Çarşamba, 30 Ekim 2019 10:45

Medeniyet Coğrafyamız Çok Büyük

Yorumlar izliyorum... Yorumlar yapıyoruz...

Biz neredeyiz, “Genç adam! Bundan böyle senden beklediğim, Anadolu kıtası büyüklüğündeki dâva taşını da gediğine koymandır.” diyen bizim neslin yetişmesinde büyük emekleri olan Dava Adamları nerede?

1900’ün başlarında 1922’nin kocaman kıt’aları kaybettiğimiz, Anadolu’ya hapsedildiğimiz günlerindeki Çağlayanları nerede, biz neredeyiz?

“TÜRKELİ ZEYBEKLERİNE...

… Cihanın tarihi, vatanı uğrunda senin kadar uğraşan, kanını döken bir millet daha gösteremez. Senin kadar kimse kendi vatanına sâhib olmağa hak kazanmamıştır. Bu vatan ya senindir, ya kimsenin!…

Dünyanın her tarafındaki taşsız mezarların, azametinin mâlikâneleridir.

Göğsünde tutuşan gönül, gönül değil, cephâne oldu. Bu uğurda parçalandıkça kinin ve feyzin çoğaldı.

...

Asırlardır, dinin, milletin aşkına başına yağan, sonu gelmez bir belâdır…

Çile çekmeyen varlığını duyamaz… Bundan sonra duy ve anla ki medeniyet denilen büyük gürültünün mânâsı makinedir ve makineyi Avrupa’nın elinden aldığın zaman, senin rûhun onunkinden daha âsil, senin kalbin onunkinden daha temiz olduğunu meydana koyacaksın. Senin de dükkânını, tezgâhını fabrika ile sapanını, tırpanını makine ile pazunun emeğini, öküzünün gücünü makine kuvvetiyle değiştirdiğin zaman alnının onunkinden daha yüksek olduğunu göstereceksin. Bunu göstermeğe çalışmalısın.

Vaktiyle Çin ve Hind’in medeniyetleriyle İran’ın feyzini birleştirdiğin gibi, bugün de Avrupa’nın irfânını Asya’ya ileteceksin. Ey kervan başı yürü!...

…Tükenmez düşmanları, tükenmez savaşları, tükenmez kanları düşün ve bu çilelerin sebepleri kalbinde, dimağında coşsun… ve durulsun. O zaman arslan gibi ölmenin ecri, insan gibi yaşamak olduğunu anla! İnsan gibi yaşamağa, efendi gibi yaşamağa, ataları gibi yaşamağa azmet.

İşte o zaman Hazret-i Muhammed’in feyzinden gönlünde de bir sönmez çırağ, Yavuz’un damarından sende de bir damla kan, Alparslan’ın yelesinden sende de bir tutam saç olduğunu hatırla ve evlâdını ona göre hazırla!...” Şişli,1922

Ahmet Hikmet Müftüoğlu

  1. Dünya Savaşı’nın yağma ve yıkım günlerinde bile azmini kaybetmeyen insanlardan utanalım bu günü değerlendirirken. “...ve makineyi Avrupa’nın elinden aldığın zaman, senin rûhun onunkinden daha âsil, senin kalbin onunkinden daha temiz olduğunu meydana koyacaksın…” diyeli 100 yıl geçmiş o mübarek adamlar..

          Merhum Erbakan Hocam Milli Görüş deyip Ağır Sanayii Hamlesi deyip, Anadolu’da temeller atarken, OSB oluştururken O’na düşmanlık eden birinci kesim Laik, Atatürkçü geçinen CHP ve sol söylemin insanlarıydı. İkinci kesim de S. Demirel’e oy veren herkes. Bunların içinde Türkiye’nin şu anda sayısal manada en önde gelen tarikat, cemaat mensupları da vardı.

          Özellikle Kıbrıs Barış Harekâtı sonrasında Millileşme adına verilen emeklerin geldiği nokta Atak helikopteridir, Altay tankıdır, MİLGEM’dir.

          Bu gün Ordumuz başarılı sınır ötesi harekâtlar yapıyor. Hamdolsun... Ne ile peki?

          Öncelikle Milletimizin Birlik, Beraberlik azmi, tereddütsüz ve sağlam imanı ile… Bu iradeye teslim olmuş, öncülük yapan ve kararlı duruşu ile emperyalizme, ezeli düşmanlarımıza karşı dimdik durabilen Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip ERDOĞAN ile.

          Ekonomik büyüme ile Askerimizin karnı doymasa, atacak mermisi olmasa, kalkacak uçağı olmasa sadece kahramanlıkla başarılı olunur mu? Balkan Harplerini düşünün. Elbette 15 Temmuz İhanet Süreci sonrası hızla toparlanan bir ordudan söz ediyoruz.

