Cuma, 03 Temmuz 2009 03:23

İRAN SEÇİMLERİNİN HATIRLATTIKLARI DARBELER

İRAN SEÇİMLERİNİN HATIRLATTIKLARI DARBELER

 

İran… Dünyadaki iki şeriat devletinden biri.

Diğeri mi?

İsrail. Muharref Tevrat ve sonradan Yahudi din adamlarının yazdığı iki adet Talmut isimli kitap var. Bunlara uygun yönetiliyor. Öyle keskin kurallar var ki. Örneğin cumartesi İsrail’de hayat durma noktasına geliyor. Siz ise Cuma vakti sadece belki yarım saat çalışmanın yasaklandığı Cuma vaktine bile hâkim değilsiniz. Neyse…

Burada İran seçimlerinin “nasıl”ından söz etmeyeceğim. İran üzerinde oynanan tezgâhtan, Psikolojik Harekâttan söz edeceğim. Bizde de hatırlattıklarına değineceğim. Bir zamanlar ülkemizde 28 Şubat yaşandı. Hatırlayınız. Nerede o şeyhler? Nerede o cami önü nöbetçi eylemcileri, görevli şeriatçılar. Eminim bir kısmı şu anda pavyon fedailiği yapıyordur. Şeyhleri uyuşturucu hap ürettiğine göre. Düşünelim. Bu olaylar bahane edilerek ülkenin en milli hükümetlerinden biri derdest edildi. Şimdilerde o zamanda bilinen aktörlerinin pis senaryoları birer birer ortalığa saçılıyor.

Tabii İran’da, İran’la ilişkiler de o zamanlar kullanıldı. Dendi ki İran rejim ihraç edecek. Sonra bunu diyenler ABD’nin acımasızca bölgeye saldırıp yağmasını görünce de yüzümüzü doğuya dönmemizden ve İran’la dostluğumuzdan söz eder oldular.

Soruyorum “bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu…” Tabii bu da maksatlı. Ülkemiz gibi bağımsızlığı tartışılır hale gelmiş devletlerde tepe kadroların milletimizce sorgulanması gerekiyor.

İran’da devrimden sonra çok iyi örgütlenen yeni yapı tepe kadroları sağlamlaştırdı. Ancak, emperyalizm şeytan gibidir. Her zaman soldan gelmez. İran’da olduğu gibi sağdan da sokuluverir. Dolayısı ile daima uyanık olunmalıdır.

Psikolojik Harekâtın hile ve desiselerine daima hazır olunmalı, toplum bu yönüyle sürekli bilgilendirilmelidir. Bakın ülkemizde de bu tarz oyunlar her zaman oynanabilir. Dün Madımak Yangınının yıl dönümüydü. Sivas’ta anma törenleri vardı. Birisi topluluğa merhum Yazıcıoğlu’nun resmini gösteriyor. Olay çıkıyor. Şimdi olayı düşünün…

Merhum, bu yangının çıkmasını, insanların yanmasını isteyen birimiydi? Hayır. Peki, o resmi gösterenin maksadı ne? Cesarete bakın ki yüzlerce insana karşı. Diğer yandan kalabalıktakiler merhumun duruşunu bilmiyor mu? Zulme rıza göstermeyeceğini bilmiyor mu? Biliyor… Ama olaylar bir anda büyütülebilir. Allah korusun tüm ülkeyi sarabilir. Bu olaylar masum değildir.

Malum bir irtica ile mücadele planı çıktı. Neden bu kadar tepki! Aynı plan yozlaşmayla, soysuzlaşmayla, uyuşturucu ile mücadele ile ilgili olsaydı acaba entel ve dantel zevat hariç, acaba bu necip millet bu kadar tepkili olur muydu? Acaba, o planın yanında olmaz mıydı?

