Salı, 28 Kasım 2017 10:01

Ömer Doğan Röportaj, Eğitim Sisteminde Fikri Bir Dönüşüme İhtiyaç Var.

Eğitimde dönüşüme ihtiyacımız var

SPOT: Ucuzkitapal.com Genel Müdürü Ömer Doğan: "Gençlerimiz bir kalıba oturtulacaksa tekdüzelik değil onlar için en ideali olmalı bu. Bu minvalde bir eğitim sistemine ihtiyacımız vardır. Her yıl eğitim sistemini, müfredatı ya da sınav sistemini değiştirmek gibi şeyler ülkemizi bir yere ulaştırmaz. Bizim toptan fikri bir dönüşüme ihtiyacımız var."

**

GİRİŞ:

Ucuzkitapal.com Genel Müdürü Ömer Doğan ile Türkiye’deki eğitim ve sistem üzerine konuştuk. Gelişen teknolojilerin eğitim sistemine entegre edilmesinin önemine dikkat çeken ve endüstri 4.0’ın hayatımıza katacağı yeniliklerin altını çizen Doğan, “İlkokuldan yükseköğretime kadar hayatın her alanında yenilikçi, girişimci ve proaktif düşünebilen insanları yetiştirmemiz gerektiğini vurguladı.

Reyhan Keser

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

İnsanın eğitimi önemli. Bu konuda çeşitli fikirleriniz ve çalışmalarınız mevcut. Kısaca eğitim ile alakalı düşüncelerinizi özetleyecek olursanız ne dersiniz?

"İnsan neden eğitilmeli?" sorusu ile başlamak lazım. İnsanların birbirleriyle iletişiminin müspet olabilmesi ve yeni bir şey üretebilmek için sosyal adaletin, hukukun ve hiyerarşinin işleyebilmesi adına insanların eğitimli olması gerekiyor. Eğitimli bir bireye yeni bir gelişmeyi kavratabilmek ve bu anlamda onu yönlendirebilmek çok daha kolaydır. O kişinin kriterleri bellidir zaten. Bu kriterlere uyduğu zaman emniyet, hakkaniyet ve güvenlik ortaya çıkar. Yani bu eğitimi sisteme yerleştirdiğin zaman seni ve ülkeni taşır ve götürür. Eğitimli sistem seni her türlü suistimale karşı da önlem olur. Daha ilkokuldan başlayarak suçu başkalarının üzerine atmamak, durumdan vazife çıkarmak, imece usulüyle arkadaşları ile koordinasyonlu bir şekilde çalışarak birbirlerini ekarte eden değil, birbirlerinden destek alan, her öğrendiği şeyi hem çevresi hem de kendisi için faydalı bilgiler olarak öğrenenler muvaffak olur. 

Yani eğitim sistemimizin temel öğeleri nasıl olmalı?

Sadece yarış atı ve gemisini kurtaran kaptan mantığıyla bir eğitim sistemi olursa, bu sadece felaketin boyutunu artırır. Hiçbir getirisi de olmaz. Çünkü herkes ‘başkasını nasıl yenerim', ‘en öne ben nasıl geçerim’ düşüncesine sahip olursa, bu duruma dışarıdan bakıldığından nispeten başarılı gibi görünse de aslında millet ve ülke için bir yıkımdan başka bir şey değildir. Çünkü bir milleti birliktelik ve kolkola giren insanların oluşturduğu zincirleme bir reaksiyon yükseklere taşıyabilir. Bu ülkeyi de yükseklere taşıyabilmek için hem ahlaken hem vicdanen hem de sorumluluk açısından insanların dört dörtlük donanımda olması lazım. Bu donanım da okul hayatı ve kişinin sosyal hayatının doğru şekilde tanzim edilmiş olması ile mümkündür.

Gündemde Endüstri 4.0 konusu çokçu konuşuluyor. Peki eğitim ve Endüstri 4.0 arasında nasıl bir ilişki mevcut?

