28 Şubat döneminde Ankara GATA'ya tayini çıktıkdan sonra eşinin başörtülü olması nedeniyle Yüksek Askeri Şura (YAŞ) kararıyla ordudan atılan Kemal Mete, orduda dini inançlarından dolayı insanlara baskı yapılmamasına karşın, statükonun uygulamaları olduğuna dikkat çekti. 

Halen orduevlerine başörtülü insanların alınmayarak zulüm yapıldığını kaydeden Mete, Harp Okulları'na tespit edilen dindar öğrencilerin alınmadığını, bir şekilde girenlerin de tespit edilmesiyle birlikte baskı gördüğünü savundu. Baskı nedeniyle bu şekilde birçok öğrencinin ayrılmak zorunda kaldığını hatırlatan Mete, şöyle devam etti: "Askeri okullara halen dindar öğrenciler alınmıyor. Alınmış olanlarda tespit edildiği anda mobbing uyguluyorlar. Baskı uyguluyorlar. Yazılı imtihan olduğu günün öncesinde bilinçli gece nöbetleri veriliyor. Öğrencilere aşırı spor yaptırıyorlar. Mesela çocuğun yapacağı sporda kriterlere göre 20 şınav ise bu sayı 100'e çıkartılıyor. Birçok spor eğitiminde öğrenciler bilinçli olarak buna tabi tutuluyor. Yapamazsa ceza veriliyor. Buna benzer süreklik arz eden baskılar yüzünden dindar olan çocuklar ordudan ayrılmak zorunda kalıyor." 

Çocukların dindar olduklarının tespiti ile ilgili çalışmalar yapıldığını anlatan Mete, bir şekilde okula girmiş öğrencilerin anne ve babası ziyarete geldiğinde annesi kapalı ya da babası sakallı ise mobbing uygulanarak subay olmadan ayrılmasının sağlandığını öne sürdü. Askeri okullardaki Kur'an-ı Kerim derslerinin de yasa gereği konulduğunu ve yasayı uygulamak zorunda kaldıklarını ifade etti. 

Kemal Mete, Türk Silahlı Kuvvetleri'nde yeni disiplin kanununun uygulanmaya başladığını hatırlatarak, "Burada diskolar kalktı. Ama biz buna hep itiraz ettik. Çünkü yeni kanunla birlikte insanları ihraç kolaylaştı. Bir subay ve iki astsubayın kararı ile ihraç yapılabilecek. Burada insana çamuru at izi kalsın uygulaması yapılabilir. Çünkü ihraç kolaylaştı. Artık birçok insan suçsuz yere mağdur edilebilecek." dedi.