Salı, 25 Ağustos 2015 16:18

Hükümet kurmamakla kimlere hizmet ettiniz?

Ülkemizin içinde bulunduğu terör ortamı ve siyasi çıkmaz, birilerinin yağlarını eritiyor, birilerine göbeklerini kaşıtıyor. Biliyoruz ki; bu keyifli hallerinin tek ortak noktası Türkiye düşmanlığı. “Ne olursa olsun iktidar olacağım” ilkesi ile yola düşen CHP ve MHP, tarihi bir vebal ve sorumluluğun altında olduğunu unutmamalıdır ki kendileri bu ülkenin içine çekilmek istendiği oyunu görmemekte ısrarcı ve hırsları uğruna ülkeyi feda etmekte kararlı görünmekteler. Söz konusu “liderlerin” demeçleriyle dahi halkı ne kadar yaraladığı aşikar olup, “AK Parti’yi nasıl olur da köşeye sıkıştırabilirim?” mantığı ile bu halkın irade ve hafızasını okumakta dahi sınıfta kalmış olmaları, sizce de kendilerini siyasi tarih sahnesinde isimlerinin gazete kupürlerinde kaybolup gideceği ucuz bir sona biraz daha yaklaştırmıyor mu? Kendinize gelin muhterem “liderler”, biraz kendinize gelin.

CHP’NİN AK PARTİ'Yİ SUÇLAMA SENARYOLARI …

AK Parti’de hükümet ortaklığına dört ana nedenin engel olduğu tespiti yapıldı. Bunlardan birinin İmam Hatip liselerinden kaynaklandığını unutmamak gerekir ki basın önünde “Ben İmam Hatip liselerinin kapatılmasını konuşmadım” diyen Sayın Kılıçdaroğlu’nun samimiyet derecesinin bu içler acısı halinin beni şaşırttığını söylemek epey güç olurdu. Kendisinin yapmak istediği Milli Eğitim değişikliği talebi –ki bu talep koalisyonun önündeki üçüncü ana engeli teşkil ediyor-, detayları itibariyle İmam Hatip liseleri konusunda sahip oldukları bu anlamsız tavrın keskinliğini maalesef bir kez daha gözler önüne serdi. CHP’nin bu önerisinin seçim beyannamesinde yer aldığı, görüşmeler esnasında beyannamedeki bu vaatten geri adım atılmadığı ve bu vaadin İmam Hatip’lerin orta kısmının kapatılmasına yol açacağı ki bu nedenle de kabul edilemez olduğu AK Parti kulislerinde sıkça dile getirilmekte.

YETKİYİ NEFSİNE KULANAN “LİDER”!

CHP’de parti meclisinin aldığı karar doğrultusunda tüm yetki Sayın Kılıçdaroğlu’nda. Fakat yetkiyi nefsine kullanan lider, lider olmaktan çıkmaz mı efendiler? Dış politikayı bahane edip Suriye’nin hamiliğini yapması affedilir bir şey mi? Bir diğer konu olarak Sayın Cumhurbaşkanı’nın yetkilerini sorgulaması veya “Beştepe’yi tanımıyorum” demesi, dört eski bakanın durumunu temcit pilavı misali yerli yersiz sürekli ısıtıp medya önüne koyma çabası “acemi siyasetçi” tanımının her geçen gün kendisinde biraz daha hayat bulmasına katkı sağlıyor. Kaldı ki dört eski bakan konusunda dilediği takdirde konuyu çok rahat meclis gündemine taşıyacağını ve Yüce Divan’a sevk talebi oluşturabileceğini tüm kamuoyu açıkça bilemektedir. Kendilerinin sırtını sıvazlayanı, talimat vereni ardından eksik olmadıkça ve ülke bu tutumları yüzünden her geçen gün biraz daha kaosa sürüklendikçe, millet kendi vicdanında sizi biraz daha “affedilemez” hatırlayacaktır. 

