Çocukluk arkadaşıydı Derya’yla İbrahim. Sonra ortak oldular. Derya Kastamonu’lu Kürt Hasan lakaplı bir dedenin Türk Torunu. Facebookta isminin önüne “TC” eklemiş. İbrahim Erzurum Karayazı’lı babası ve amcaları zamanında MHP’ye oy vermiş Ülkücü kökenli bir ailenin şimdi BDP’ye oy veren oğlu. Diyor ki Derya’ya; “-Ben de “KC” mi yazayım?”
“TC” Türklerin, Kürtlerin, Kafkasya ve Balkan Müslümanlarının kurduğu Milli Devletin adıdır. Kürt ve ya kendini Türk hissetmeyen Müslümanların ne “TC” ile ne de Türk ile bir sorunu yok ki? Sorun en başta Türk’ü sonra diğer halkları reddeden sistemle. TC’nin 1921 anayasasından sonra ilk kez sivil bir anayasası olacak. Sorun bu anayasada da önceki darbe anayasalarında olduğu gibi statükoyu korumakla ilgilidir. Maalesef sistem kendisini en başta Türk’ün değerleri ile geçmişi ile imanı ve töresi ile kavga etmek üzere tasarlamıştır kendisini.
TC’ni savunma iddiasında olan kesimlere bakalım. 28 Şubat sürecinde Kürt’ten de bahsetmiyorum Türk’le nasıl kavga ettiler. En başta 10.000 yıllık Türk tarihini reddedip laboratuar ortamında yeni bir Türk yaratmaya çalıştılar. Kışladan başı yazmalı diye kovdular şehit anasını. İkna odalarında, üniversite kapılarında işkence ettiler. Fişlediler. Zamanında din eğitimini yasakladılar. Okullarda dayattıkları Darvinist bilgilerle nesilleri imanından kopardılar. Geleneksel aile terbiyesini her fırsatta bozdular. Sonuçta Anadolu’yu ve TC’ni bölünme noktasına getirdiler.
Türk Milliyetçiliğinin “ırkçı” denilebilecek kanadının başıdır Atsız ve diyor ki; “Türkiye Cumhuriyeti 1950 Mayısında kurulmuştur. Ondan önceki 1923-1950 çağı gayrimeşru ve müstebit bir diktatörlük zamanıdır. Diktatörlüğü yapan Halk Partisi, bilhassa onun ileri gelenleridir…” Sorun budur. Dostlar, reddedilen Medeniyetiniz ve değerlerinizdir. Aşağılandınız. Haklarınız çalındı.
TC’nde İstiklal Harbini yapanların kanı, canı var. Bu manada Kuzey Afrika’lı Müslümanlara dahi borcumuz var. Artık TC milletimiz, içi boşaltılmış kupkuru bir Türk tanımı ile taşımıyor. Oysa siz yeniden kuracağınız İstanbul Eksenli Medeniyetinizin inşası için çözüm üretmelisiniz. Maddi merkezinin İstanbul olduğu, manevi merkezinin Mekke olduğu eski muhteşem medeniyetin tekrar inşası. Bunu Anadolu Müslümanları yapacaktır. Onlar da çoklukla Türkler ve Kürtler’dir.
Kürt’ün kendi Medeniyetini ve imanını benimsemiş Türk üst kimliği ile bir sorunu yok esasında. O’nun sorunu kendisini ret ve inkâr eden rejimledir. Bu manada Atsız bile sistemin “Yeni Türk” dayatmaları ile mücadele etmiş, işkence görmüştür. Şöyle diyor; “Nerde o mukaddesata saldıran Kemalist inkılâpları? Milletin dinine tahakküm artık sökmüyor değil mi? Ecdad türbeleri artık kilitlenemiyor…” Atsız da ecdadın mukaddesatını mücadelesinin mihenk taşı yapmıştır.
“Atsız’cıyız, Atatürkçüyüz, Türkçüyüz.” diyenlere gülüyorum. Hz. Ömer’in cahiliye döneminde “peynirden put yapıp acıkınca yemesi” gibi. Peki isminin başına TC koyan arkadaşlar bu komik ve acınası ironinin neresindeler? Ülkenin gitmek istediği Büyük Türkiye sürecini derin PKK ile aynı cephede durarak yavaşlattıklarının farkındalar mı?
Halkımız Hz. Peygamberimiz (SAV)’in; “-Fitne uykudadır, uyandırana Allah lanet etsin.” İkazını asla unutmamalı, yaptığı şeylerin neye hizmet ettiğinin bilincinde olmalıdır. Hz. İbrahim’e Nemrut’un ateşinde yanmasın diye diliyle su taşıyan karınca misali tarafını Hakk’ın ve haklının yanında göstermelidir.
