Cuma, 16 Ekim 2009 07:43

ORTADOĞU VE TÜRKİYE'NİN DÜĞMELERİ

ORTADOĞU VE TÜRKİYE’NİN DÜĞMELERİ

Sabah e-postalarla beraber haberlere de bakıyoruz.

Ermeni kapısı açılacak mı?

Müzakerede kimler vardı?

Fransa, İsviçre’mi? Yahu adamlar “Ermeniler katledilmedi!” dedi diye TTK eski başkanı Prof. Yusuf bey’i az kalsın cani işbirlikçi diye interpol bültenleri ile aratıp tutuklatacaktı. ABD mi? O da Wilson Prensipleri ile doğumuzdaki Vilayet-i Sitte’yi (altı vilayet) Ermenilere tahsis ettiğinden bu yana Lozan dâhil devletimizi kaile bile almıyor. Rusya… Ermenileri hep bize karşı kışkırtan onlar değil miydi? Dış İşleri Bakanı imzada kurtlar arasında adeta bir kuzu gibi masum ve yalnızdı.

İsrail tatbikata kabul edilmedi… Aman ne büyük şey! Uçakları Anadolu semalarında cirit atarken…

Azeri milletvekilleri Başbakan’ı dinleyince çok mutlu oldular. Yüce Milletimiz de öyle. Ama! Narkozda böyle bir şey… Netice, netice?

         Önemli bir haber daha var aslında. O da şu; “Kandil için düğmeye basıldı. PKK'yı terör örgütü kabul eden ABD bu kez somut bir adım attı ve PKK'ya önemli bir darbe vurdu. Dışişleri Bakanlığı, ABD Hazine Bakanlığının, terör örgütü PKK'nın lider kadrosunda yer alan Murat Karayılan, Ali Rıza Altun ve Zübeyir Aydar'ı "Özel Olarak Belirlenmiş Uyuşturucu Kaçakçısı" ilan ettiğini bildirdi.”[1] Ne komik değil mi? ABD Ortadoğu’da istediği düğmeye istediği zaman basıyor. Bu haber şu manaya da gelmez mi?

         PKK’nın uyuşturucu paraları ABD’nin kontrolünde!...

         Yani ezeli müttefikimiz, büyük abimiz ABD, hani bizi dostça ve Müslüman’ca selamlayan Obama PKK’nın paralarını hem de uyuşturucudan kazandığı paralarını kontrol ediyor. Ama istediği zaman aynı silahı Türkiye’ye, istediği zaman İran’a, istediği zaman Irak’a, istediğinde Suriye’ye karşı kullanıyor. Bölücülük, maalesef Mikro Milliyetçilik İslam Dünyasını paramparça etti. Etmeye de eğer uyanık olmazsak devam edecek. Tüm bunları kim görmeli? Açılım bekleyen, Kopenhag kriterlerini belirleyenlerden medet uman herkes görmeli.

         Aynı şekilde Ergenekoncu denen kesimlerin bir kısmını, 28 Şubatçıları, dönemin eylemcilerini ABD ve Batılı istihbarat servisleri, MOSSAD yani İsrail kullanmadı mı zannediyorsunuz? 12 Eylül öncesi olayların büyümesini bekleyenler hani zamanın ABD Başkanının “Bizim çocuklar başardı!” dediği kesimler acaba olayların büyümesini beklerken, kanın artması için gayret etmediler mi? Sabırla mı beklediler süreci? Zannetmiyorum. Görünen o ki ABD yerli işbirlikçilere değişik değişik düğmeler koymuş. Bazen ileri, bazen geri hareket ettiriyor. Bazen seviyor, bazen dövüyor. Ama bu halkına, insanına, imanına, ülkesine ve medeniyetine ihanet etmiş ve etmeye devam eden kesimler sahiplerine sadıkane itaate devam ediyorlar. Görünen o ki ABD dağ kadrolarını tasfiye etme kararını Türkiye ve dünya kamuoyu ile paylaşıyor. Yani siyasal zeminde hareket eden kadroları kullanacak. Bu arada onlar da ABD’in de temsilcilikler açmaya, gölge parlamentolar kurmaya çalışıyorlar. Tabii hareketin manevi başkanı olarak sunulan İmralı’daki elebaşının da bir şekilde affedilerek siyasal zeminde kullanılmasına sıra geldi. Zannediyorum ki o da birkaç yıl içinde TBMM çatısında yerini alır. Ya da yer alanların yanında bilfiil olur. Dışarıdaki ağalarının basacağı düğmesine göre rolünü oynar.

        

         Ortadoğu kurulmuş robotlar coğrafyası mı?

         Yazılanları, haberleri okuyunca eğer bir parça kişilikli iseniz şöyle basit ama şahsiyetli bir mantıkla hareket etmek durumundasınız. Hele de Devlet-i Aliye gibi büyük bir süper gücün vatandaşlarının, asli –kurucu- unsurunun torunu iseniz… bölgesinde etkin, güçlü ve büyük Türkiye İdealinin savunucusu olan, bu noktada samimi olan, kendi çözüm ve hal tarzları olan kadrolar kimler diye.. Ya da Üstad Necip Fazıl’ın Gençliğe Hitabe’sinde ifadesini bulan “'Kim var? ' diye seslenilince, sağına ve soluna bakmadan fert fert 'ben varım! ' cevabını verici, her ferdi 'benim olmadığım yerde kimse yoktur! ' fikrini besleyici bir dâva ahlâkına kaynak bir gençlik...” sadece gençlik mi? Muhatap kabul ediyorsanız, siz, biz, hepimiz…

         Bu cümleleri herkes kuruyor. Bazen milletimizin karşısında, bazen Gazzelilerin karşısında, bazen de Azerbaycanlı kardeşlerin karşısında. Esas olan nedir? “Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz.”

         Halkımızda hatta Ortadoğu’da yaşayan Devlet-i Aliye’nin tüm yetimleri de dışarıdan kontrol edilen, düğmeli kimlikleri artık teşhis etmelidir. Kararlarını verirken ferasetle vermelidir. İman için akıl gereklidir. Aklı olan da ferasetsiz ve hesapsız verdiği her kararın, kullandığı her kanaatin yaptığı her tercihin verdiği her desteğin hesabını bir gün Allah’a ve ümmete vereceğini unutmamalıdır. Hatta tüm insanlığa, mazlum insanlığa hesap vereceğini…

 

                                               Halil MERT

                                               (E) Topçu Yarbay

                                          Strateji Uluslararası İlişkiler ve Yönetim Uzmanı

                                               www.halilmert.com.tr    

                                               www.halilmert.org 



[1] http://www.interneşaber.com/news_detail.php?id=211091

 

 

 

 

 

Son Düzenlenme Cumartesi, 17 Ekim 2009 04:51
Halil MERT

(E) Topçu Yarbay

Strateji ve Yönetim Uzmanı

https://www.youtube.com/user/81mert1 | Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...