Çarşamba, 11 Mart 2015 14:22

Devlet Ciddiyeti, MİT Müsteşarlığı

Elbette DEVLET KUTSAL DEĞİL.

İnsanlık devleti tartıştı asırlarca. Biz de tartıştık. Tüm değerler gibi her değerin bir objektif tanımı var bir de subjektif tanımı. Devletin de öyle. Devlet her dönem insanlık için önemli ve değerli. Devlet olmasa, kamusal hizmetleri kim yürütür? Adaleti kim tesis eder? Eğitimi, sağlığı, ulaşımı.. Her Millet devleti farklı algılamış, farklı kurmuş ve yapılandırmış. Milletimiz için Devlet, “Ya Devlet başa, Ya kuzgun leşe!” denecek kadar önemli ve vazgeçilmez olmuş.

Ülkemde DEVLET özellikle İttihat ve Terakki kadrolaşması ile yani 130 yıla yakın bir zamandır tamamen gayrimilli unsurların eline geçmişti. Milli Unsurlar devletten uzaklaştırılmakla kalmamış ayrıca toplum dışına itilmişlerdi. Sadece hamaset ve fedakârlık zamanlarında kullanılıyorlardı. Milli Unsurların tamamına yakını taşralıydı, köylüydü, alt gelir gurubuydu. Özellikle 1950’li yıllardan itibaren verilen uzun soluklu mücadeleler sonucu AKPARTİ tek başına ülkede iktidar oldu. Bu devleti tanımayan, devletten uzak tutulmuş taşra kökenli ancak Milli Unsurların ilk güçlü iktidarıydı. Bu cümlelerimin en büyük şahidi Sayın Cumhurbaşkanımızın hayatıdır.

Devlette sadece şahıslar kadrolaşmaz. Ayrıca bu şahıslar yetişir, olgunlaşır, yenileri yetiştirir. Her şeyden önemlisi de yeni bir DEVLET GELENEĞİ oluştururlar. Devlet geleneği ve devletin duruşu, hem dış ilişkiler açısından hem de vatandaş devlet ilişkileri açısından çok önemlidir. Siz buna bir de çevrenizde yeni devlet olmaya çalışan ve sizi örnek alan kardeş devletlere karşı manevi sorumluluğunuzu da ekleyin.

MİT Müsteşarı istifa edince, bunun bir çatlağa dönüşme riski oluşturabileceğini, devlette esas olanın süreklilik ve hizmet olduğunu, işini iyi yapan adamların en kritik adamlar olduğunu ifade etmiştim. Hele de bu günün mimarı Sayın Cumhurbaşkanımızı inciterek bunu yapmak hoş olmayan bir davranıştı. Efendim Sayın Fidan Dışişleri Bakanı olacaktı. Kabul de Dışişleri Bakanlığı yapabilecek AKPARTİ’de çok insan var. Peki, MİT’in başına geçecek kaç adam çıkar?

MİT Müsteşarının görevine dönmesi Çözüm Süreci açısından o kadar önemli ki. Şu ana kadar süreç kendisinin de aldığı risklerle bu günlere geldi. Ayrıca şahsı da Van’lı ve Kürt. Bölgeyi sülalesi yönüyle de bilen bir insan.

Fedakârlık rütbenin büyüklüğü ile değil, yaptığınız işin kalıcılığı ile özdeştir. Atalar ne güzel söylemiş. “Taş yerinde ağırdır.” diye.

Süreç ve Yeni Türkiye açısından ise; “Dere geçerken at değiştirilmez.”

Sayın Fidan’ın göreve dönüşü hayırlı olmuştur. Ancak şu izlenim de üzücüdür; “Devlet bizim istediğimiz gibi davranırız.” Hayır! Devlet Milletimizindir. Hiç kimse keyfi davranamaz. Her türlü kamu hizmetinde bin düşünüp adım atılmalıdır. Yaşananlar gelecek kuşaklara, AKPARTİ’nin şahsında dilerim ders olur.

Bu arada AKPARTİ Aday Adayları ile doldu taştı. Bunun sosyal anlamda karşılığı AKPARTİ Kurmaylarınca tartışılmalıdır. Müracaat edenlerin sosyal durumları, eğitimleri, geçmişleri, dünya görüşleri, neden Milletvekili olmak istedikleri, Milletimizin istikbaline ne katabilecekleri.. Birçoğu kırıtarak kendisine referans olacak AKPARTİ’li Abi arıyor. Bu görüntü de hoş değil. Milletvekilliğinde de Liyakat ve ehliyet aranmalıdır. Bu arada babası ya da dedesi, Şeyh, Molla, Hocaefendi vb. olandan geçilmiyor. Atalar boşuna mı demiş; “Âlimden zalim, zalimden de âlim doğar.” diye. Babasının hizmeti adam için tek referans olmamalı. CHP’de de Dedeler referans oluyorlar. Bu algı da yıkılmalıdır. Ayrıca Gülümüz (SAV)’in hadis-i şerifini hatırlatacağım size. “Kişinin namazı sizi yanıltmasın.”

Milletvekilliği için sadece müracaat yöntemi düşünülmemelidir. Layık olanları DAVET etmek bir yöntemdir. Liyakatli ve ehliyetli insanların TEKLİF edecekleri kişileri değerlendirmek bir yöntemdir. Yerel ve genel anlamda HABERSİZ ANKET de yapılabilir. Sokakta sorulacak basit bir soru? “Kimi Milletvekili olarak görmek istersiniz?”

Devleti yapılandırırken, Milletvekili adaylarını belirlerken, çevre coğrafyalardaki kardeş ülkelerin sizi örnek aldığını da asla unutmayın. Hem de her yönü ile. Sayın Cumhurbaşkanımızın bir telefon ricası ile Paralel yapı dâhil birçok konuda aynı davranan onlarca ülke var. Oradaki insanlar da sizinle aynı rüyaları görüyor. Gelecekten birlikte olmayı bekliyorlar, güçlü ve omuz omuza olmayı bekliyorlar. İnsanlarımızın gönlünde kurduğunuz tahtı da ümitlerini de kendi ellerinizle yıkmayın. Paralel Çöküntüden sonra siyasi bir çöküntüyü ne Türkiye halkı ne de Tayyip Erdoğan diyen dost ülke vatandaşları kaldıramaz. Bilginize. Bunu Kazakistan’da konuşuyor insanlar. Hem de sokakta. Bunca dua güzel, ama getirdiği yükü de hafife almayalım.

“Devlet ebed-müddet” gerek bize.

 

 
 


 

(E) Yb. Halil MERT
Strateji ve Yönetim Uzmanı

 

Son Düzenlenme Çarşamba, 11 Mart 2015 14:25
Halil MERT

(E) Topçu Yarbay

Strateji ve Yönetim Uzmanı

https://www.youtube.com/user/81mert1 | Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...