Suriye, çözülüyor bitiyor derken araya İsrail, İran, Hizbullah ve ABD daha etkin girdi. İran bölgenin CHP ve İsrail dâhil Laiklik yanlısı duruşları ile işbirliği yapıyor. Hizbullah’ta öyle. Adeta kendilerince Sünni dinci avındalar. Suriye’de İran eşittir yılan diyor insanlar, Irak’ta da öyle.
Biz ısrarla İslam Kardeşliğinin farz olduğunu anlatmaya çalışıyoruz. Onlar ısrarla Osmanlı’nın İran tehdidi yüzünden batıya adam gibi seferler düzenlemekte sıkıntı çektiğini örnekleri ile anlatıyorlar.
Bu yazıyı yazarken çok sıkılıyorum ama İran’a Başbakanımızın yaptığı dostluk, uluslararası zemindeki arkalayışımız hepsi geride kaldı maalesef.
Daha da kötüsü sosyal medyada, Reyhanlı’lıyı da kışkırtarak bir Alevi, Suriye İktidarı yanlıları, Laikler, Kemalistler, Türkçüler, vs. gibi hükümet ve mazi düşmanlığında hemfikirlerden eylem cephesi oluşturulmaya çalışılıyor.
MİT ve Emniyet çok daha dikkatli davranmalıdır. TSK, mezhep ayrımcılığı yapmakla suçlanıyor. Geçmişte BÇG vardı. Mezhepçi, sözüm ona Atatürkçü.. “-Gık!” yoktu. Şimdi!
Gelinen noktada Suriye’de İran, İsrail ve ABD ittifakı söz konusu. Üzerine bir de Hizbullah. Hizbullah İran’lı gönüllüleri de koordine ediyor.
Bakınca Çaldıran’dan durum farklı demek istiyorum.
Anadolu’da birliğimizin çimento değerlerine sarılmalıyız. Osmanlı’nın kuruluş iradesine, Yunus’a, hacı Bektaş-i Veli’ye, Çanakkale’de şehid olan iradeye sarılmalıyız. Yineliyorum, dedeler özellikle olmak üzere şeyhler, hocalar, eğitimciler, komutanlar.. Herkese çok iş düşüyor.
Görünen o ki etrafımızda çember daralıyor. Büyük olmanın bedelini ödetmek isteyeceklerdir. Buna da Milletçe hazır olunmalıdır. En büyük hazırlıkta fitneden kaçarak ve birbirimize kenetlenerek olur. Yeni anayasa birliğimizi tıpkı 1921 anayasası gibi pekiştirmelidir. Ülkemizi çetin günler bekliyor. Her alanda dikkatli adımlar atılmalıdır.
Ülkemiz Medeniyetimizi İstanbul eksenli şekillendirmektedir. Buna hepimiz katkı sunmalıyız. Geçmiş geleceğin aynasıdır. Ders almalıyız.