Perşembe, 14 Nisan 2011 15:58

TSK Terörle Dini Karıştırıyor

TSK'nın geçen günlerde Mahkeme'ye gönderdiği belgelerden "şok" fişleme kayıtlarının çıkması infiale yol açtı. Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan bu olaya ilişkin görüşlerini Haberevet'e açıkladı.

Tarhan, "TSK’nın siyasete bulaştığı zamanlarda fişleme olayları oluyor. Fişlemede tanım karışıklığı var. Ortaya irtica diye bir kavram atmışlar ama ne olduğunu kimse bilmiyor. TSK Şuan uzaydan gelmiş gibi terörle dini karıştırıyor" dedi.

"TSK’da fişleme sadece namaz için mi yoksa Alevi suni ayrımı da var mıydı?" Tarhan sorumuza şu şekilde cevap verdi;
“TSK ve İstihbarat kurumlarının temel vazifesi fişleme yapmaktır. Normal şartlarda askeriye bu fişleme işini emir verirse yapar. Fişleme istismar konseptine uygun bir tanımlama varsa TSK’nin da özel harp birimleri tarafından yapılır. TSK’nın her birimi kendi başına göre ben burada komutanlarımı fişleyeyim demez. EMASYA protokolu vardı. EMASYA Protokolu fişleme ile ilgili gerekli birimlere görev veriyordu. EMASYA protokolunda tehdit olarak dindar insanlar görülüyordu. Kendinizi dindar bir subayın yerine koyun bir emir geliyor dinle ilgili her şeyi düşman olarak görüyorsunuz ve fişleme yapılıyordu. Burada fişleyenleri değil de onlara emir verenleri ve ona zemin hazırlayan protokollerı göz önüne almak gerekir.”

Şuan fişleme yapılıyorsa büyük bir suçtur
“EMASYA Protokolü kaldırıldı. Kaldırılmadan önce komutan kendine verilen görevi yerine getiriyordu. Şu anda yapılıyorsa büyük bir suçtur. Daha öncede yapılanlarda camiye gidip herkesi fişlerseniz bu haddi aşmaktır. Sadece yasadışı bir şeyler varsa bunları fişlemektir. Yasadışı olmayanlarda sosyetik bir fişleme olmuştur. İnsanları; dinine, inancına, derneğine göre fişleme yapmışlardı. TSK siyasetle ilgilendiği zaman bunlar oluyor. TSK’ya siyasetle ilgilenme gibi bir görev verilirse sonuç olarak fişleme olur.”

"Başka bir ülkede bir subay kiliseye gidiyor veya ailesi her hafta kiliseye gidiyor diye görevden alma veya fişleme oluyor mu?" Tarhan Sorumuza ise şu cevapları verdi;
TSK Terörle dini karıştırıyor
“Burada terörle dini karıştırma var. İrtica diye tanımlama yaptılar irtica ne olduğu belli değil ne olduğu belli olmadığı için kimine göre irtica her hafta camiye gitmek, kimine göre de eşinin başörtülü olması irtica oluyor. Kimine göre ise besmele ile konuşması irtica oluyor. Hatta Emekli Orgeneral Doğu Aktulga en yakınlarına besleme ile başlayan potansiyel tehdittir diye söylüyordu.”

TSK Halkla barışamadı uzaydan gelmiş gibiler
“ Aktulga, benim için besmele ile başlayan potansiyel düşmandır diyordu. Böyle bir zihniyet vardı. Şuanda da böyle zihniyetin uzantıları maalesef devam ediyor. TSK içinde çok olumlu gelişmeler var ama bu konuda daha halkla barışmadı. Halkın ve toplumun değerleriyle TSK değerlerini paralel olması gerekiyor. O paralellik olmadı TSK şuan uzaydan gelmiş gibi halkının bir kısmını düşman gören bir tanımlama var.”

Halk TSK’yı Peygamber ocağı olarak görüyor. Çocuklarını daha çok dini duygularla askere gönderiyor buda halk ve ordunun ters düştüğünü göstermez mi?
28 Şubat bir dönemin başlangıcı
“28 Şubat’a kadar öyleydi. 28 Şubat’tan sonra toplum bunu sorgulamaya başladı. Silahlı kuvvetler halkın bu değerlerini tehdit olarak görmeye başlamasıyla halkın TSK’yı sorgulamaya başlaması 28 Şubat’ın bir ürünüdür.”

