Ülkem sırtlan meydanı olmuş! Modern medeniyet lideri denilen gelişmiş ülkeler, soysuz ve vahşi menfaat ilişkilerinde almış başını gidiyor. Medeniyetin beşiği olan Anadolu ise ne acı sahneler görmeye başladı. Bu oyunları tezgâhlayan aşağılık baronlar ülkeme baş sağlığı dilerken, emin olun dişlerinden ve damaklarından kanlı salyalar akıtarak bayram ediyorlar. Buna çanak tutan siyasilerin ve bazı STK’ların emin olun onlardan hiç bir farkı yok. Tek fark birileri dış düşman, birileri de iç düşman. Dıştaki düşman bizleri bu kadar rahatsız etmez ama içteki düşman bizleri kalbimizden vurabilir. Tıpkı Ankara’daki hain saldırıda da olduğu gibi. Ankara’daki terör saldırısı sonrası yorumlar ve siyasi söylemler o kadar çirkin ve aşağılık bir şekilde eleştirildi ki; olayın sıcaklığı daha ortadayken, haddini bilmeyen kimi siyasiler “terörist devlet” söylemleri ile halkı galeyana getirmeye çalıştılar. Bir düşünün; fail yok, kanıt yok. Peki, bu kin ve bu nefret neyin nesi? Bunun yanında bazı STK’ların militan bir ruhla hemen basın açıklamaları yapması neye işaret? Bu tezgâhı ne zaman organize ettiniz size sormazlar mı? Bu kadar hızlı ve kesin bilgiyi nerden aldınız size sormazlar mı? Bu kadar insan katledilirken döktüğünüz timsah gözyaşlarınızın ardındaki sevinç gözyaşlarını nasıl gizlediğinizi sormazlar mı?
Bu arada; ilgimizi çeken kimi basın yayın kuruluşları satılık birer kalem olmuş. Olayın daha acısı dinmeden hemen belden aşağı vurmaya başladı bu haddini bilmeyen eli kanlı yazarlar. Ayrıca terör baronlarının kullandığı köşe yazarları, size sesleniyorum! Sizler, bu ülkeye kan bağları ve dokusu uymayan birer satılık, kirli ve kanlı objesiniz. Barbar İsrail bile kimi siyasilerden ve aydın geçinen STK’lardan daha insaflı. Sol cenahın militan ruh halinden bile hükümeti sorumlu tuttunuz. Terör ile mücadele yasasına karşı çıkmanız veya bazı terör gruplarını şirin göstermeniz, ne mal olduğunuzu açık bir şekilde göstermektedir. Size sesleniyorum Sayın Selahattin Demirtaş! Ölen her fert bu ülkenin evladıdır ve hepimizin ortak acısıdır. İnsanlarımızın fikir ayrılıkları olabilir, fakat şunu unutmayın Sayın Demirtaş: Devlet olarak tanımladığımız o mühim yapı, terör zihniyeti ile büyüyen kimi insanların yanında mihenk taşı kadar kıymetlidir. Devlet demişken; son zamanlarda Sayın Bahçeli’nin devlet hafızasını yitirmiş gibi davranmasını, ülke için hiçbir eylemde bulunmamasını görmemek mümkün değil. Ah ne yazık! Hâlbuki bu halk size tarihi bir sorumluluk yükledi ve siz bunu bile yüzünüze gözünüze bulaştırdınız. Örgütün tehdit fermanları sizi iki günde çizdi. Oysaki siz tarihi bir dik duruşla bu ülkenin Gandhi’si veya barış abidesi olabilirdiniz.
Bu vahim terör saldırısında Sayın Kılıçdaroğlu önemli bir sınavdan geçti diyebiliriz. Mevcut hükümete muhalefet olan hiçbir kimse Sayın Kılıçdaroğlu kadar samimi davranmadı. En azından yaşadığı acıyı yüzünden okuyabiliyor ve acının ortak paydası olarak ifade edebiliyoruz. Burada sorgulanması gereken şudur; ülkemizde yaşayan sol örgütlerin, STK temsilcilerinin ve siyasilerin bu vahşi batı merakı neden? Sizi bu kadar ne cezbediyor? Sizi kendi memleketinize bu kadar düşman eden nedir? Bunları anlamakta emin olun zorluk çekiyoruz. Bu güzelim vatan bizlere emanet ve geleceğimiz olan çocuklarımıza mirastır, bunu unutmayalım. Hükümeti suçlamak basit ve kasıtlı kolaycılıktır. Mühim olan vicdani sorumluluktur ve vicdani sorumluluk hepimizi bağlar. Biz milletçe bu günlere kolay gelmedik ve bu ülkeyi sinsi sırtlanlara yedirmeyeceğiz. Acımızı yürekten paylaşıyor, ülkeme başsağlığı diliyorum. Terör neden ve nereden gelirse gelsin, terörü lanetliyoruz!
Selam ve dua ile kalın.
