GEÇ KALMIŞ BİR FİLM: NEFES
Memleket!
Hani esip gürleriz ya, o gitmediğimiz dağları için yurdumuzun… Deriz ya al bayrağımızın dalgalandığı her yer bizim. Gerektiğinde seve seve o bayrağın dalgalandığı her yerde görev yaparız diye. Peki, bu anlamda ne kadar samimiyiz? Hiç düşündünüz mü?
Ya da şehit cenazeleri gelir. Kefeninden hala kan damlayan. Ama sizin göremediğiniz.. Annelerine bile gösterilemeyen şehit cenazeleri… Hani konukların özellikle 28 Şubat sürecinde cenaze namazlarını kılmadan katıldığı cenaze merasimleri… Asık yüzlü devlet, asık yüzlü rical!... Bayramlarda protokol ve yapılacaklar listesinde gündeme alınan şehit aile ziyaretleri.. Hiç şehit ailesi ziyaret ettiniz mi? On yılları bu gün gibi yaşarlar bir daha bir daha. Şehidin odası genellikle askere gittiği günkü gibidir. İlaveler vardır sadece, resimler, askerlik hatıraları vb.
Ahh o dağlar, evet o dağları siz mışıl mışıl uyurken birileri bekler. Subaylar, hani o ADD, ÇYDD gibi derneklere malzeme yapılan, malzeme yapılmalarını Genelkurmay’ın sadece seyrettiği “Rahatsız Genç Subaylar!” dağlardadır aslında. Ve onların iç politika, laiklik, Türkan Saylan, Şener Eruygur gibi birileri hiç akıllarından bile geçmediği gibi, o kadar çok dertleri vardır ki! Anadolu’nun bir köşesinde onları merak eden anaları, asıl görev yerlerinde bıraktıkları eşleri ve çocukları, onlara emanet edilen vatan evladı, yirmi yaşında, hiçbir tecrübesi olmayan delikanlılar…. Soğuk, sıcak, zor tabiat şartları. Hasılı sevgili okurlar O gencecik teğmenler, üsteğmenler, yüzbaşılar…. Onlar ne genç sivillerden haberdardır ne de kendilerini menfaatlerine malzeme yapanlardan. Onlar sadece kendilerine emanet edilenlerin derdine düşmüşlerdir.
Ve… NEFES!
NEFES filminde birçok şey verilmiş. Çekenleri kutluyoruz.
Dağdaki zorluklar, eratın kader-i ilahiye ve komutanlarına koşulsuz teslim olması ve itaati, çatışma ortamları, karakolun baskını, baskın anında yaşananlar…
Tabi verilmeyenler de var, daha doğrusu verilemeyenlerde. Şehidlik duygusu, gazilik gibi, mukaddesatın icabı olan, askeri dağda tutan temel milli-dini değerler verilememiş. Onların yerine arada bir silinen Atatürk büstü konmuş. Şunu artık sorgulama zamanı geldi geçiyor. Atatürk ya da Atatürkçülük diye herkesin kafasına göre yorumladığı değerler toplum için ne ifade ediyor? Solcular Atatürkçü, sağcılar Atatürkçü, iktidar Atatürkçü, muhalefet Atatürkçü, TSK Atatürkçü! Peki, neden anlaşamıyorlar? Ne ilginç değil mi? Tabi bu anlamda filmi çekenleri de ayıplamamak lazım. Maalesef hala Şanlı Ordumuz milletimizce böyle algılansın diye birileri mücadele ediyor elbirliği ile.
Filmi İzleyenler/İzlemeyenler!
Kamuoyuna yansıdığı kadarı ile filmi Genelkurmay Başkanı, generaller ve CHP’liler izlemişler. Sayın Başbakan’ın filme gidememesini anlayabiliyorum, DTP’lilerin gitmemesini anlayabiliyorum da neden diğer AKP’liler gitmediler? Neden MHP lideri gitmedi? Ayrıca; çoğunluğu ordudan haksız yere ihraç edilen subayların kurduğu ASDER’nin başkanı da filme gitmeli ve bir basın açıklaması yapmalıydı.
28 Şubat sürecine kadar, terörün ilk azdığı günlerde ALLAH-VATAN-MİLLET-DEVLET-EZAN beraber telaffuz edilirdi. Hatta polisin Özel Harekât ekibi de genel anlamda dindar ve fedakâr insanlardı. Çok hoş bir uyum vardı. Dağa çıkan birliklere uğurlama merasimlerinde gidilen her dağ başında okunsun diye Kur’an, dikilsin diye Bayrak, ezan okusun diye İmam/müezzin verilirdi. Bu emirle değildi tabi. İşini bilen birlik komutanları genç birlik komutanlarını ve müfrez göreve giden birliklerini böyle motive ederlerdi. Her zaman kurbanlar kesilerek birlik göreve sevk edilirdi. Göreve gidiş ve dönüşlerde Mehter Marşları çalardı. Dolayısı ile ASDER başkanı bu filme gidip çıkışta bunları emekli bir general olarak basın toplantısı ile anlatmalıdır.
TSK birilerinin arka bahçesi değildir.
Özetle, TSK birilerinin arka bahçesi değildir. Dolayısı ile böyle sembolleşmiş, sembolleşecek faaliyetlere her zeminden insan, kanaat önderi katılmalı, eleştirisini olumlu ve olumsuz yönleri ile yapmalı ve kendini izleyen insanların bakış ve duruşuna katkı sağlamalıdır. Ayrıca emekli bir general de -şimdilerde parti de kurdu- filme sahip çıkayım derken çuvallamışlar. Film verdikleri yönü ile değerlendirilmelidir. Kimseye mâl edilmemelidir. Yapılan iyi çalışmalara sahip çıkılmalı, yapıcı eleştirilerle yeni yapılacaklara da yön verilmelidir.
Halil MERT
(E) Topçu Yarbay
Strateji Uluslararası İlişkiler ve Yönetim Uzmanı www.halilmert.com.tr