Sevdalar, sevdalarımız….
Biz içinde bulunduğumuz bu necip Millet için neler hayal ediyoruz? Bu coğrafyanın aslî unsuru olan, geçmişte İ’lay-ı Kelimetullah deyip âleme hakça nizam verip, dünya barışını emperyalizme karşı sağlayan milletimiz…
Şu anda Büyük ve Bağımsız Türk Dünyasının birliği için birlikte hareket etmesi için bir düşüncemiz, beklentimiz, duamız ve niyazımız var mı?
Ezilen, esaret altında inleyen, eğitimden yoksun bırakılmış, cehaletin pençesinde, işgal altında, her gün biraz daha birbirine düşman edilmek sureti ile kopartılmış, parçalanmaya, ufalanmaya devam eden İslam Dünyasına dönük bir derdimiz, Müslümanların Birliğini temin gibi bir davamız ve sevdamız var mı? Yine tüm insanlığın kurtuluşu için kendi Medeniyet Projesini hayata geçirme mücadelesinde olan insanlardan haberdar mıyız? Onların dertlerine karşı ne kadar ilgiliyiz?
Oysa sen Anadolu’sun. Yani Anayurt’sun.
Yoksa sende Anayurdunda Türk’ün, Anayurdunda Müslümanların sadece ruhsuz, vicdanî hiçbir muhasebe yapmayan işgalci gibi yaşayan bir zavallı mısın? Ne diyor M. Akif merhum;
Ağlarım, ağlatamam hissederim söyleyemem.
Dili yok kalbimin ondan ne kadar bi’zarım.
Unutma, sen dertli ol yeter ki…
İşte o zaman çare de sensin, kurtarmaya vesile olacak ta… Yeter ki, ayakta ol, uyanık ol, çocuklarını büyük davalara sevdalı, büyük dertleri olan münevver ve mert evlatlar olarak yetiştir. Gerçek sevda budur.
Tüm sevgilerin büyük sevdalara hizmet etsin…
Kadınını ya da erkeğini de bu maksada matuf seç, Allah’ın rızasını iste, evlatlarını büyük insanlar olacak şekilde ufukları olan insanlar olarak yetiştir.
Okyanusları geçip derelerde boğulmamanın tek çaresi zamanı geldiğinde “İyi düşünüp, doğru karar vermene bağlı.” Bunu asla unutma!...
Şimdi, İlk kez Cumhurbaşkanını ellerinle seçeceksin. Ne ağır bir mesuliyet değil mi? Yasaları onaylayan, yürütmenin başı, kritik tepe kadroların atamalarını doğrudan yapan adamı. Adaylar mı? Birini çok iyi tanıyorsun. Bir sevdalı uzun adam.
Beraber yürüdü yolları seninle el ele. Bazen kızdın O’na. Ama kimsenin de onun aldığı sorumluluğu almayacağını, alamayacağını hep bildin. Bana göre en büyük iki atağı değerli. Yollar köprülerden, hastanelerden çok. Biri MİLLİ VE TAM BAĞIMSIZ EKONOMİ, diğeri, MİLLİ VE YERLİ HARP SANAYİİ. Tabii buna siz uzay çalışmalarını ve uydumuzu da dâhil ediniz. Evet, yolsuzluklar oldu. Ama hareketin olduğu yerde kazalar olur. Yatan ve üretmeyen adamlar hata yapmazlar ki. Diğeri, çalıştırdığınız ve atadığınız her adamın başına bir tane de müfettiş koyamazsınız. Başka, şimdi yolsuzluklardan feryat eden ağabeyler, zamanında atamalarda yapılan adaletsizlikler de yolsuzluk ve kul hakkı değil midir?
Diğer aday, E. İhsanoğlu. Birgün güçlü ve Büyük Türkiye’de dileriz “Halife Adayı!” olur. Ama dere geçilen kritik bir dönemde Cumhurbaşkanlığına aday olması Milletimiz için tam bir Truva Atı anlamına geliyor. Kendinin bu şekilde kullanılmasına fırsat vermemeliydi. CHP ve MHP’nin kendilerinden aday çıkartamayacak kadar boş olduklarının da göstergesi bu aslında. Tabi zihniyetlerinin de.
İyi günler göreceğiz. Dileriz Rabb’imden, 2. Abdulhamid Han Hz.’nin yükseltmeye çalıştığı sancağı da hilafeti de, siyaseti de düşürdüğümüz mevzi ve topraklardan biz kaldırırız. Bu nedenle, Cumhurbaşkanlığı Seçimleri çok önemli.
Aslında sevdaları yaşatmak için fırsat seçimler. Emperyalizme “DUR!” demek için de fırsat. Küfrün suratına tokat indirmek için fırsat. Fitne kazanını söndürmek için fırsat. Ülkemiz ayağa kalkacak. Ülkemiz dirilecek. Ellerimizde dirilecek, gayretimizle ve çalışkanlığımızla yücelecek, yetiştirdiğimiz şuurlu nesillerle yarınlarda Büyük Türkiye olacak. Unutulmamalı ki seçim milli ferasetimizin tezahürüdür. Oy kullanmak en büyük vebal ve mesuliyetlerden biridir. Duygusal düşünmeyiniz. Yerelde karşılaştığınız şımarık siyasilere kızıp duygusallıkla oy kullanmayınız. Unutmayın, kızdığınız belediye Başkanına bir şey olmaz. Ama Cumhurbaşkanı bu süreçte R. Tayyip Erdoğan olmazsa her şey yarım kalır. Tekrarlıyorum. “DERE GEÇERKEN AT DEĞİŞTİRİLMEZ.”
