Salı, 11 Aralık 2018 09:51

Yerelden iktidara Erdoğan devrimi

Cumhuriyetin hangi şartlarda ve kimler tarafından kurulduğunu, işgalci güçlere karşı nasıl bir mücadele verildiğini bir an için anımsayalım. Her renk, dil ve dinden silah arkadaşları; Nene Hatun’lar, Sütçü İmam’lar, Şahin Bey’ler, Seyit Onbaşı’lar, Fatma Ana’lar, Said-i Nursi’ler, Yahya Çavuş’lar, Tıbbiyeliler ve daha nice kınalı kuzular… 

Bu ilelebet payidar kalacağına inandığımız cumhuriyetimizin temellerini hep birlikte atmışlarken, her ne hikmetse, zaman içerisinde, milletin iradesinin üzerindeki karanlık eller, kamu yönetim işleyişini, mütedeyyin Anadolu insanının eliyle yönetmesini (çekip/ çevirmeyi) sakıncalı görmüş ve adeta devleti belirli bir zümrenin memuriyetine tahsis etmiştir. 

90’lı yıllara kadar süregelen bu anlayış, devlete hizmet etmeyi unutmuş; “Bugün git yarın gel” , “benim memurum işini bilir” veya “devletin malı deniz yemeyen keriz” şeklindeki zihniyeti resmen devleti sarmıştı. 

90’lı yılların ortasına gelindiğinde (27 Mart 1994) Refah Partili belediyeler milletten hizmet için vize almıştı. Refah Partisi belediyecilik anlayışı bu hantal bürokratik ve hatta oligarşik yapıya rağmen hizmet ediyor ve milletten taktir topluyordu. Ancak seçilmişlerin üzerindeki vesayet makamlarının baskısı arttıkça, millete hizmet için tüm kanallar da kapanmış oluyordu. Öyle ki; seçilmiş bir belediye başkanı (Hem de Büyükşehir Bld.Bşk.) o kurumun memuruna iş yaptıramaz hale gelmişti!

Bu aziz millet; cuntacı anlayışın, yargının, medya ve sermaye güçlerinin seçilmişler üzerindeki vesayeti kırmak için 24 Aralık 1995’te Refah Partisini 1. parti yapmış ve iktidarı kurma yetkisi vermiştir… 

Refah iktidarının ilk icraatı, tüyü bitmemiş yetimden haksız yere hortumladıkları sermayelerle gücüne güç katan baronların hortumlarını kesmek olmuştur. Böylece vesayetin sermaye ayağına ilk neşteri vurmuşlardır.

Hortumların kesilmesiyle beraber işçi, emekli, memur, köylü, çiftçi ve her sınıftan mütedeyyin Anadolu insanına hak edilen değer de verilince kıyametler kopmuştur. Yargı mensubundan/medya patronuna, patronlar kulübünden/cuntacılara kadar hepsi birleşerek kesilen hortumlar için 28 Şubatta “BALANS AYARI” yapmışlardır. Utanmadan ve arlanmadan; “Demokrasiye BALANS AYARI yaptık ve binyıl sürecek” denilmiştir. 

Ama onların hesaba katmadığı bir durum vardı; “Tırtıl tam dünyanın sonunun geldiğini düşünmüştü ki; kelebeğe dönüştü! Tırtılın bu hayatı, özellikle bu ülkede yaşadığımız acılara panzehir niyetine sunulmuş bir destandı. 

Aklını, ruhunu ve vicdanını başka yerlere kiralayan bu vesayetçi anlayış, uzun yıllar süren adaletsizliklerini pekiştirmek için kurdukları bu sistemin, her ne kadar bin yıl süreceğini öngördülerse de, tırtılın hikâyesinde olduğu gibi, bu necip millet buna fırsat vermemiş ve sadece beş yıl sürebilmiştir. Milletimizin üzerine çöken kara bulutlar, 5 yılın sonunda yani kasım 2002’de doğan bir güneşle dağılmıştır. Kim bilebilirdi ki; 1994’te başlayan yerel yönetimlerdeki hizmet anlayışının, 2002 yılında iktidara gelen Ak Parti yerel yönetimleriyle devrim yapacağını. Bu devrimin kısa tanımı yerelden iktidara Ak Parti devrimidir. 

Tek gayesi milletine hizmet olan, bu uğurda da gecesini gündüzüne katan, üstüne bir de envai tür zulüm ve haksızlığa maruz kalan ve hayatını bu yolda tüketen efsanevi lidere selam olsun. Muhtarlığın çok görüldüğü bu lider ki; arşın arşın arşın gönülleri fethederek ulaştı cumhur makamına…

Şunu da söylemeliyiz ki; millete hizmetkâr olmak herkesin haddi olmadığı gibi şairin deyimiyle; “Asiyab-ı sengi’yi bir har da olsa döndürür, döndürür ama mili kırar çarka eder harabeye döndürür’’

Vesselam…

Sabri BALAMAN

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...