Salı, 18 Mart 2008 11:00

ÜLKEYİ KAOSA SÜRÜKLEMEYE ÇALIŞANLARA SİVİL TOPLUM KURULUŞLARINDAN TEPKİ

Dernek Genel Başkanımızın da içinde bulunduğu birçok sivil toplum kuruluşu yöneticisi Topkapı Eresin Otelde yapılan kahvaltılı basın toplantısında Başsavcının AK PARTİ' nin kapatılması için Anayasa Mahkemesine açtığı davanın aslında millete yapılan bir kapatma davası  olduğunu, ülkeyi düşünmeyen insanların ancak böyle bir teşebbüste bulunabileceklerini dile getirildi.

  Türkiye Gönüllü Teşekküller Vakfı Başkanı ve derneğimizin de aralarında bulunduğu üye kuruluş başkanlarının katılımıyla AK Parti’ye açılan kapatma davası ile ilgili olarak İstanbul’da geniş katılımlı bir basın toplantısı düzenlendi.

 

Basın toplantısında TGTV Başkanı Av. Necati Ceylan’ın yanı sıra İDSB Genel Sekreteri Necmi Sadıkoğlu, MÜSİAD Genel Başkanı Dr. Ömer Bolat, ASKON Genel Başkanı Mustafa Koca, İHH Genel Başkanı Av. Bülent Yıldırım, Hukukçular Derneği Başkanı Av. Kamil Uğur Yaralı ve MAZLUMDER İstanbul Şube Başkanı Ayhan Küçük de birer konuşma yaptı.

 

Basın açıklamasını katılımcı sivil toğlum kuruluşları adına TGTV Başkanı Av. Necati Ceylan okudu.

 

Saygıder Basın Mensupları, Değerli Gönüllü Kuruluş Temsilcileri ve Katılımcılar

 

Hepiniz basın toplantımıza hoşgeldiniz.  

 

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı,"laikliğe aykırı fiillerin odağı haline geldiği " ni ileri sürerek, halkın yarısının oylarıyla iktidara gelmiş olan AK Parti'nin kapatılması istemiyle Anayasa Mahkemesi'ne dava açmıştır. Bu kapatma davası değil olsa olsa yargı muhtırasıdır. Bu millet iradesine karşı bir darbedir. Halkın yarısına siz bu ülkenin insanı değilsiniz demektir.

 

Toplumumuzun asıl problemi, milletin değerlerinden uzak oldukları halde kendilerini devletin sahibi gören bürokratik azınlığın varlığıdır. Devlet içinde önemli noktaları işgal eden bu zümre, vesayet rejiminin devamı için anayasal sistemi pervasızca çiğnemeye devam etmektedirler.

 

Bu ülkede eğer hukuk, demokrasi ve millet iradesine saygı diye bir şey varsa, Anayasa Mahkemesi’nin bu iddianameyi iade etmesi ve “böyle taleplerle mahkemeyi işgal ettiğiniz için sizleri kınıyoruz.” demesi gerekir. Aksi halde hukuk , demokrasi, millet iradesine saygı  Türkiye için sadece yalandan ibaret kalacaktır.

 

Türkiye’ nin itibarını Muz Cumhuriyetlerinin bile altına düşürmeye kimsenin hakkı yoktur. Anayasa Mahkemesi 367 kararıyla zedelenen itibarını, iddianameyi iade ederek bu davayı hiç görüşmeden reddederek kurtarmalıdır. Yoksa mahkemenin meşruiyeti tartışılır hale gelecektir.

 

Üniversitelerde kılık kıyafet sebebiyle eğitim ve öğretim hakkı önündeki yasağı kaldırarak özgürlüklerin önünü açmak, nasıl oluyor da bir partiyi laiklik karşıtı hareketlerin odağı haline getiriyor ?  Anlamak mümkün değildir ! Dünyaya anlatmak ise hiç mümkün değildir.

