Pazar, 20 Nisan 2008 21:18

Askerlik beyanı

Hollanda Genel-kurmay Başkanı'nın oğlu, Afganistan'da yol kenarına yerleştirilen bir bombanın patlamasıyla öldü.
Geçtiğimiz kasım ayında Yeni Zelanda'nın Savunma Bakanı'nın teğmen yeğeni de Afganistan'da pusuya düşürülüp öldürülmüştü.
Prens Harry'nin (Charles'ın oğlu) birkaç ay boyunca Afganistan'da görev başında olduğu (asker olarak) ordaki varlığı keşfedilince, İngiltere'ye geri yollandığı da malum.
Tabii ki Hollanda Genelkurmay Başkanı'nın oğlu da ölmesin,
Yeni Zelanda Savunma Bakanı'nın yeğeni de.
Hiçbir muasır medeniyet ülkesi; el âlemin ülkesine (ne kadar 'iyi niyetlerle' ambalajlanmış söylemlerle de olsa) asker yollamasın ayrıca!
Neo-emperyalizmin dayatılmış insan (hakları) severliğine, karnımız tok.
Ve fakat Gelişmiş Ülke Genelkurmay Başkanı Oğlu'nun 'şehit' düşmüş olması oralarda; akla ister istemez bizim Şehit Edebiyatçıları'nı düşürüyor.
Ordumuz'da üst kıdem mensuplarının evlatlarının askerlik görevlerini nerelerde yaptığına dair, ya da çürüğe çıktıkları için nerelerde yapmadığına, bir liste var.
Bir zaman önce korsan bir internet sitesinde yayınlandı.
Ama Medyalamamız itibar etmedi bu listeyi yayınlamaya.
Özel hayata giriyormuş!
Bence hiç de girmiyor.
Son on-on beş yılın üst düzey tümmm askeri yetkilileri evlatlarının nerelerde askerliklerini yaptıklarını açıklasalar bir.
Şöyle bir liste yayınlasalar.
Sonuç olarak 30 yıldır bitirilemeyen, yurdumuza yüz milyarküsur dolara patlamış bir iç savaş söz konusu.
Ve insan Güneydoğu'da 'Siyasi çözüm de şart. Çözüm de şart!' papağanlayıp siyasi çözüme dair en ufak bir adım atılmaya yeltenildiğinde, 'Vatan elden gidiyor! Yetişin: milliyetçiler- imdaaat!'ı basanların, yani savaşın devamından bunca yıldır medet umanların genleriyle Bu Savaş'a 'katkılarını' merak ediyor.
Bütün bakanlarımız, başbakanlarımız, milletvekillerimiz DE
açıklasa oğullarının nerelerde, hangi koşullarda vatani görevlerini 'gerçekleştirdiğini.'
Netice olarak: ŞEHİTLER ÖLMEZ VATAN BÖLÜNMEZ!
Ama şehitlerin hep fakirin fukaranın, rençberin, cahilin, köylünün çocuklarından verilmesi, insanda Bu Vatan'ın vahim bir Eşitsizlik Duygusu'yla bölünmüş olduğu hissini yaratıyor.
Ali Babacan'ın yeğeni şehit düştüğünde gazetelere doğal olarak haber oldu.
Hem olmayacak bir şeydi bu.
Hem de olmayacak bir şeydi.
Ali Babacan'ın (Allah sabır ihsan etsin) ailesine düşen ateş dışında, ben hiçbir Mühim Pozisyon Sahibi'nin geçtim çocuğundan/oğlundan hısım ve akrabaları arasından dahi şehit düştüğünü hatırlamıyorum.
Siz hatırlıyor musunuz?
Ayrıca 'Evladın Nerde Askerliğini Yaptı Beyanı' bence askeri komutanlarımız, politikacılarımızla da sınırlı kalmasın.
Mesela Şov Haber'e geçti geçeli, handiyse Askeriye'nin ve İç Savaşın Reklam Kuşağı gibi çalışan (askerlikten/darbecilikten atılma) Ali Kırca'nın iki oğlu acep nerde yaptı askerlik görevini? Yoksa onlar daha
o yaşa gelmediler mi?
Master mı yapıyorlar? Filan.
Bütün genel yayın yönetmenleri, köşciler, ellerine kalemi alınca ortalığı 'Sevr! Misak-ı Milli! Vatanın bir karış toprağı!' diye inim inim illetenler böyle bir Evlat Beyanı, Hısım-Akraba Beyanı'na tâbi tutulsalar.
En başta da kendi vatani görevlerini nerde ifa ettiklerini açıklasalar.
Meydanlarda bağrışmaktan boyun damarları pörtlemiş 1 Vatan Kurtaran Şaban'ın, 28 günde enseleyerek yaptığı askerliğini biliniyor; mesela.
Onlarca yıl daha hicap duysak vakti zamanında siyasetimize yaptığı katkısızlıklardan yetmeyecek; yine pek milliyetçi/sağcı/köylücü bir hanım politikacının oğlu, bacağındaki platinin 'paslanma ihtimaline' karşı hastaneleyerek yapmıştı askerliğini. Diyelim.
İş başkasının evladına gelince böylesine gönlübol, böylesine ağızdan köpürmeli şehit edebiyatçılarının Askerlik Beyanları'nı görelim, bir.
Ya da sonsuza dek Savaş Taraftarlığı Çalçeneliği'nden malûlen emekliye ayrılmalarını talep edelim.
Medya baronlarından/bezirgânlarından üst üst düzeylere: Bekâra karı boşamak kolay- El âlemin çocuğunu ölümlere sürmek de.
Barış götürmen gereken topraklarda lümpenlenirken, ağzından çıkanı kulağın duyacak!
Kürt partileri illa billa kapatılmak istenirken de. Yargı Darbeciler ordan başlamışlardı. İşe.
Savaşı bitirmek işine gelmeyenlerin, 'genç' subayların mütemadi rahatsızlanmalarından başlamaları gibi.

Perihan Mağden

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...