Çarşamba, 29 Ekim 2008 04:17

Politikada istismar ve ihmal dengesi

Politikada istismar ve ihmal dengesi

 

29 Ekim 2008 08:00

 

Türkiye’mizde ticari ve siyasi anlamda ‘Din İstismarı’ kadar ‘Laiklik istismarı’ da yapılıyor. Aynı şekilde dinde de laiklikte de siyasi irade ihmaller gösterebiliyor.

 

Fakat ideolojik bakışın getirdiği duygusal körlük bu istismar ve ihmallere bakar kör olmamıza sebep oluyor.

 

Bilimsel bir gerçek; istismar ve ihmali daima gücü elinde bulunduranlar yapabilir.

 

28 Şubat sürecinde TSK’da hukuksuz bir tasfiye ile binlerce Anadolu çocuğu ‘Din İstismarı’ gerekçesi ile emekli edildi. Devlet içinde yanık Anadolu insanının önü kesildi. Temel argüman da ‘Din istismarı’ idi. Nihayet emekli Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu ‘Din istismarı’ yapan parti kapatılır dedi.

 

Resmi ideolojinin dini değerleri ihmal etmesi halkın ise dini değerleri ihtiyaç olarak görmesi nedeniyle durum toplumun  dini değerlere sahiplenmesi sonucunu doğurdu.

 

Aynı şekilde devletin ve eğitim sisteminin beyin yıkama derecesine laikliği endokrinize etmesi halkın laikliği sahiplenmesini zayıflattı. “Nasılsa devlet laikliğe sahip, ben dinime sahip olmalıyım” düşüncesi doğdu ve beslendi.

 

İstismar (Abuse), kötüye kullanım, sömürme anlamına gelir, hem hukuki hem de ahlaki boyutları olan bir kavramdır. İstismar yapan kişi menfaati için kurallara ve ahlaka uymayan eylemlerde bulunur. Olduğu gibi gözükmez menfaatine uygun pozisyon alır. Dindar gözükür güveni kötüye kullanır, dürüst gözükür emanete hıyanet eder. Kurulu düzenden yana gözükür terfi eder veya ihaleleri ve malı götürür.

 

En çok bilinen istismarlar çocuk istismarı, cinsel istismar, psikolojik istismarlardır. Gücü elinde bulunduranlar kurbanın iyi niyetini kötüye kullanarak çıkar sağlar ve kurbanı mağdur ederler.

 

Çocuğun veya kadının açlık ve susuzluk gibi temel ihtiyacını ihmal edip aç mağdur bırakır istismar ettikten sonra yalvartarak verir.

 

Çocuk istismarının zor anlaşılan bir türü de duygusal ihmaldir. Çocuğa yok gibi davranılması demektir. Duygusal açlık ve boşluk sonucunda çocuğun aile bağı zayıflar ve konuşması gecikir. Fiziksel şiddet uygulamaktan daha yıkıcıdır.

 

Din ihtiyacı yok gibi davrananlara yazıklar olsun. Gerçekte din istismarını onlar yapıyorlar. Sovyetler Birliği bile bu ihtiyacı gördü ve kabul etti. Din ihtiyacı giderilmezse insanlar kendi kutsallarını mutlaka oluştururlar.

 

Batı toplumlarında elindeki gücü kötüye kullanan ebeveynlerin elinden çocukları alınır, hiç tanımadığı bir çocuğu seven birisi taciz veya istismardan tutuklanabilir.

 

Temel insani değerler olan yaşama hakkı, seyahat, adil yargılanma, din ve vicdan hürriyeti gibi haklarının ihmal edilmesi ve kötüye kullanılması büyük suç olarak kabul edilir. Aksi durumlar insanlıktan ve çağdaşlıktan taviz vermektir.

 

Siyasi alana dönersek İnönü ekolündeki sol siyasi çizginin laikliği, Menderes ekolündeki siyasi çizginin demokrasiyi ve dini, Milli Görüş ekolündeki siyasi çizginin dini istismar ettiklerinin örnekleri çoktur.

 

Genellikle sol, dini ihmal ederek din istismarına katkı sağlamıştır. İnönü ekolü sağın özgürlükçü laikliği savunmasını yeterli görmeyerek laikliği sopa gibi kullanmıştır. Yüksek yargının son kararları bu şekilde anlaşılabilir.

 

Askeri bürokrasi ve yargı bürokrasisi devlet gücünü elinde bulunundurduğu için ve baskın medya propagandasını da yanlarına alarak sivil iradeye baskı uygulamaktadır. Sivil iradenin dini değerlerdeki ihmali gidermek için gayret etmesini rahatlıkla din istismarı olarak tanımlamaktadır.

 

İnandığı bir değeri evrensel normlarda savunmak istismar olamaz. Bir insanın inandığı değeri evrensel temelde savunmasını engellemek ve ihmal oluşturmak istismar tanımına girer.

 

Aslında dini değerler ihmal edilerek din sömürülmektedir. Konu hep gündemde kalmaktadır. Böylece laikliği savunma adı altında din karşıtlığı prim kazanırken diğer taraftan dini savunuyorum diyerek din tüccarlığı prim yapmaktadır.

 

Aslında evrensel normlarda verilecek bir din özgürlüğü mutabakatı ile sorun çözülebilir.

 

Din sömürüsü bugünkü siyasette bir şiddetinde ise laiklik sömürüsü beş şiddetindedir. Bu nedenle yasalar hazırlanırken toplumsal barışı bozan hem dinin hem laikliği sömürülmesi veya ihmali birlikte ele alınmalıdır.

 

İstismarın temel şartları gücü elinde bulundurmak, oluşan ihmalden faydalanmak, yalan söylemek ve sahte davranmaktır. Kötüye kullanım ve sömürü böyle oluşur.

 

Görüldüğü gibi din istismarının istimarını yaparak laiklik istismarı yapan Sabih Kanadoğlu’nun temsil ettiği İnönü ekolü laiklikte samimidir. Ancak laikliği savunarak siyasi rant sağlamada devlet kademesinde yükselmede samimiyetsizlikleri gözüküyor bunun için abartılı laiklik tepkisi veriyorlar.

 

Geçmişte dini istismar edenleri halk sandıkta cezalandırdı aynı şekilde laikliği istismar edenleri de önce vicdanlarda sonra sandıkta cezalandırmak topluma düşen görevdir.

 

Cumhuriyet Bayramında gerçek dindarlık ve gerçek laiklik kazanmalı.

 

Prof. Nevzat Tarhan

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Prof.Dr. Nevzat Tarhan

Yönetim Kurulu Başkanı

www.nevzattarhan.com | Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...