Çarşamba, 06 Kasım 2013 11:12

Bir Mazlumun Ağlatan Hali

Yırtık gömlekle dolaşan, otostop çekerek 28 Şubat davası duruşmalarına gelen müşteki Şaban Kargın’ın içinde bulunduğu durum yürek burkuyor. İşte vicdan sahiplerini ağlatacak tablo…

 

04 Kasım 2013 Pazartesi 09:24

 

Ankara’daki 28 Şubat yargılamasında 28 duruşma geride kaldı. Dindar kamu görevlilerini ekmeğe muhtaç hale getiren asker kökenli sanıkların rahat bir yaşam sürdükleri her hallerinden anlaşılıyor. Aylık ortalama 5 bin lira maaş, yazlık, daire, araba… Boya maharetiyle kızıl ve sarışın oluveren eşlerinin kuaförden çıkmadığı görülüyor. Giyim-kuşamları ve diğer tali süslemeler cabası…

YIRTIK GÖMLEĞİ YÜREK BURKTU, OTOSTOPLA DURUŞMAYA GELİYOR

Perşembe günü görülen 27. duruşmada Savcı Kemal Çetin, çapraz sorgusu yapılan tutuklu sanık emekli Tümgeneral Şevket Turan’a dini hassasiyete sahip TSK mensuplarına yönelik “Mümkün olduğu nispette düşük sicil verilecektir. En küçük hareket ve davranış disiplinsizlik olarak telakki edilecek ve disiplin amirlerinin yetkileri dâhilinde cezalandırılacaktır” hazırlanan eylem planını hatırlatarak, bunu nasıl değerlendirdiğini soruyor.

Salondan içeriye 1997 tarihinde TSK’dan atılan müşteki Havacı Uzman Çavuş Şaban Kargın giriyor. Üç sıra önüme oturuyor. Halen mağduriyeti giderilemeyen ve işsiz olan Kargın’ın yakası aşınan, yırtık gömleği yürek burkuyor. Şahit olduğum manzara derin izler bırakıyor. Akşam duruşma bitiminde huşu içinde namazını eda ederken rastladığım Kargın’la sohbet ediyoruz. Görevdeyken maruz kaldıkları baskıyı anlatırken; “Camiye giderken takip edilip edilmediğimizi, cami içerisinde birilerinin bulunup bulunmadığını kontrol ediyorduk” diyor. Atıldıktan sonra ailesiyle birlikte çektiği zorlukları anlatıyor. Ankara Üniversitesi Elmadağ M.Y.O. Bilgisayar Programcılığı bölümünü kazanan oğlunun kaydını maddi imkansızlıklar nedeniyle dondurduklarını, bir benzincide işe başlayan oğlunun seneye okula gitmek için para biriktirdiğini aktarıyor. İhtiyaçlarıyla ilgili soruya “Şükür afiyetteyiz. Sen bizi merak etme” cevabını veriyor. Vedalaşıp ayrılıyoruz. Konuyu paylaştığım bir müşteki avukatından; Kocaeli’nin Körfez ilçesinde ikamet eden 28 Şubat mağduru Şaban Kargın’ın duruşmalara zaman zaman otostop çekerek geldiği, bazen otobüs biletinin hayırseverler tarafından alındığı bilgisini alıyorum. Kargın’ı Ankara’ya gelişinde Menzil tarikatı lideri Seyyid Abdulbaki Hazretleri’nin müritleri yurtta misafir ediyor.

GÜVENLİKÇİNİN HAKARETİYLE GÖZYAŞLARINA BOĞULDU

Ertesi gün yine duruşma sonrası Kargın’a rastlıyorum. Sıhhiye metrosunun giriş kapısının önünde telefonla birilerine bir şeyler anlatmaya çalışıyor. Gergin tavırlarından bir sorun olduğunu anlıyorum. Yanına yaklaştığımda 155 Polis İmdat Hattı’nı aradığını, metro güvenliğinin kendisine saldırdığını aktardığını idrak ediyorum. Telefonu kapattığında kendisinden; ASDER’in 28 Şubat cuntasını protesto için kullandığı pankart ve dövizlerin, emanet edildiği işyeri sahibi tarafından çöpe atıldığı, vicdanı elvermediği için bunları derneğin şubesine teslim ettikten sonra memleketine gitmek üzere metroya w binmek istediği, kart alacak parası olmadığı için ücretsiz geçiş konusunda ricacı olduğu güvenlikçinin hakaretlerine ve fiili müdahalesine maruz kaldığı bilgisini alıyorum. Beraber aşağı iniyoruz. Densiz güvenlik görevlisi ile amirlerinin özrünün ve diğer güvenlikçilerin ricasının ardından metroya binip, Kargın’ın kucağındaki emanetleri ASDER şubesine bırakıyoruz. Yolda giderken metro görevlisinin kendisini aşağıladığını söyleyen Şaban Kargın, gözyaşlarına boğuluyor. Kendisini sakinleştirmek kolay olmuyor. Daha sonra Kargın’ı memleketine yolcu ediyoruz.

BİR MAZLUMA SAHİP ÇIKMAK BU KADAR ZOR MUYDU?

Döndüğümde Kargın’ın kaleme alıp bana teslim ettiği mektubu okuyorum. Etkilenmemek elde değil… Sonrasında cunta mensuplarının duruşma salonundaki hal ve tavırlarını, savunmalarını düşünüyorum. İçimden “Zalimler için yaşasın cehennem! Mazlumlar adına hakkımızı sizlere helal etmiyoruz” diyorum. Ama en çok da Şaban Kargın gibi 28 Şubat mağdurlarını sahipsiz bırakanlara, yokluk içinde yaşamalarına seyirci kalanlara kızıyorum. Yıllardır kapı kapı dolaşıp hakkını arayan Kargın’a yardım eli uzatan hak getire... Utanması gereken yırtık gömlekle dolaşan, otostopla duruşmaları takip eden Kargın değil, bu duruma gözlerini kapatanlardır. Kargın’ın elinin ekmek tutmasını sağlamak, ihtiyaçlarını gidermek bu kadar zor muydu? ‘Kararname mağduru’ diye gasp edilen haklarının iadesini kolaylaştırmamak ne kadar doğru bir tutumdur? Seçim zamanı yaklaştığında yeniden koltuğa oturmak için takla üstüne takla atan belediye başkanları nerede?
 
Televizyon, televizyon dolaşan, “28 Şubat’ta mağdur edildim” deyip ağlaşan makam-mevki ve mal-mülk sahipleri, bundan sonra ‘edebiyat yaparken’ bir kez daha düşünmeliler. ‘Kolay gün adamlarını’, elini taşının altına koyarken gören yok. Etliye-sütlüye karışmak istemeyen bazı kurum ve şahısların asrın davasına ilişkin herhangi bir kaygıları bulunmuyor. Davaya yine sahip çıkanlar, maddi imkânsızlıklarla boğuşan ‘dava adamlarından’ başkası değil…

Erol Metin / Habervaktim.com

ASDER Genel Merkezi

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...