Tüketim odaklı değil, üretim odaklı olmamız lazım. Milletimiz uzun zamandır, tüketim odaklı yaşıyor. Tüketim odaklılık ise hep negatife doğru meyillidir. Bu durumda hiçbir zaman da bir inovasyon ortaya koyamazsınız. Başarılı dahi olunsa güdümlü olarak kalırsınız. Dünya üzerinde hâkimiyetini sağlamlaştırmış ve gücünü ispat etmiş ülkeler halkı ile beraber, bu güçlerini devlet ve millet olarak katma değer oluşturmalarına borçlular. Ortaya koyulan katma değerleri diğer milletler kullanıyor olmalı. Biz, ülke olarak bu durumun henüz kobay ve ırgatlık tarafındayız. Irgatlık kısmından ileri geçmemiz gerekiyor. Bu bağlmada, Endüstri 4.0’ın bizim için müthiş bir fırsat olduğuna inanıyorum. Gençlerimiz, tez zaman içerisinde teknoloji ile karşılaştılar. Bu teknoloji ile karşılaşmanın iyiye doğru evrilmesi gerekiyor. İyiye doğru evrilebilmesi için de iyi ve doğru ihtiyaçların doğması gerekiyor. Bu doğan ihtiyaçlar da yazılımların artması ve kodlamanın gelişmesini gerektiriyor. Artık tüketen değil, üreten ve proje geliştiren gençlerin önünü açmamız lazım. Şu an milli olabilmek bir şey üretmekten de geçmiyor aslında. Milli olabilmenin en önemli unsuru, milli bir yazılım geliştirilmesidir. İleride dünyada yazılımlar kimin elindeyse dünya onların hegemonyasına girecek. Böyle bir tehlike var. Bu açıdan, eğitim sistemimizin bununla alakalı olmalı, çocuklarımıza proaktif ve analitik düşünebilmesinin yolu açılmalı.

Fikri dönüşüme ihtiyacımız var

Çocukların yetenekleri kısıtlanarak değil de yetenekleri keşfedilerek bir eğitim verilmeli. Değerli bir madeni şurası yamuk burası yamuk deyip kesip atmazsın, ne yaparsın; onu bir yoğurursun, damıtırsın ve sonunda bir kalıba dökersin. Gençlerimiz de bir kalıba oturtulacaksa tekdüzelik değil, onlar için en ideali olmalı. Bu minvalde bir eğitim sistemine ihtiyacımız var. Her yıl eğitim sistemini, müfredatı ya da sınav sistemini değiştirmek gibi şeyler ile ülkemiz bir yere ulaşamaz. Bizim toptan fikri bir dönüşüme ihtiyacımız var. Şu an zaten önemli olan bir şey öğrenmek değil, var olan bilgiye nasıl ulaşılacağının öğrenilmesidir. Yani öğrenebilmeyi öğrenen bir gençliğe ihtiyacımız var. Çünkü öğrenilen şeyler çok kısa zaman içerisinde âtıl kalabilmekte. Her daim öğrenmenin üzerine bir şeyler koyabilme becerisine sahip eğitimi vermeliyiz. Eğitim sistemi tek düze kalıplaşmış bir şey değil de bu şekilde gelişmeye açık olmalıdır. İnovatif olarak daima kendini yenileyebilmeli. Çocuklarımız bu minvalde yetiştirilmeli. Bunu en iyi şekilde başaranlar dünyaya hâkim olacaklar.

Yeni dünya endüstri 4.0 ile kurulacak mı diyorsunuz yani?

Artık eskisi gibi sınırlar, milliyetçi duygular, topraklar önemli değil, artık önemli olan ekonomik güç ve fikri bir birlikteliktir. Biz fikri bir birlikteliği  ve ekonomik bir gücü sağladığımız zaman dünyaya hâkim oluruz. Bu sayede sömürülemeyiz hatta sömürülen ülkelerin dahi sömürülmesine engel olabiliriz. Biz Müslümanız aynı zamanda Türk kimliğimiz var. Türk boğun eğmez, Müslüman zaten asla yenilemez yani yenilmemeli. Bizim ilme, bilime ve teknolojiye olan ihtiyacımız diğer herkesten çok daha fazla olmalı ki daha güçlü olalım.

