Salı, 21 Haziran 2016 09:46

Kuvvetler ayrılığı mı bölücü kuvvetler mi

Sayın Cumhurbaşkanı R. Tayip Erdoğan 657. Maddeye tabii devlet memurları yönetmeliğinin değişmesi gerektiğini dile getirmişti. Devlet memurlarının bir kısmının birer militan gibi davranmasıysa bardağı taşıran son damla oldu.

Tahminimce önümüzdeki günlerde AB bu konu ile ilgili yine Türkiye’ye sert tepki gösterecek ve yine demokrasi vurgusu adı altında kin ve nefret tohumu ekmek için kolları sıvayacak.

Ve tabii ki şaşırmamamız gerek işin ilginç yanıysa herkese açık olan sosyal medya blokları. Bizdeki kamu çalışanları örgüt mensubu mu? Dış ülke ajanı mı? Her telden vatan ihaneti, hizmetleri mevcut! 

Bundan daha vahim olansa; bu vatandaşların kamu kurumlarından beslendiği unutup sanki ABD veya AB maaşlarını veriyormuşçasına yandaşlık yapıyorlar. Bunun yanında marjinal örgüt hayranlığı ve devlet düşmanlığı konusundaysa bu yüzsüzler asla sınır tanımazlar. Bunu da demokratik bir hak olarak savunabiliyor ve hatta bazıları örgüt saflarında çatışabiliyor, bazıları da örgütlere eleman kazandırabiliyor… Hele ki bazı kamu çalışanlarının bulundukları kurumdan istihbarat sağlaması gibi durumlar hiç yenilir yutulur değil. 

Bu rahatlığı gören pek çok örgüt sempatizanı ise bu işi birer kaynak olarak kullanabiliyor ve doğal bir hakmış gibi rahatça propagandasını yapabiliyor. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşını rencide ettikleri gibi derinden yaralıyorlar. 

Gelelim bize demokrasi dersi veren Avrupa Birliği’ne. AB’ye üye olan ülkelerde devlet aleyhine basit bir suç işlensin, suçu işleyeni bırakın ülkede barındırmayı 7 değil 77 ceddini sürerler. Yetmez, ailenizle ilgili bütün fişlemeyi yapar ve yıldırma programlarını devreye alırlar. Arkasında her türlü cinayet şebekelerini devreye sokarak sizi safariye diye çölde kızgın kuma ölüme götürürler. Avrupa Birliği’nin gazına gelip o trene sakın ola binmeyin. 

Bizim bin yıldan fazla olan kader birliğimiz ne başka milletlere benzer, ne de biz o soysuz milletlerdeniz. Bunu açıkça ifade edelim. Devletin hızlı bir şekilde vatan ihaneti ve örgüt sempatizanı oluşumuna gitmiş bütün kamu kurum çalışanlarını gözden geçirerek yasal mevzuatı devreye sokması ve gerekli düzenlemeleri yapması gerekir. Bunca şehit ve gazilerimizin vebalini kimse ödeyemez.

Gelelim ‘’yargı’’ konusuna. Bizdeki yargı ve bazı yürütme organları maalesef çelikten zırh giyerek yasamayı bile takmıyor. Karanlık güç odaklarıysa hep bu kurumları tehdit unsuru olarak yasamanın üstünde tutuyor. 

Bunlar beyaz sınıfı hep mutlu etmiştir ve işin ilginç yanı bu kurumlar dizayn edilirken sanki bugünün Türkiye’si hesaplanmıştır. Bu durumun en az elli yıl öncesinden planlandığı ve karanlık ellerin bu durumu ülke üzerinde balyoz gibi kullandığı gözden kaçırılmamalı. 

Ha işin ilginç yanı, kendini vatansever, milliyetçi gibi gören bazı yargı mensubu bu kişilerde derinliğini araştırdığınızda, mutlaka karanlık bir el omzundadır. Hiçbir vatansever, yargı mensubu borazanlığı yapmaz. Devletin ilgili bilimlerine gerekli bilgileri aktarır, devlet de gerekli işlemi devreye sokar. 

Bizdeki Anayasa Mahkemesi’nden tutun, Yargıtay olsun, Danıştay olsun birçok yürütme organından, yargı idare daire başkanlarına kadar cemaatçi örgüt sempatizanı veya holdingci taraf ve yandaşına kadar uzanmaktadır. Şayet bunlar dedikoduysa bile başlı başına bir sorundur. 

Şunu da açık ifade edelim; son zamanlarda kim birilerini harcamak istiyorsa hemen takma çakma isimlerle ihbar yapıp mağduriyete sebep oluşturmaktadır. Bu konuda devletin bütün araştırmacı yönü ile konuya hâkim olması gerekli ve zorunludur.

Ülkemin güzel insanlarına selâm olsun dua ile kalın.

Sabri BALAMAN

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...