Çarşamba, 07 Haziran 2017 12:41

FETÖ’nün Badem Bıyıklı Maklube Manyakları…

FETÖ belasının ne çok hayranları varmış? 2002 yılında AK Parti’nin iktidara gelmesiyle FETÖ denilen çete furyasının önü kesilemez bir şekilde sınır tanımadan büyüdüğü gerçeği zaten ortada. Ancak ne yazık ki bu projenin Atlantik ve ABD ortaklığı olduğunu hiçbirimiz okuyamadık. 

Batının içimizdeki uşakları ve yavşaklarının kimi sosyalist tayfada dem vurur, kimi cemaatçi olur, kimi İslamcı mütedeyyin takılır, kimileri de sahte kahramanlardır. 

Bir badem bıyık tayfası var ki; maklube manyakları… İşte o maklube yiyen badem bıyıklılar bir ülke üzerinde algı oyunları yürüttüler. Yurt dışındaki okullarda milli duygular kabartılarak Ya Allah Bismillahlarla, İstiklal Marşları okutarak dinden devletten kılcal damarlarımıza kadar işlenecek hamleler yaptılar. Öyle ya bu duygularda payı olmayanları ne Müslüman görüldüler ne Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı sayıldılar. Hatta birinin fişlenmesi gerekirse emniyetin içindeki şebeke fişleyecek, şebekenin timleri de himmet toplayacak kadar alçak bir proje. Daha da önemlisi bu ülkenin fakir fukarasını, samimi iş adamını, samimi Müslümanını, canını seve seve vermeye razı güvenlik kuvvetleri mensuplarını ve daha birçok ismini sayamadığım gizli kahramanları hain ilan eden bu alçaklar hepimizi ötekileştirmede önemli boyutta bölücü bir projeyi başardılar.

Bir dönem dershaneler ve okul açılışları maklube yemekleri ile taçlanıyor, valiler, emniyet müdürleri, il, ilçe protokolleri sıraya giriyor, bölge imamları da istekleri ve talepleri karşılanacak bir sümüklü tarafından hizmet hareketine faydalı olanlar için yaptığı yardım nispetinde cennetle müjdelenecek. Hatta bazı vekil ve bakanlar da FETÖ’nün duasını almak için Pensilvanya yolcusu olacak… Allah sonumuzu hayra çevirsin. Artık bu gibi şarlatanların şerrinden Allah’a sığınırız. Bakıyorum da halen mazlum, suçu günahı olmayan birçok tutuklu var. Bu manda baktığımızda darbeci cunta hareketi duruşmalarının başladığı günden beri koro halinde tek ses olarak ifade verdikleri görülmektedir. Bu yargılamanın bile bu millete haksızlık olarak sayılması gerekirken, mahkemeyle alay eder gibi ifadelerin kullanılması bu ülkenin şehitlerine ve gazilerine hakarettir. Bu alçakların tiyatrosuna bir son verilmesi gerekir.

Birçoğumuz yakın zamanda gerçekleşen bütün tezgâhları hatırlarız. Bu alçak paralel yapının oyunları üzülerek söylüyorum, ne yazık ki zamanında işimize geldi diyebilmeliyiz. Neden mi? Kimimiz laiklikten nefret ediyoruz, kimimiz sistemden, kimimiz din-vicdan hürriyetinden, kimimiz kılık kıyafet yasasından derken farkından olmadan hepimiz bu alçaklara sessiz kaldık millet. 

Bu alçaklar birçok cinayetler işledi. Hangimiz canhıraş? Bunu kim işledi, kimler için ‘’kimsiniz’’ dedik. Kamuda birçok ihraçlar yapıldı, badem bıyıklar dönemi yaşandı, bütün kurumlara bu şebeke yerleşti. Kaçta kaçımız bunlara karşı çıktık. Ergenekon ve benzeri operasyonlar düzenlendi, birçok güvenlik personeli harcandı, mağdur edildi. Kaç kişiye sahip çıktık? Önemli proje ve bilim adamları infaz edildi, kaç dosya yeniden açıldı?

FETÖ medyası her gün düşman yaratmak için iş başındaydı. Kimini dinsiz ilan eti, kimini devlet düşmanı, kimi cemaatleri İrancı… Bizler ise devrin en büyük yalancılarının dinleyicisi konumundaydık. Dinlerken belki sorguladık ama yargılayamadık. Çünkü yargıyla da bir çocuğun oyuncaklarla oynaması gibi oynanıyordu.

Ergenekon sanıklarının topyekun üzerine gidildi. İş adamlarına ödeyemeyecekleri miktarda vergi cezaları kesildi. Akademisyenlere görevden el çektirildi. İş güç sahibi olanların işlerine son verildi. Haklarında el altından planlı dedikodular yayıldı, yıpratılmaları için her türlü psikolojik operasyon unsurları uygulandı. Sanıkların bu iddialara cevap vermeleri mümkün olmadığı için uygulanan karalama ve çamur atma operasyonu bir bakıma başarıya da ulaştı. Sanıklar çenelerini yırtarcasına gerçekleri her duruşmada bağırdı. Medyaya, siyasi partilere mektuplar gönderildi, haberler tekzip edildi ama ne FETÖ medyası ne de Batı medyası bu itibarsızlaştırma operasyonundan geri adım atmadı.

Çünkü arkalarında CIA’in korumasında olan ve ABD’nin Ortadoğu projesi kapsamında kullandığı Fetullah şarlatanı ve ajan şebekesi vardı.Ama bu örgüt içinde görev alanların çoğu ABD istihbaratı tarafından özel olarak yetiştirilmiş profesyonel ajanlardır. Ve görevleri CIA’in bölgedeki çıkarlarına uygun olarak,yeni dünya düzeni içinde Türkiye’nin ve diğer Müslüman ülkelerin yönetimlerinin yeniden revize edilmesini sağlamaktır. Buna karşın el vicdan deyip yeniden kendimize gelmeliyiz etrafımız ateş çemberi iken gün birlik olma günüdür.

Ülkemin aziz milletine selam olsun, dua ile kalın. 

Sabri BALAMAN

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...