İran’da ABD’nin yıllarca bütçesinden resmen ödenek ayırarak desteklediği bir gladyodan söz ediliyor. Düşünün seçileninde seçilemeyeninde yanında din adamları var. Yani ülkenin en büyükleri. Oy farkı su götürmeyecek kadar fazla. Öyleyse olayların mantıklı izahı nedir?

Ülkemizde şükürler olsun ki bu tarz “Millete rağmen, millete karşı” yapılanmalar çözülüyor. Nihayet halka rağmen kendi siyasi menfaatleri adına hareket edecek kişilerin oyunları ortaya çıkmaya başladı. Demokrasi havariliğini darbelerden medet umarak yürütmeye çalışan siyasi solun yerini gerçek sol değerleri savunan insanlar alır inşaallah bu olaylardan sonra solumuzda olgunlaşır ve toplum değerleri ile barışır.

Burada halkımızın uyanık olması gereken diğer bir boyutta şu. 28 Şubat darbesinin mağduru gibi görünen zevatın bir kısmı dönemin oyunlarının içinde olan Cumhurbaşkanının da talimatı ile gemiyi terk ettiler. Yani hükümetin yıkılmasını hızlandırdılar. Mağdur görüntüsündeler. Ama bana göre mağduriyete sebep olanlara maşa oldular. Şu anda yine mağduruz mesajları ile en zirve noktalara çıktılar. Yani bu tarz kişilere karşı da dikkatli olunmalıdır. Bu kadar büyük oyunların tek başına oynanması, tesadüf, bireysel çaba ve başarı olarak sunulması büyük bir ahmaklık olur. Bir de her devirde zirvede olan bu tip insanların çok güçlü kişiler olduğu topluma sunuluyor. Oysa kişilikli insanlar her yerde nasıl olur? Bu sorgulanmalıdır.

Siyasette cıva gibi hareket ettirilen bir grup var. Tutulmuyorlar. Girdikleri yerin ağılığını artırıyorlar. Bu gruba dikkat edilmelidir. Kim dikkat etmeli? İdeali olanlar, ilkeleri hedefleri olanlar dikkat etmelidir.

İran olaylarından alınacak dersler vardır. En başında da toplumun değerlerine bağlı olan tüm kesimleri dikkatli olmalıdır. Bu gün Madımak Olaylarının tarafları vardır. Ya da böyle bir görüntü. Bu görüntüdeki tarafların, toplum kesimlerinin içindeki sağduyulu insanlar ve kuruluşlar kendi yanlarında görünen kontrolsüz ve dış servislerce ve onların ülke içindeki maşalarınca kullanılmaya müsait grupları baskılamalıdır. Toplum dışına itip yalnızlaştırmalıdır. Bu gruplar her kesimde maalesef mevcuttur.

Düşünün. Madımak Olayları nedeniyle Ümraniye’de yol kesiliyor. İnsanların ölüm yıldönümlerinde yeni ölümlere sebep olabilecek olaylara meydan vermek ne kadar masumdur? Aynı şekilde Cuma namazı çıkışı “hilafet istemek”. Şimdi bir halifeniz olsa O’nu kim dinler? Hangi İslam Ülkesi üzerinde ne kadar yaptırımı olur? Bu olayların hiçi biri masum değildir. Halife istenmesi benim de gururumu okşuyor. Ama “aç tavuk misali” davranmanın, pusudaki korkak neferin erkenden korku ile ateş etmesi ile yerini belli etmesi gibi cahilce davranmanın da gereği yoktur.

İran’da seçim bitmiştir. Dünyaya düşen bu tercihe saygılı davranmaktır. Bize düşen kardeşlerimizin arasında çıkacak her türlü kavgaya karşı çıkmak, birliklerine destek olmaktır. 

 

 

 

                                               Hali MERT

                                               (E) Topçu Yarbay

                                               Strateji ve Uluslararası İlişkiler Uzmanı

                                               www.halilmert.org         

Halil MERT

(E) Topçu Yarbay

Strateji ve Yönetim Uzmanı

https://www.youtube.com/user/81mert1 | Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...