Pazartesi, 28 Haziran 2010 16:11

TÜRKİYE CUMHURİYETİNİ KİM KURDU?

TÜRKİYE CUMHURİYETİNİ KİM KURDU?

            Ülkemiz kıskaca alınmaya çalışılıyor. Bir yandan coğrafyamızda EKSEN ve BAŞAT ülke olma anlamında verilen mücadele. Buna karşı ABD-İsrail eksenli karşı hareketler ki başında terörün azdırılması, medyanın yönlendirilerek halkın yanıltılması geliyor.

            Korkum o ki siyasi süikastlerinde yapılması. 28 Şubat sürecinde olduğu gibi ya da Yargıtayın kurşunlanması gibi birilerine yaptırılıp “Dinciler yaptı.” iftirası ile dindar insanların üzerine atılması. Dindar insanların hedef gösterilmesi. Bu meyanda provakatif sözüm ona dinci eylemlere dikkat… 28 Şubat sürecinde kimlerin eğitilip kullanıldığına dikkat edin lütfen. Ali KALKANCI denen şeyh uyuşturucu hap imalatından tutuklu, eşi bar işletiyor falan…

            Üzerine tuz biber terör bahanesi ile bir Türk-Kürt kavgası varmış gibi sunulan yorumlar… Ya da “Kürt Sorunu!” tanımlamasının artık herkesçe kabul edilmesi. Yetmedi!

           

            Manşet! Türkiye Cumhuriyetini Türkler ve Kürtler kurdu…

            Hayır! Türkiye Cumhuriyetini Türkler ve Kürtler kurmadı.

            Türkiye Cumhuriyetini Müslümanlar kurdu.

 

            Değerli Okurlar, tuzağa bakın! Sanıyorum TÜSİAD’dan birileri buyurmuşlar. Lozan’ın hükümleri açık değil mi? Bizi üç kıtadan üçyüzyılda kovan, şu anda da Milli Birliğimize düşmanlık yapan Batı Blokuna karşı bağımsızlığımızı onaylattığımız anlaşma değil mi Lozan!... Anadolu’da 1000 yıldır süren devletimizin adını Türkiye koyan ve sistemini belirleyen irade bu anlaşma ile asli unsurun Müslümanlar olduğunu kabul etti ve ettirmedi mi? Müslümanlar asli unsur. Gayri müslimler (Süryaniler ve –varsa- Gayrimüslim Türkler hariç) azınlıkları oluşturacaklar.

            Şu anda Ülkenin önündeki, milletin önündeki asalak elitlerinde sorunu bu değil mi? İslam ve Milli Değerler. Hem de Atatürkçülüğü kullanarak. Ey! Milli Cephe… Lozan’ı Atatürk’ün onayı ile İnönü imzalamadı mı? Mason localarını bu kadrolar kapatmadı mı? Öyleyse çağdaşlık, laiklik ve Atatürkçülük kisvesi ile değerlerinize saldıran kesimlere engin tarih bilginizle cevap verin. Ne diyor Bediuzzaman “Medenilere galebe çalmak ikna iledir, icbar ile değil!” Tabii bizim medenilerin insana, düşünceye, Müslüman Halkımıza saygıları yok ki! Bu da başka ama önemli bir sorun tabii.

 

            Gelelim anayasaya konacak “Türkiye Cumhuriyetini Türkler ve Kürtler kurdu.” Cümlesine. Bu ibaredeki tuzak şu dur: “-Madem devleti beraber kurduk, hakkımızı alıp ortaklıktan da istediğimiz zaman çıkarız.” Kimse kusura bakmasın ama bu “Ya sev, Ya terket!” neviinden fantazilere -kimden gelirse gelsin- vicdanı olan hiçbir Müslüman asla müsaade etmez.

