Türkiye üzerinden düşük yoğunluklu bir savaş icra eden batının bir yandan ölümü gösterip sıtmaya razı etmeye çalışması gözden kaçmamalıdır.
Türkiye’nin meşru müdafaada bulunduğu Cerablus harekâtı, DAEŞ’le mücadelenin başlatılmasıyla hızlı sonuç vermiştir. Ancak bu sonuçlar teröre karşı ağır bedeller ödediğimiz gerçeğinin üstünü kapatamaz. Bu; şu demek değildir: biz bedel ödediğimizle kalacağız. Asla! Vatan uğruna ödediğimiz bedellerin kat be kat karşılığını ödeyeceksiniz.
Bunu fırsat bilen PYD işi oldubittiye getirerek yeni alan kazanma taktiğine başvuruyor. PYD’nin, baronların talimatıyla bölgede büyümeleri istenmektedir. Bu baronların asıl amaçları küresel ekonomiyi elde etmek ve yönetmektir.
Amerika’nın sıradaki hedefi maden yataklarına ve ham maddelere el koyarak, silah sanayiinde yeni siparişler alıp büyümek olacaktır. Tabii olarak üç maymunları oynaması da kamuoyunu şaşırtmamalı. Bu gibi planlamalar ciddi sorunlar doğuracaktır.
ABD’nin bölgede etkin rol oynaması ve Ortadoğu’da yeni planlamalar yapması, bazı ülkeleri hiçe sayması müttefiklik konusunda Türkiye’yi ciddi derecede rahatsız etmektedir. PYD’nin en büyük silah tedarikçisi konumundaki ABD bu manada yeni sorunlar doğuracağının habercisidir.
ABD’nin, IŞİD, Irak Şam İslam Devleti gibi kara propaganda isimlerini ortaya atarak, İslam dünyasına terörü enjekte ederek Müslümanları zehirlemesi İslam coğrafyasında yenilir yutulur bir şey değil. Kaldı ki son zamanlarda batının Müslümanlara top yekûn örtülü bir savaş sürdürmesi kanaatimce iyi gözlemlenmiştir. Son zamanlarda İngiltere’nin suskun olması ve bölgeye sesiz ziyaretlerde bulunması hayra alamet değildir.AB’nin terörle mücadele yasasının yumuşatılması ve insan hakları konusunda Türkiye’ye yumuşak karın politikası uygulaması, büyük koalisyon güçlerinin örtülü algı yöntemi uyguladığının göstergesidir.
Türkiye üzerindeki simetrik savaş yöntemini hükümetin iyi okuması gerekir ve hiçbir güç Türkiye’nin burnunun dibindeki olaylara karşı Türkiye’nin sessizliğini beklemesin.
Gelecekte olması muhtemel sorunlar büyümeden stratejik plan dâhilinde meselelerin ele alınması zorunludur. ABD’nin PYD ve PKK’yı eğitmesi ve teknolojik silah vermesi, dokuz terör örgütünü bölgede beslemesi Türkiye’nin gözünden kaçmamalı. Düne kadar bu dokuz terör örgütü ABD’nin isim listesindeyken bir anda hepsiyle ittifak yaparak şirin çocuklar veya özgürlük savaşçıları gibi söylem yüklemesi Türkiye açısından kabul edilemez. Tehlikenin ne kadar büyük olduğunu gözden kaçırmamak gerekir.
ABD’nin, Suriye’de oynamak istediği oyunlardan biri de piyonları PKK ve YPG koridoruyla bölgedeki sorunları büyütmek, Rusya’yı da bir nevi dışlamak olacaktır. Ancak Rusya’nın yeni hamlesinin ABD’yi çok rahatsız etiğini net söyleyebiliriz.
Binali Yıldırım hükümetiyle beraber Dış İşleri Bakanı Çavuşoğlu’nun da dış politika kitabını iyi okuması sonucu ittifak olması muhtemel ülkelerle aramızdaki karşılıklı anlaşmaların önümüzdeki zorlu süreçlerde Türkiye’ye çok büyük faydaları dokunacaktır.
15 Temmuz sonrası Modern Haçlıların gördüğü; milletin Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, Erdoğan’ın da milletine olan bağlılığı onları çıldırtıyor. Avrupa Orta Doğu’yla anlaşmanın ve bitik tarihten ibaret olmamanın tek yolunun günümüz Türkiye’sinden geçeceğinin farkında.
İran’ın son zamanlarda Türkiye ile paralel politikalar sürdürmesini AB’nin gözlem altına aldığını söyleyebiliriz. Bu manada ivedi bir şekilde Rusya, Türkiye, İran, Suudi Arabistan hızlı bir ittifak yaparak bölgede dengeleri değiştirebilir. Bu ittifak elzemdir, zorunludur. Ancak o zaman birçok olayı bertaraf edebiliriz.
Unutmayalım şeytanlar hesapla yatar kalkar, karşısındaki mutlak zafer hak ile batılın mücadelesidir ve zafer inananlarındır.
Ülkemin aziz milletine selam olsun. Dua ile kalın.