MHP’NİN ARGÜMANLARI…

Sayın Bahçeli, Kılıçdaroğlu’nu anladık anlamasına da; ismi “Devlet” olanın kendi hırslarına Devlet’i kurban etme çabası nasıl affedilecek? Medya önündeki tüm söylemlerinde HDP’ye demediğini bırakmayan sizlerin, tablonun bütünü göz önüne alındığında HDP’den hiçbir farkınız yok ki ortada bunun farkında olan bir kamuoyu gerçeği de var. İşleri sürekli yokuşa sürmek, her şehidin vebaline ortak olmak demek değil mi? Kaldı ki Sayın Cumhurbaşkanı’nın oğlunun her mecrada dile getirilmesinin ivedilikle kurulması gereken sağlıklı hükümet yapısıyla ne alakası var ki vatana ihanet suçu işlemişçesine yapmaya niyetlendiğiniz algı operasyonlarınızın da boşa çıkışını hiç de şaşırtıcı olmayan bir sakinlikle takip etmekteyiz. Sayın Kılıçdaroğlu gibi birbirinizle sözleşmişçesine 4 eski bakan konusunun dilinizden düşmüyor oluşu, muhakkak sizlerin de dilediğinizde gerekli mercilere yapabileceğiniz başvurular sonrasında çözüme kavuşacaktır. Çözüm süreci karşıtlığı ile ülkede akan kanın önüne geçilmesine üstelik “ırk” konusu üzerinden engel teşkil etmek “milliyetçilik” kavramının hangi noktasıyla örtüşür ne yazık ki bunu da anlamak oldukça güç ve sonuçları itibariyle oldukça üzücüdür.

“MEHMETÇİK OCAĞINA”  YAKIŞMAYAN BİR İSYAN…

Geçtiğimiz günlerde teröristlerle kahramanca çarpışıp şehit olan Yüzbaşı Ali Alkan’ın cenazesinde, şehidin abisi Yarbay’ın kamuoyuna yakarışı, her kardeş, her can acısı gibi haklı olmakla birlikte, bir “ağabey” olarak makul görülen bu isyanın bir “asker” olarak üniformayla yapılmış olma talihsizliği gözler önüne yansıdı. Kamuoyunda malum devlet düşmanı kitlelerin Yarbay’ın bu eylemini kendi çıkarlarınca kullanma girişimleri de düşünülerek hareket edilirse, askerin sahip olması gereken “metanet” duygusunun önemi biraz daha fark edilirse, daha art niyetten uzak tutumlarla acılar dile getirilirse daha iyi olacağı kanaatindeyim. Tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet kederli ve acılı ailelerine başsağlığı ve metanet dilerim.

ASSAM ÇÖZÜM RAPORU

ASSAM (Adaleti Savunanlar Stratejik Araştırmalar Merkezi Derneği) aracılığıyla Devlet’in ilgili makamlarına verilen Çözüm Süreci Raporu doğrultusunda bölgedeki gerginliğin ve terörist grupların çözümden uzak tutumunun altının çizilmesine karşın ilgili mekanizmalardaki yanlış yönlendirmelerin bir sonucu olarak sürecin raporlarda belirtilen önemli detaylardan bağımsız yürümesi, Sayın Cumhurbaşkanı ve Başbakan’ın danışma mekanizmalarının bir noktada maalesef yetersiz kaldığının bir işareti olmalıdır ki ülke gündeminde bu konunun hassasiyeti tartışılamaz niteliktedir. PKK terör örgütünün bölgede ısrarla yürüttüğü tehlikeli çalışmaların sadece “detaylı” olarak izleniyor oluşu, bazı noktalarda aksayan sistemin açıklarını ve müdahalelerin ne kadar kritik ve gerekli olduğunu da gözler önüne seriyor.

Selam ve Dua ile…

Son Düzenlenme Çarşamba, 26 Ağustos 2015 12:04
Sabri BALAMAN

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...