasyonu, Türk cumhuriyetleri ile ilişkilerin geliştirilmesi… Tabii bu milli gayretleri hayatı ile ödedi. Milletimiz boşuna Menderes, Özal ve Erdoğan’ı yanyana anmıyor.

Yıllarca milletimiz Haliç’in pis kokusuna alıştırılmış yaşadı. Halkı yönlendirenler de, kanaat önderleri, medyadaki tetikçiler, cemaat ve düşünce grupları adeta PKK’lı Simon gibiydiler. Fanatik, objektifliğini kaybetmiş köleler. Bu köleler maddi menfaat, sosyal imtiyaz, aidiyet kaygıları ile toplumu tarafgir yaptılar ve ötekileştirdiler.

Biz 2. Abdulhamid Han’ı dindarlığı ile andık. Oysa o dindar olmasaydı yine İngiltere ve siyonizm ona düşman olurdu. Neden? Çünkü Musul’u ve petrolü peşkeş çekmedi. Şunu unutmayınız, biz solcu, sağcı, Ergenekon’cu vs. ile meşgulüz. Oysa bunlar tetikçi ve maşalar sadece. Bu maşalar karşınıza her yerden çıkabilir. Yani, solcu, sağcı, İslamcı, milliyetçi, ulusalcı, bölücü olabilirler. Çatı aday örneği tam da bunun göstergesidir. Düşünün 12 farklı partinin ortak adayı aynı kişi.

Şimdi, AK PARTİ’ye düşen alet olmamak, satılmış, Mankurtlaşmış, Simonlaşmış kimselere fırsat vermeden R. T. Erdoğan ile omuz omuza olmaktır. Başbakanımızın balkon konuşmasını tekrar hatırlayalım. “-Gazze, Kabil kazandı, Üsküp, Bağdat, İslamabad, Bişkek, Şam, Trablus, Kudüs… kazandı.” demişti, yanında da Kırgızistan Devlet Başkanı vardı. Evet, Tayyip Erdoğan, emperyalistler ve dış güçler için güvenilmez bir adamdır. Öyleyse biz güveneceğiz. Ülkedeki müsbet beyinlerin tamamına yakınını partisinde etkinleştirmiştir. Dolayısı ile ülkemizin bu dik durma sürecinde halkımızın, özellikle de Kürt vatandaşlarımızın da çok sevdiği bir siyasi lider. Daha da önemlisi devletimizin sınırlarını 1908’deki sınırlar olarak kabul eden benim için Ortadoğu’da, Balkanlar’da, Kuzey Afrika’da da çok sevilen bir lider Erdoğan. İddia ediyorum, bu ülkelerde seçimlere girse yine en az %52 oy alırdı.

AK PARTİ’nin hedef seçilen yıllarını da vicdanlara hatırlatıyorum. 2023; 1923’ün yüzüncü yıldönümü. 2053; 1453 İstanbul’un Fethinin 600’üncü yıldönümü. 2071; Anadolu’ya girişimiz 1071’in 1000’inci yıldönümü.

Seçime sevinen şehirlerle, hedef yılları bir araya getirin, Erdoğan’ı bulun.

Son Düzenlenme Salı, 19 Ağustos 2014 17:29
Halil MERT

(E) Topçu Yarbay

Strateji ve Yönetim Uzmanı

https://www.youtube.com/user/81mert1 | Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...