TSK için de terfi sırasında bazı gruplar olduğu söyleniyor böyle gruplar var mı?
TSK’da her zaman gruplar vardır
TSK içinde her zaman terfi il ilgili gruplar vardır. Bazı kişiler bazı grupların içindeyse daha kolay terfi eder. Geçmişte bir kişi yükselmesin diye sürekli mücadelenin olduğu bölgelere gönderiliyordu. Bazılarının özgeçmişine bakıyorsun sürekli yurtdışı görevleri, elçiliklerde ateşe görevleri, karargah görevleri veriliyordu bunlar maalesef terfi işlerinde de böyle kollayan bir yapı var.
TSK ile ilgili çok kötü örnekler ortaya çıkmaya başladı. Bu gençlerin üzerinde olumsuz etki yapıyor sizce TSK gençler için ne yapmalı?

TSK kendini sorgulamalıdır.
“Bir kişi TSK’yı yıpratamaz bunlar TSK’nin kendi hataları gençler üzerinde soğutma yapıyor. TSK özeleştiri yapmalı, kendini sorgulamalıdır.”

Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan kimdir
Merzifon'da 1952 yılında doğdu. 1969 yılında Kuleli Askeri Lisesini 1975 yılında İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesini bitirdi. GATA stajı, Kıbrıs ve Bursa kıta hizmetinden sonra 1982 yılında GATA'da Psikiyatri uzmanı oldu. Erzincan ve Çorlu'da hastane hekimliği sonunda GATA Haydarpaşa'da yardımcı Doçent (1988) ve Doçent (1990) oldu. Klinik direktörlüğü yaptı. Albaylığa (1993) ve Profesörlüğe (1996) yükseldi. 1996-1999 yılları arasında Yüzüncü Yıl Üniversitesinde öğretim üyeliği ve Adli Tıp Kurumunda bilirkişilik yaptı. Kendi isteğiyle emekli oldu.

EMASYA Protokolü Nedir?
Kısa adı EMASYA olan "Emniyet-Asayiş-Yardımlaşma" Protokolü yeniden gündemde...

EMASYA Protokolü’ 28 Şubat sürecinde Genelkurmay Başkanlığı ile İçişleri Bakanlığı arasında 7 Temmuz 1997’de imzalandı.

Protokolün altında İçişleri Bakanlığı adına dönemin Müsteşarı Teoman Ünüsan ile yine dönemin Genelkurmay Harekat Daire Başkanı Çetin Doğan’ın imzası var.

Olaylara Askerin Müdahale Etmesine İmkan Tanıyor
Olaylara askerin müdahale etmesine imkan tanıyan EMASYA Protokolü’nün 11 noktada "kanunlara aykırı olduğu" Bülent Ecevit hükümeti döneminde 2002 Nisan’ında yapılan Mülki İdare Şurası’nda ortaya konuldu.

Şura’da aralarında vali, emniyet müdürü, asker ve bürokrat 105 kişinin yer aldığı 2 numaralı komisyonun hazırladığı rapor, "Şura kararı" olarak yayınlandı.

"Yasa Sınırlarını Aşıyor"
Komisyon raporunda protokolün hem biçim yönünden, hem de yetki yönünden 5442 sayılı İl İdaresi Kanununun 11’inci maddesine aykırı olduğu vurgulanıyor.

Valinin Görevini Üstleniyor
Şura kararında, protokolün taşra yönetim sistemine aykırı olduğu vurgulanıyor:

"Vali ve kaymakamların görev alanlarını daraltacak, takdir yetkilerini ortadan kaldıracak ve inisyatif kullanma güçlerini fiilen kısıtlayacak bir düzenlemenin getirilmesi aynı zamanda taşra yönetiminin esasını oluşturan ’il sistemi’ne de aykırıdır.... Mülki idare amirliğinin asayiş hizmetlerine ilişkin yetki ve sorumluluk düzeninin bütünlüğünü bozmaktadır."

"İl İdaresi Kanununa Aykırı"
Raporda, açıkça protokolün yasaya uymadığı belirtiliyor:
"Protokol’ün 9. maddesi EMASYA komutanlıklarının, mülki amirlerin yardım talebi olmaksızın olaylara müdahale edebilmesine imkan vermekte. Bu madde 5442 sayılı yasaya "şekil, yetki, konu ve maksat" yönlerinden aykırı düşmekte."

 

http://www.haberevet.com/haber/20110414/313262/tsk-terorle-dini-karistiriyor.html

Son Düzenlenme Perşembe, 14 Nisan 2011 18:10
ASDER Genel Merkezi

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...