            Bu devlet, Alpaslan’ın devletidir. Osman Gazi’nin devletidir, Fatih’in, Yavuz’un, Abdulhamid Han’ın, Mustafa Kemal’in, Bediuzzaman’ın devletidir. Düşünün bir, şu Anadolu’da iskan edilen insanların göç ettikleri Atayurtlarını… Balkanlardan Doğu Türkistan’a, Yemen’den Kırım’a kadar her yerden Türk ya da Müslüman milyonlarcası yurtlarında sürülmüşler. Anayurt’a… Anadolu’ya. O zaman bu devlet tüm Medeniyet Coğrafyamızın devleti. Hintli/Pakistan’lı Müslümanlar yüzüklerini ve küpelerini dahil göndermemişler mi Bağımsızlık savaşımızda… Dolayısı ile bu devlet bizim olduğu kadar onların da umudu olan devlet. 100 yıl önce Çin’e bile Hamidiye Medreselerini açan bu devlet, Japonya’ya Ertuğrul Muharebe gemisini gönderen bu devlet, dünyanın en iyi istihbarat ağını oluşturan bu devlet… Şimdi ise evlatlarının eliyle son kalesi Anadolu’da da bitirilecek! Buna vicdanı olan ne Türk ne de Kürt asla müsaade etmez.

            Ey Milletim! Kürt kardeşim, Kürt Soydaşım. Soydaşım evet! Çünkü imanım, çünkü ahlakım, çünkü geçmişim, çünkü edebim bir. Çünkü aynı medeniyetin çocuklarıyız. Çünkü kanım bir. Dedemin biri karadenizli Çepni Türkmeni, diğeri Kürt!. Babaannem Çerkez, anneannem Gürcü… Eşim Arnavut… ne olacak şimdi? Neyi parçalayacağız? Çocuklarımızı mı? Bunu ve benzerlerini söyleyecek yüzbinlerce aile var anadoluda.

 

            Bölgede bölücülere destek olan ailelere!

            Hepinizin İstanbul’da, İzmir’de, Antalya’da, Adana’da Türkiye’nin en güzel beldelerinde akrabalarınız yok mu? Bu akrabaların Türk hısımları yok mu? Dünyada ençok Kürt hangi şehirde? Hilafet Merkezi İstanbul’da değil mi? Evet dünyanın en büyük Kürt kenti Erbil ya da Diyarbakır değil! İstanbul…

            Her şeyden önemlisi de İman kardeşliğini Allah emretmiştir. Unutmayın!... burada temel problem rejimin redd-i miras yapmasından kaynaklanmaktadır. Kürt zannediyor ki Kürt olduğum için aşağılanıyorum. Düşünsenize bu ülkede başörtüsünden dolayı şehid askerin annesi madalya törenine alınmadı. Suçu ne? Geleneklerine ve imanına bağlı olması. O şehid anası aşağılanmışken siz Kürt olduğunuz için aşağılanmıyorsunuz. Medeniyet ve kültür köklerimize bağlı olan herkes gibi aşağılanıyorsunuz.

            Çözülecek bu sosyal meseleler de bir gün. Milletin çoğunluğunu teşkil eden korkak yığınların akıllı ve gür sesli oğulları okuyup ta etkinleştikçe, kadroları tuttukça birbir, devletle millet barışacak ve bu sorunlar da çözülecektir.

 

            Devlet, Millete hizmet ve itaat için vardır.

            Devlet Milletin emrine girerse sorun çözülecektir. OHAL gibi silahlı tedbirler çözüm değildir. Ülkenin bölgede ve bölgesinde etkinleşmesi adına yapılanlar desteklenmelidir. Türkiye bölgesinin en büyük devletidir. Siyasi istikrarın devamı, geniş katılımcılık, vatandaş memnuniyeti, Milli Birliğin ifası gibi nedenlerle, anayasa değişiklik paketi desteklenmelidir.

 

            Yerli istihbarat tedbirleri, sınırı Kuzey Irak’tan savunma, istihbarat birimleri arasındaki bilgi alış-verişinin sürekli ve düzenli olması, teröristle mücadelede Özel Kuvvetler ve Özel Harekat gibi profesyonel unsurların kullanılması… Bu tedbirler acil alınmalıdır. Ama bu tarz tedbirler kısa vadeli ve geçici tedbirlerdir. Uzun vadede devlet milleti ile uyumlu ve halkımız gibi düşünmeye başladığında terörün bahanesi kalmayaktır. Bu da psikolojik taarruzları savmakla, kendi değerler manzumemimizin vatan saşında ihyası ile olur.

