Cuma, 12 Ağustos 2022 11:17

Adalet Bakanımızın Dikkatine

 

Adalet Bakanı Sayın Bekir Bozdağ, Büyükelçiler toplantısında ve TV’lerde yaptığı konuşmalarında Demokratikleşme, hak ve özgürlüklerin iyileştirilmesi bağlamında Yüksek Askeri Şura (YAŞ) kararlarına yargı yolunu açarak birçok haksızlığı ve mağduriyeti giderdiklerini ve önlediklerini yine aynı meyanda Kamu Denetçiliği Kurumunu (Ombudsman) kurarak da idarenin bazı yanlış uygulamalarının da bu yolla düzeltildiğinden bahsetmiştir.

Sayın Bakanın açıklamaları doğrudur. Ancak bu şekilde mağduriyetlerin giderildiği konusunda eksiklikler olduğunu düşünüyoruz.  

12 Eylül 2010 Anayasa referandumundan sonra YAŞ kararlarına yargı yolu açılmıştır. Mart 2011de çıkarılan 6191 S.K. göre, ilgililerin müracaatı üzerine, TSK’dan ilişiklerinin kesilmesine esas bilgi ve belgeler Genelkurmay Başkanlığınca Milli Savunma Bakanlığına gönderilip, yapılan inceleme sonucu başvurunun kabulüne veya reddine karar verir.

Başvurunun kabulü halinde bu kişilerin ilişiklerinin kesildiği tarihten bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihe kadar geçen süreleri Türk Silahlı Kuvvetlerinde geçmiş kabul edilerek emsali subay ve astsubaylar gibi emeklilik hakkı, Araştırmacı kadrosu ile kamu kurumlarında çalışma hakkı, ilişiklerinin kesildiği tarihteki rütbe ve kıdem üzerinden emekli kimlik kartı verilir ve bu kişiler emekli Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarına tanınan sosyal haklardan genel hükümlere göre yararlanırlar. Ayrıca bu kişilere, emsali subay ve astsubaylar gibi silah taşıma ruhsatı ve pasaport verilir. 

Başvurunun reddi hâlinde, bu ret işlemine karşı ilgililer altmış gün içinde Askerî Yüksek İdare Mahkemesinde dava açabilirler.

 

Kanun gerekçesi ve metninden de anlaşılacağı üzere, yargı denetimine kapalı idari işlemler veya Yüksek Askerî Şûra kararları ile Türk Silahlı Kuvvetlerinden ilişiği kesilenlerin işleme esas ve şahsi dosyalarındaki bilgi ve belgeler üzerinde yapılan inceleme sonucu işleme esas bilgi ve belgelerin gerçeği yansıtmadığının tespit edilmesi halinde, başvurunun kabulüne karar verilmiştir. Bu durumda işlemin usul, kanun, Anayasa ve İnsan Haklarına aykırı olduğunun tespit edilmesi sebebiyle işlem yok hükmünde sayılarak Yargılama sonucu Beraat edenler gibi geriye dönük bütün hak ve tazminatlarının verilmesi gerekirken, kısmi haklar verilmiştir.  Bu durumda mağduriyetlerin giderildiğinden bahsedilmesi mümkün değildir.

 

İkinci olarak aynı dönemde Türk Silahlı Kuvvetlerinden çıkarılmayı gerektiren bir suçtan dolayı kesinleşmiş cezai mahkûmiyet hükmüne dayanılarak tesis edilen idari işlemlerle ilişiği kesilenler hariç olmak üzere, Türk Silahlı Kuvvetlerinden kendi iradesi ve askeri hizmet gerekleri dışındaki sebeplerle re'sen ilişiği kesilen, emekli veya istifa etmek zorunda kalan  Subay,Astsubay ve diğer askeri personel ile, askeri öğrencilikten çıkarılanlara hiçbir hakları iade edilmemiştir.  Bu durumdakilerin ayırma işlemine karşı dava açma haklarının bulunduğu, bir kısmının açtıkları davaların kesin olarak reddedildiği savunulmakta ise de; 28 Şubat darbe dönemindeki yargının durumu, ayrıca bu durumdakilerin AYİM.’ne dava açmak zorunda oldukları, o dönemdeki AYİM’nin 3 hakim ve 2 kurmay subaydan teşekkül ettiği, bu durumun sonradan İnsan hakları, usul ve kanunlara  aykırı bulunarak değiştirilmesi hatta daha sonradan AYİM’nin yapısı ve üyelerinin adalet ve tarafsızlığını kaybettiği kabul edilerek kapatılmış olması da dikkate alındığında verilen kararların adaletli olduğundan bahsedilmesi mümkün değildir.    

 

Bu sebeplerle bu mağdurların da haklarının verilmesi ve YAŞ mağdurlarının eksik kalan haklarının verilmesi için Adaleti Savunanlar Derneği'nin gösterdiği çabalar sonuçsuz kalmıştır. YAŞ mağdurlarının geriye dönük özlük hakları ve OYAK haklarıyla ilgili ne kanuni düzenleme yapılmış ne de yargı yolu açılmıştır. Ergenekonculara, Balyozculara gösterilen ilgi 28 Şubat mağdurlarından esirgenmiştir.

 

Anayasal haklarını Hukuki yollardan arayan gerek derneğimiz üyelerinin Kamu Denetçiliği Kurumuna yaptıkları bireysel başvurular, gerekse ASDER Ankara Şubemizin yaptığı başvurular (Ağustos 2018) incelenmiş taleplerimiz yerinde bulunarak (Nisan 2019) bu taleplerin karşılanarak mağduriyetlerin giderilmesi konusundaki tavsiye kararları Kurum tarafından TBMM, Milli Savunma Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığına gönderilmiştir. Milli Savunma Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı cevaben "Tavsiye kararlarında yerine getirilmesi istenilen hususların haklılığından bahisle, bunların yerine getirilebilmesi için Kanuni düzenleme yapılması gerekir" denilmiştir.

2011den bugüne kadar ASDER tarafından kanun tasarıları hazırlanıp defalarca Hükümete iletilmesine rağmen bu konularla ilgili hiçbir kanuni düzenleme yapılmamıştır.

Hülasa; Anayasal ve Kanuni düzenlemelerle hak ve özgürlüklerin genişletilmesi güzel gelişmeler olmasına rağmen uygulamadaki yetersizlikler, eksiklikler takip edilmediği için söylenen sözler de havada kalmaktadır. Yapılan düzenlemelerin takip ve kontrolü hükümetimizin sorumluluğundadır.

28 Şubat mağduriyetlerinin giderilmesi hususunda başta Adalet Bakanlığı olmak üzere, Milli Savunma Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ve hükümetimizin, "adaleti tesis ederek vatandaşları arasındaki eşitsizlikler ile haksızlıkları ortadan kaldırmak suretiyle" omuzlarındaki vebalden kurtulmaları için "gerekli yasal düzenlemeleri yaparak" samimi adımlar atmasını bekliyoruz.

Adaleti Savunanlar Derneği

 

Son Düzenlenme Cumartesi, 13 Ağustos 2022 15:23
ASDER Genel Merkezi

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...