 

Türkiye'de hep türban-din-laiklik tartışılıyor ama yargının siyasallaşması gibi çok ciddi, Demokrasiyi ve Cumhuriyeti sekteye uğratacak konular tartışılmıyor. Gözüken veya gösterilen amacı ya da sebepleri, gerekçesi ne olursa olsun ne demokrasi ne de laiklik adına bu kabul edilemez. Dolayısıyla bu dava ile Türk Demokrasisi yara almıştır.

 

Terör ve şiddeti metod olarak benimsememiş siyasi partilerin kapatılması demokratik değildir. Şiddete başvurmadığı sürece her siyasal düşüncenin özgür olması ve olur olmaz sebeplerle partilerin kapatılmaması gerekir. Siyasetçiyi ancak ve sadece millet tasfiye edebilir. Bırakın demokrasi işlesin. Bırakın millet kendi işini kendi görsün. Bu davayı ciddiye almak egemenliğin kayıtsız şartsız milletin olduğunu yok saymaktır, meclisin kapısına kilit vurmaktır.

 

Yasama, yürütme ve yargının görev ve sorumlulukları Anayasa'da açıkça belirtilmiştir. Yargı organından beklenen hukukun gereğini yapmasıdır. Yasama ve yürütmenin görevlerine müdahale etmemesidir. Asıl kaos erklerin birbirlerinin görev alanına müdahale etmesiyle ortaya çıkar. Siyasi parti bildirilerine benzer tür iddialar Türkiye’ye yakışmamaktadır.

 

Unutulmamalıdır ki yargı organlarının meşruiyet kaynağı anayasa, anayasanın meşruiyet kaynağı ise halk iradesidir. Meşruiyetini temel olarak halktan almayan hiçbir yetki kullanılamaz.  Hele halka karşı kullanılması tamamen gayrimeşrudur.

 

Bu davadaki mantık ve gerekçelerle kurallar ve değerler hiyerarşisi alt üst olmaktadır. Hakimiyet kayıtsız şartsız yargıya verilmekte, yasama ve yürütme yargı iktidarına boyun eğmeye mecbur edilmektedir. Bu Yargıçlar Devletini oluşturur. Gidilen yol iyi değildir. Bunun kimseye faydası yoktur. Kaybeden Türkiye olacaktır. 

 

Türkiye, artık ülkeyi kaosa sürüklemekten başka bir işe yaramayan bu tür yapay gündemler yerine gerçek gündemine dönmeli,   problemleri ile yüzleşerek köklü çözüme kavuşturmalıdır.

 

Öncelikle bir an evvel sivil ve yeni bir anayasa ile Anayasa Mahkemesinin ve yüksek yargı organlarının yapısında değişikler yapılmalıdır. Seçilenlerin kaderini atananların keyfi ve ideolojik tercihlerinden kurtarıp, atananları seçilenlerin, yani millet iradesinin emrine verecek düzenlemeler hemen hayata geçirilmelidir.  

 

Türkiye Gönüllü Teşekküller Vakfı  ve  Gönüllü Kuruluşlar (dernek,vakıf ve sendika) olarak, bu olayı basit bir parti meselesi olarak görmüyoruz. Bu dava demokrasiye ve mille-tin değerlerine karşı bir saldırıdır. Bu sebeple siyasi partileri, sivil toplum kuruluşlarını, aydınları demokrasiye sahip çıkmaya davet ediyor ve milli iradenin temsil edildiği TBMM'nin derhal toplanıp bu problemlere kalıcı çözümler üretmesini ve kaosa sebebiyet veren, görevini kötüye kullananların cezalandırılması bekliyoruz.

 

17/03/2008

 

                                      Basın Açıklamasının Altında İmzası Bulunan STK’ lar Adına

                                     Türkiye Gönüllü Teşekküller Vakfı  Başkanı

                                                               Av.Necati CEYLAN

 
Son Düzenlenme Salı, 18 Mart 2008 16:50
ASDER Genel Merkezi

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...