Salı, 16 Nisan 2013 14:23

YENİ TÜRKİYE’YE DOĞRU

Bir tarafta üç asırdır itilen asli unsur. Karşısında palazlanan işbirlikçi kadrolar. En kötüsü de bu yabancılaşmış unsurların putlaştırdıkları değerlerle toplumda da karşılık bulması. Diğer yanda Ham yobaz, kaba softa zincirlerimiz. Toplum tutsak edilmiş, ne gerçek Medeniyet Değerlerine ulaşabiliyor ne de çağın fen ve teknolojilerine. Bunlara ulaşamayınca kendi fasit dairesi içinde kıvrandırılıyor. Akabinde koca Devlet-i Aliye dağılıyor. Yerine Türkiye dâhil İslam Ülkelerinde kurulan BAAS’çı yapılar. Bu yönüyle ilk BAAS partisi de maalesef CHP’dir. Halkına yabancı...

        Ümmetin yetimleri parçalanmış. Sonra birbirine düşman edilmiş. Türk Arap’a, Arap Türk’e düşman. her birinde iç karışıklıklar. Sonuç. Ne Misak-ı Milli’de tutunabilmişsin ne de..

        Lozan’da kurulduk mu? Yoksa bir kez daha mı parçalandık? Akabinde de küçülme devam etti. Özellikle 2. Dünya savaşından sonra. İnönü ve kadrolarının sözde çağdaş, laik, Atatürkçülük uygulamaları. Sonucunda darbeler, Merkez Bankası soygunları, iç savaşa varan terör, etnik ayrışma, yabancılaşma.. vs. Bu günlere gelindi.

        Özetle taraflar itiraf edemese de topluma bir kavga var aslında. Ülkenin yerli unsurları ile yabancılaşmış unsurları arasında. Hani demişti ya bir paşa aleni olarak, “Kandillerde gönderilen mesajlardan bile rahatsız olduğunu.” Bir başkası GATA’da “Bedr’in aslanları” ifadesini aşağılamıştı. Neyse. 40 yıl Kuran-ı kerimi öperek CHP’ye küfrederek oy alan Demirel’in şimdi CHP’li olması çok şeyi anlatıyor aslında.

 

        Toplumdaki uyanış devam ediyor. Bu uyanış seçimlere de yansıyor. Halk artık eskiden olduğu gibi ne bölünüyoruz endişesi, ne de laiklik korkusu ile oy vermiyor. Tabi dinin de kendi yüreğinde olduğunu gördü O da elden gitmiyor. Artık geleceğin Büyük ve Güçlü Türkiye’sine inanmak istiyor.

        Halkımız (Apo dâhil), yaptığı yeni anayasa ile toplum kesimlerini ve Medeniyet Değerlerini kucaklamış bir devlet, bölgesinde ve dünyada etkin bir Türkiye, kendi teknolojisini yapıp üretebilen, silahını, uydusunu, nükleer enerjisini, uçağını, arabasını yapan, dışa bağımlılığı olmayan, özellikle de Ortadoğu ve Orta Asya kardeş coğrafyalarına da politik anlamda hâkim bir Büyük Türkiye’yi istiyor. Bu gün bu hedeflere doğru yürünüyor. ASELSAN vb. kurumlarımızda onlarca bilim adamımız şehit edilse de, toplum bayrak mitingleri ve “TC” provokasyonu gibi masum görünen karıştırmalarla taraf olmaya zorlansa da, üniversiteler 12 Eylül öncesi gibi karıştırılmaya çalışılsa da.. Bizzat cemevinde görevli bir eski terör suçlusunun mahareti ile Alevi yurttaşların evleri işaretlenip başka tezgâhlar yapılsa da… Dağda hain ve aldatılmış kurşunlarla askerimiz şehid, Ordumuz Gazi olsa da.

        Yeni ve Büyük Türkiye, tıpkı temelleri gibi, Selçuklu gibi, Osmanlı gibi yine İstanbul eksenli kendi Medeniyeti üzerinde Ulubatlı Hasan’casına tüm yaralarına rağmen hilali yükseltecektir. Halkımız buna inanmıştır. Siyasiler ve karar vericiler de bu yükü Fatih gibi omuzlarında hissetmelidir. 

Halil MERT

(E) Topçu Yarbay

Strateji ve Yönetim Uzmanı

https://www.youtube.com/user/81mert1 | Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...