Türkiye gibi demokrasinin sağlam zemine oturmadığı ülkelerde,savunma bakanlığı zor görev.
Özellikle vesayet sisteminden normalleşmeye geçmeye çalıştığımız bu dönemde daha da zor.
Milli Savunma Bakanı,askerlikle ilgili konularda tam yetkili ve sorumlu olmalı.
Bir görevi hakkıyla yapabilmenin en temel şartı bu.
Kendi görev alanıyla ilgili tüm kurumlar ve birimler de kendisine bağlı olmalı ve emrinde çalışmalı.
İleri demokrasiye ulaşmış,siyasi rejimini ve devlet yapısını sağlam temellere oturtmuş,kurumlar arası ilişkileri hukuk devleti ilkelerine göre belirleyen batılı ülkelerde Genelkurmay Başkanları Milli Savunma Bakanlarına bağlıdır.
Bizim gibi,siyaset kurumu askeri darbelerle balanslı,Anayasası üniformalı, sözde demokratik ülkelerde ise,Genelkurmay Başkanlarının muhatabı Başbakandır.
Tabii ki,Devlet Protokolü de buna göre dizayn edilmiştir.
Genelkurmay Başkanı,Başbakandan sonra 4. sırada,MSB ise 10.sırada.
Milli Savunma Bakanlığı da,Genelkurmay Başkanlığı içinde bir binada.
O yüzden bizim Milli Savunma Bakanlarımız,üniforma taşımasalar da,üniformalı gibi davranmak zorunda kalırlar...!
Eleştiri ve yorumlarımız yeni Milli Savunma Bakanımızın şahsıyla ilgili olmayıp,geçmişten günümüze alışkanlık haline gelmiş sistemle ilgilidir.MSB’nın Genelkurmay Başkanını ziyaretiyle ilgili değerlendirmemiz de bu bağlamda düşünülmelidir.
Bakanın ziyareti,güven mektubu sunma merasimini çağrıştırmaktadır.
Mevcut durumda Genelkurmay Başkanı direk Başbakana bağlı olduğu için ziyaret normal görülebilir.
Ancak bu resim,askeri darbe dönemi anayasasının halen yürürlükte olduğu ülkemize yakışıyor gibi görünse de,demokratik ülkelere yakışmaz.
Demokrasinin sağlamlaştırılması,ileri demokrasiye ulaşma yönünde alacağımız çok mesafe,atacağımız çok adım var.
O yüzden,askeri vesayet dönemlerinin dayattığı, özgürlükleri değil yasakları esas alan,devletin güvenlik hassasiyetine bireyi feda eden,birlik beraberliği ve kardeşçe yaşamayı sabote eden,insanları ve kurumları kamplaştırarak kaosa zemin olan mevcut vesayetçi anayasanın bir an evvel değiştirilmesi gerekiyor.
Halkın tüm kesimlerinin beklentilerine cevap verebilecek,vatandaşlar arasında “ötekiler “ üretmeyen,her yönüyle sivil, gerçek demokrasiye ve hukuk devletine temel sözleşme olabilecek halkın anayasası ile ancak garaipler sona erebilir.
Genelkurmay Başkanının Milli Savunma Bakanına bağlanması,ordumuz için bir eksiklik olmayacak,aksine Türkiye’nin demokratik ülke olmasının en önemli işaret levhalarından biri olacaktır.Emniyet Genel Müdürünün İçişleri Bakanına bağlı olmasının bir eksiklik olmadığı gibi…
Milli Güvenlik Kurulu (MGK),Yüksek Askeri Şura (YAŞ) , Askeri Mahkemeler,diğer askeri kurumlar ve konularla ilgili yapısal değişikliklerin de bu bağlamda ele alınması gerekmektedir.
Yeni Milli Savunma Bakanını gerçekten zor bir görev bekliyor.
Başbakanın ustalık dönemine yakışacak bir Milli Savunma Bakanı olabilmek,bence bir insan için en ulvi makamdır.
İsmet YILMAZ;geçmişi,devlet adamlığı tecrübesi ve kişisel özellikleriyle bu görevi hakkıyla yapabileceğinin işaretlerini veriyor.
Temennimiz, O’nun yönetimini izleyeceğimiz bu geçiş döneminde MSB’lığı,Genelkurmay Başkanlığının sadece tedarik kanalı ve onay makamı gibi çalışmaz..!
Kendisini seçip vekil olarak, milli iradenin tecelligahı TBMM’ne gönderen halkını ve bu göreve tensip eden siyasi iradeyi en etkin şekilde temsil edecek iradeyi ortaya koyar…
Zamanın ruhu bunu gerektiriyor,
Ve,millet,özlemle bu tabloyu bekliyor.
Vesselam.
Mustafa HACIMUSTAFAOĞULLARI