İşyerlerimiz, devlet dairelerimiz, her yer dönüşmeli ve ileriye evrilebilmeli. Artık şirketlerin de yazılımlarla, yapay zekâlarla kurgulanması gerekiyor. İsrafın da önüne geçmeliyiz. Biz bunu başardığımız zaman ülkemizi çok daha ötelere taşıyabiliriz. Hatta biz buna başladığımızda tepelerden aşağıya yuvarlanan bir kartopunun hızlı bir şekilde büyüdüğünü göreceğiz. İşte bizim bunu başlatabilmemiz lazım.

Kas gücü değil eğitimli insan

-Peki ihtiyacımız olan ne öncelikle?

Biz imece usulûnu yaşamış bir toplumuz. Şu an toptan bir imeceye ve inovasyona ihtiyacımız var, dünya yerinde durmuyor zira. Bu dönemin içerisinde Türk Milleti olarak huzur, barış, adalet içinde yaşarken, herkesin de bir insiyatif almasıyla bir yerlere gelmeliyiz. Adalet ile insiyatif alan insanların önü açılmalı ve onlara destek olunmalı. Endüstri 4.0 neyi gerektiriyor? Artık seri üretim şahsa göre şekillenecek. Üretim artık anında ve dinamik olacak. Üretimin anında yeni tarzlara göre kurgulanabilmesi lazım. Bu kurgulamayı sağlayacak robotlar değildir, eğitilmiş insanlardır. İhtiyacı hisseden ve o ihtiyaca göre konum alacak kişiler bu eğitimli insanlardır. Artık kas gücüyle bir yere gelecek durumda değiliz. Beyaz yakalıların kaliteli bir şekilde hızla artması lazım.

Trene bakmak ya da içine ürün koymak

Bizim bir yönümüz doğuya bir yönümüz batıya dönük. Nereye doğru gideceğimizi tambilemiyoruz. Ama her iki yönün de iyilik ve güzelliklerini alarak ilerlemeliyiz. Dünyanın ikinci silikon vadisi Çin'de kuruluyor. İpek demiryolu hattı açılıyor. Bu yol ülkemizden geçerken trenlere bakacak mıyız yoksa içine ürünlerimizi de koyup Avrupa'ya mı göndereceğiz. Bunu çok iyi düşünüp kurgulamamız lazım. Bu meyanda eğitimi sistemimizin proje odaklı olması lazım. Her öğrencinin başka birisiyle ortak projeler üretebilmesi gerekli.

KUTU1:

Bir sistem çağrısı

Benim âcizane bir görüşüm var. Bilirsiniz askerlikte “badi sistemi” diye bir sistem vardır. Herkes birbirinden sorumlu olur. Bu dinimizde de vardır. Benim anlatmak istediğim sistemde şu mantık var: İnsan, ihtiyacı varken öğrendiğinde çok üst düzeyde öğreniyor. Bir de onun üzerine bir başkasına öğretecekse çok çok daha iyi öğreniyor. Madem bu durum böyle her öğrenci ya da birey kendisinden bir iki tık altındaki kişilere öğrendiklerini ve tecrübelerini aktarsın. Bu sistem toplumsal dayanışmayı da arttıracaktır. Neticesinde ise koca bir millet birbirine gönül bağı ile bağlı olarak bir sinerji meydana getirecektir. Bu sistemin küçük küçük de olsa bazı pilot bölgelerde uygulanmasını öneriyorum. Ben bu sistemin insanlar arasında senlik ve benlik duygularını ortadan kaldıracağına inanıyorum. Bahsettiğim sistemdeki birlik ve beraberlik, ayrılık ve gayrılığı yok edecektir. Birbirine bağlı iki birey bir kuvvetindeyken on bir kuvvetine çıkacaktır. Bu da milletimize dinamizm de kazandıracaktır.

Son Düzenlenme Salı, 28 Kasım 2017 10:14
ASDER Genel Merkezi

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...