Pazartesi, 10 Ocak 2011 11:06

Yargı krızi, askerler ve kameralar

Yargıdaki çürümüşlüğü gidermek için mümkünse bütün duruşmalara kamera konulabilse. Sistemdeki kokuşmuşluğu gidermek için her seçim sandığı oy tasnifinde kameraya kaydededilebilse.

2005’te yasası çıkmış AB destekli İstinaf mahkemeleri  uygulaması, bu süre içinde derin Adalet Bakanı Sayın Hikmet Sami Türk bakan olsaydı engellenecek miydi?  Maalesef cevap hayır. Çoktan mahkemeler kurulmuştu.

Yargının bu derece  tartışılması kaçınılmaz bir sonuçtu.

Bir kurulu düzeninin çürümüşlüğünün göstergesi yargının çürümüşlüğüdür. Toplum bilimcilere göre yoksulluk, yolsuzluk ve adaletsizlik yaygınlaşırsa çöküş ve dağılma her düzenin mukadder akıbetidir.

Yargı adalet tevzi etme yerine  resmi ideolojiyi koruma işlevini icra ediyor mu?

Yargı adaleti adil biçimde dağıtmak yerine yandaşlarının işini hızla tamamlıyor mu?

Yargı bir siyasi lobi gibi açıklamada bulunuyor mu?

Yukarıda adı geçen uygunsuzluklar yargıda olmaması gereken büyük uygunsuzluklardır. Bu uygunsuzluklara sıklıkla rastlanılıyor mu?

Toplumun önemli bir çoğunluğu “Avukat tutma hakim tut” diyor mu?

Hakimler arasında “Vicdanla cüzdan arasında sıkıştık” ön kabulü yaygın mı?

Bu sorulara cevap evet ise o sistem çürümüştür ve o sistemin sonu gelmiştir.

2005’te yasası çıkmış AB destekli İstinaf Mahkemeleri uygulaması derin Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk bakan olsaydı engellenecek miydi? Maalesef c evap hayır.

Danıştay’ın 40 yıllık uygulamayı göz ardı ederek yargı sınavı mülakatlarında kamera şartı getirmesi çifte standart olarak dikkati çekiyor. Bu uygulama önerisi Adalet Bakanlığı bürokrasisine güvenmeme anlamına gelir.

Ancak yine de Adalet Bakanlığı’nın dört defa ısrarı bence gereksizdi.

Mülakat yapılırken sorular ve görüşmeler kameraya  kaydedilecek. Taraflı olmayan bir sınav ekibi bundan rahatsız olmamalı.

1980’li yıllarda İhsan Doğramacı YÖK’te Tıpta Uzmanlık Sınavı (TUS) u merkezi sınava aldığında üniversite hocaları “Bizim yanımızda çalışanı bizim onayımız olmadan nasıl ihtisasa alırsınız?” diye ayağa kalkmışlardı. Çünkü üniversitelere  hep yakınlarını alıyorlardı. TUS Anadolu çocuklarının önünü açtı. Şimdi herkes memnun çünkü daha adil olduğu kesin.

1997 dönemi  askeri okullara öğrenci alırken sorular keşke kameraya kaydedilseydi.Bizim birinci ağızdan duyduklarımız tüyler ürperticiydi. Annesinin iç çamaşırını, okuduğu gazeteyi, iş yaptığı bankayı  soran mülakatçıları unutmadık.

Kamera mülakatlarda serbest olmalı ama bu sistem sadece yargıda değil askeri okula öğrenci alınımında da geçerli olmalı.

Açıklık ve şeffaflık  güven oluşturur.

Cumhuriyetimiz kurulduğundan beri korku cumhuriyeti idi. Önceleri sistemin mağduru Kürt kökenliler, Aleviler ve dindarlar çok tokat yediler.

Şimdi  korkuyu kurulu düzenden sınıfsal çıkarı olan kendilerini beyaz Türk veya endişeli modern olarak tanımlayan gruplar korku Cumhuriyetinden söz ediyorlar.

Kendine güvenen ne kameradan korkar  ne telekulaktan.

Açık toplum Türkiye’yi daha yaşanılır yapar.

Yargıdaki çürümüşlüğü gidermek için mümkünse bütün duruşmalara kamera konulabilse.

Sistemdeki kokuşmuşluğu gidermek için mümkünse her seçim sandığı oy tasnifinde kameraya kaydededilebilse.

İstatistikler emniyetin MOBESE elektronik kayıt sisteminden sonra suçların yüzde 35 azaldığını söylüyor.

Türkiye’de sistemin % 35 düzelmesini sağlayacak her şey yatırıma değer.

Adil yargı yoksa huzur da yok. Huzur ve güven varsa toplum dinamizmi ve refahı en üst düzeye çıkar.

Huzur ve güven rejim paranoyası taşıyanların korkusunun ilacı değil mi?

Prof. Dr. Nevzat Tarhan - Haber 7
Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Son Düzenlenme Salı, 11 Ocak 2011 11:06
Prof.Dr. Nevzat Tarhan

Yönetim Kurulu Başkanı

www.nevzattarhan.com | Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...