 

            İktidarı ile, muhalefeti ile Ordusu ile Milli Birliğe davet!...

            Şehitler sadece iktidar ve ordunun şehitleri değildir. Milletimizin şehitleridir. Muhalefette Güvenlik Toplantılarına çağrılmalı, sorumluluk almaları sağlanmalı, fikirleri de alınmalıdır.

 

            STK göreve!

            Ey Müslüman Milletim! Gazze’deki kanda senin, Şemdinli’deki de… Unutma Kırgızistan’da akıtılan kardeş kanı da senin kanındır. Yani senin Medeniyet Coğrafyan kanatılmaktadır.

            Terörü tel’in değil Milli Birlik gösterileri yap.

            Gazze’ye gösterdiğin duyarlılığı Kırgızistan’da akan kana da göster. Unutma o toprak Atayurt’un. Orada da yerli Türk, Kürt, Ahıska’lı vb. var. Daha da önemlisi Müslümanlar. Osmanlı gibi Uluğ Türkistan’ı da parçaladılar. Çin ve Rusya…

            Türkiye’deki Özbekler, Kırgızlar… Atayurt’a bir Barış ve Kardeşlik Yürüyüşü başlatmak için daha ne bekliyorsunuz? Gazze’ye ve Doğu Türkistan’a gösterişlen duyarlılık başta hükümetimiz olmak üzere STK aracılığı ile Milletimiz tarafından da gösterilmelidir.

 

            Unutmayın! Medeniyet Coğrafyamız kanıyor…

            Dikkat edin, bizim coğrafyamız kanıyor ve kardeş kavgaları ile parçalanmaya çalışılıyor. Yok edilmeye, kalıcı düşmanlıklar oluşmasına çalışıyor emperyalizm ve ABD. Değerli okuyucu! Soruyoruz!

            Kırgız kim, Özbek kim?

            Türk kim, Kürt kim?

            Alevi kim, Sünni kim?

            Irak’ta, Sünni kim, Şii kim?

            Düşman mı bunlar? Asla! Öyleyse zaman birlik zamanıdır. Bakın Irak’ı, Afganistan’ı işgal ederken Hristiyan dünya “-Bu bir Haçlı seferidir!” görüşü ile nasıl bir araya gelip İslam Diyarlarına ve Müslümanlara hayasızca çullandılar.

            Aklımızı başımıza alıp sımsıkı kenetlenmenin dışında çözüm var mı? Her türlü yabancı reçetenin de sana sunulan tatlandırılmış zehir olduğunu sakın unutma.

           

           

                                                           Halil MERT

                                                           (E) Topçu Yarbay

                                                          

Son Düzenlenme Salı, 29 Haziran 2010 16:15
Halil MERT

(E) Topçu Yarbay

Strateji ve Yönetim Uzmanı

https://www.youtube.com/user/81mert1 | Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.
Bu kategoriden diğerleri: « BİR BARDAK SU Esaretin Bedeli »

2 yorum

  • Yorum Linki murat Çarşamba, 21 Temmuz 2010 21:35 yazan murat

    biz müslümanlar nerde zulüm varsa kalbimiz sızlar.müslümanlıkta ayrılık yok birlik var.müslüman ırkçı değildir."saltanat ve hilafeti düşman gelse yıkamazdı" diyen kadir mısıroğlundan tarihi okuduğumuzda şimdiki sorunlar bal gibi ortaya çıkıyor.

    Raporla
  • Yorum Linki çok güzel bir yazı eline sağlı Cumartesi, 17 Temmuz 2010 02:50 yazan çok güzel bir yazı eline sağlı

    yüreğine sağlık ilk kez siyasetten uzak siyaset baronlarını övgüden uzak objektij bir yazı olmuş halil mert kardeşim aramıza hoşgeldin...

    Raporla

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...