          Milli ve Yerli Silahlarımız ile. Bize silah satışını yasaklayan Batılı düşmanlarımızı dikkate bile almadık. Nasıl peki? Kendi ürettiğimiz silah, mühimmata güvenerek.

          Aziz Milletim... Suriye küçücük. Oysa senin Medeniyet Coğrafyan çok büyük. Adriyatik’ten Japon Denizi’ne Türk Dünyası, Amerika’dan, Afrika’ya, Avrupa’dan Uzakdoğu’ya Dünyanın her yerinde İslam Dünyası ile kocaman bir dünyan var. Pakistan’da senden hesap almıyor garson, “Hesabı Erdoğan ödedi, Azerbaycan’da.” diye. Arabistan’da taksici para almıyor, “Davos’ta Erdoğan ödedi hesabınızı.” diye. Afrika’da otelde para almıyorlar, “Ceddiniz Kanuni Süleyman köle Tüccarı Avrupalılardan bizi korudu.” diye. Hindistan’da Türk Binbaşı girince Hintli general ayağa kalkıyor, “Atanız Abdulhamid Han İngilizlere karşı Bağımsızlık Savaşımızda bize destek oldu.” diye.

          Hala dünyanın ücra köşeklerinde halife bekleyen topraklar senin deden adına hutbe okutur, hatta para basar halife diye.

          Emperyalizm, bizim evimiz sayılacak Suriye’de, Irak’ta, Yemen’de, Azerbaycan’da, Kafkasya’da, Balkanlar’da kargaşa çıkartıyor. Kardeş kanı döktürüyor. En büyük güvencemiz ise buralarda yaşayan Halktır. Halk milliyetine bakmaksızın, dinine bakmaksızın bizi, Milletimizi seviyor. Türk Milleti’ne duyulan sevgi ve muhabbet iyi işlenmelidir. büyütülmelidir… Arap Ülkeleri’nin şu anki yöneticilerinden kaynaklanan duruşları bizi elbette kaygılandırıyor. Halkların muhabbeti ise ümitlendiriyor.

          ABD, Suriye’den çıkıyor. Kimi bıraktı peki alanını? PKK’yı…

          Rusya ile bir mutabakat yaptık. En büyük sorun yine PKK…

          PKK’yı düşmanlarımız bize karşı bir sopa gibi ellerinde tutmaya devam ediyorlar. Biliniz. Mukabil olarak bizim tüm dünyada örgütleyebileceğimiz siviller var. Esas olan PKK gibi kan döken bir terör örgütü oluşturmak değil elbette. Ancak sivil etki oluşturacak yapılar mutlaka oluşturulmalıdır.

          Bakınız Katil Batı içimizde katiller yetiştiriyor. Örgütlüyor. Cinayetler işletiyor. Sonra da kendisi infaz edip, ayrıca fitne ucu bırakıyor. DEAŞ’ı kurdurdukları kendi ajanları Bağdadi’yi öldürdüler. Obama kurdurdu, Trump öldürdü. Sonuç ne? Milyonlarca Müslüman’ın kanı ve gözyaşı birbirine karıştı.

          FETÖ...! 60 yıl çalıştıkları yüzyılın ihanet projesi. Hala dünyada İslam’ı tahrip etmeye devam ediyorlar. İmamlık yapan kadınlar, karışık namaz kılanlar, kilise mescidler...   

          500 yıllık tarihimize bakın. İngiltere ve İspanya başta olmak üzere emperyalist Batı, Denizcilikle, sanayi devrimine müteakip yaptıkları büyük makinelerle dünyanın her yerinde etkin oldular. Son 300 yılı iyi incelemeliyiz. Ders almazsak tarih tekerrür eder.

          Maddi, manevi tüm hedeflere ulaşmamız için Üretim ve Güçlü Ekonomi, en büyük vasıtadır. Bu gün içi boş hamaset üretmek gönlü boşaltılan insanımızın çare üretme mekanizmalarının harekete geçmesine engel olmaktadır. "Lafla peynir gemisi yürütmeye çalışanlar sadece ümmeti aldatanlardır."

          Gelelim sözün başına. Günü, coğrafyayı, olayları ve geleceği konuşurken, Milletimizi olayların geçtiği bu kara parçası içinde değerlendirmemeliyiz. Ayrıca, “ABD ne der, Rusya ne yapar? AB ne der?” diyerek, yorumlarda bizim geleceğimiz yerine bize üflenenleri konuşmak ne derece doğru?

          Yarının Büyük ve Güçlü Türkiye’sini çalışkan, fedakâr, yürekli; bilimi, teknolojiyi kavramış, İmanımıza ve İstikbalimize bağlı Yiğit Öncüler yeni istikameti üzerine kuracaklardır.

          Ne mutlu maziyi idrak edip, atiye yürüyenlere...  

Halil MERT

(E) Topçu Yarbay

Strateji ve Yönetim Uzmanı

https://www.youtube.com/user/81mert1 | Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...