Pazartesi, 29 Mayıs 2017 09:58

Tsk Nasıl Oluşturulmalı

Bir ülkenin silahlı kuvvetleri mensupları o ülke vatandaşlarının göz bebeği değerindedir. Çünkü en temel ihtiyaç olan güvenlik ihtiyacını karşılayanlar onlardır. Bu nedenle silahlı kuvvetlere alınacak kişilerin çok dikkatli seçilmeleri gerekmektedir. Seçimde en önemli husus ise şüphesiz liyakattır. TDK sözlüğünde; "Bir kimsenin, kendisine iş verilmeye uygunluk, yaraşırlık durumu" şeklinde ifade edilen liyakat TSK mensupları için ne olmalıdır, bu konuda biraz kafa yormak gerekir. Liyakatta lazım olan şey bilgi ve beceridir diyebilsek de, konu silahlı kuvvetler olduğu zaman işin içine ilave özellikler de tabiatıyla girmektedir.

Türk Silahlı Kuvvetlerinin temel kitabı olan 211 sayılı İç Hizmet Kanununda Madde 39 bu hususu tanımlamıştır, şöyle ki; "Silahlı Kuvvetlerde askeri eğitim ile beraber ahlak ve maneviyatın yükseltilmesine ve milli duyguların kuvvetlendirilmesine bilhassa itina olunur. Cumhuriyete sadakat, vatanını sevmek, iyi ahlaklı olmak, üste itaat, hizmetin yapılmasında sebat ve gayret, cesaret ve atılganlık, icabında hayatını hiçe saymak, bütün silah arkadaşları ile iyi geçinmek, birbirlerine yardım, intizam severlik, yapılması men edilen şeylerden kaçınmak, sıhhatini korumak, sır saklamak her askerin esas vazifesidir."

İç Hizmet Kanunu Madde 39'un detaylı bir şekilde açılımı İç Hizmet Yönetmeliği Madde:85 ve 96'da yapılmıştır. Tamamı aşağıda verilmiş olan bu yönetmelikte özellikle yüksek ahlak ve kuvvetli maneviyat vurgulanmıştır. Sebat, mukavemet, cesaret, şecaat ve canını esirgememek en önemli değerlerdir.

Geçmişte çok hatalar yapıldı, evet bu bir gerçek, lakin 15 Temmuz hain kalkışmasından sonra biz artık önümüze bakıp, geçmişten aldığımız derslerle, bu millete layık silahlı kuvvetlerimizi yeni baştan, özene bezene oluşturmaya çalışmalıyız.

Şahsi kanaatimce en önemli özellik, Sayın Cumhurbaşkanımızın ifade ettiği gibi milli ve yerli olmaktır.

Bu toprakları, bu toprakların insanlarını bu topraklarda doğmuş büyümüş ve ruhunu yabana satmamış, bu toprakların insanları koruyacaktır.

Asker olmak zordur. Disiplin kolay değildir. Bu yüzden her türlü zorluğa ve sıkıntıya dayanabilecek kahraman evlatlarımızın tercih edilmesi gerekmektedir.

Dağlarda bayırlarda eşkiya kovalamak, yaz, kış sıcak ve soğuğa aldırmadan vazife icra edebilmek üstün vasıflar gerektirmektedir.

Şehit olmayı yaşamı sevdiğinden daha çok sevmelidir. Bu da sağlam bir itikad ve güzel bir dini yaşam ile olmaktadır.

Üniformanın hakkını verebilmek her ben varım diyene nasip olamamaktadır.

Asker, İç Hizmet kanunun 35. maddesinde açıklandığı şekilde yurt dışından gelecek tehdit ve tehlikelere karşı vatanımızı savunabilmek için maddi, manevi her türlü donanımı kuşanmalıdır.

Dünya siyasetini, uluslararası ilişkileri çok iyi bilmeli, güncel gelişmeleri takip etmeli ama asla iç siyasete müdahil olmamalıdır.

Özellikle komşu ülkelerin ve kendi ülkesinin demografik yapısını analiz edebilmeli ve kendi ülke vatandaşları arasında asla ayırımcılık yapmamalıdır. Bu konuda biraz yakın tarihe uzanıp yaşadıklarımızı hatırlamamızda fayda vardır.

Türkiye Cumhuriyetini kuranlar askerler olduğu için Mustafa Kemal'in sağlığında bir müddet sükut etseler de vefatını müteakip siyasete müdahaleden uzak duramamışlardır. Özellikle 1960 darbesiyle birlikte 28 Şubat postmodern darbesine kadar sürekli siyaseti gözetim altında tutmuşlar ve on yılda bir darbe veya muhtıralarını icra etmişlerdir. TSK'yı eline geçiren güç siyasete çeki düzen verdiği ve sosyal hayatı biçimlendirdiği için  bütün ideolojik ve dini gruplar da orduyu içten ele geçirme yarışına girişmişlerdir. TSK generalleri zaman zaman kendi içinde temizlik kampanyaları başlatarak, resmi ideoloji olarak kabul ettikleri kalıplara uymayanları tasfiye etmişlerdir. Bir dönem aşırı sol, bir dönem, aşırı sağ, bir dönem de dindar askerler kendilerini kapı dışında bulmuşlardır.

TSK'yı ele geçirme konusunda bugüne kadar en sinsi ve en başarılı grup FETÖ olmuştur. 15 Temmuz kalkışması ile ne muazzam bir yapılanma içinde oldukları ortaya çıkmıştır. Ama Allah Tealanın lütfu ihsanı ile milletimiz şahlanarak darbecileri def etmeyi, karga tulumba paketlemeyi becerebilmiştir. Tüm dünyanın şaşkın bakışları altında destan yazan necip milletimiz son darbeyi de 248 şehit verme pahasına ABD'ye iade etmesini becerebilmiştir. Lakin TSK komuta kademesinin büyük kısmı fire verilmiştir. Son yapılanma olan FETÖ yapılanması bize göstermiştirki, TSK millet olarak gözbebeğimiz gibi korunması gereken ve kesinlikle dini ve ideolojik yapılanmalardan titizlikle uzak tutulması gereken en önemli kurumumuzdur. Ordu içerisinde hiçbir ideolojik, siyasi, dini yapılanmaya izin verilmemelidir. Her askerin siyasi düşüncesi, dini inancı ve yaşantısı olacaktır elbette, fakat TSK içerisine yapılanma olmayacaktır. Daha açık ifade etmek gerekirse, bir asker sosyalist, ülkücü, nurcu, süleymancı, alevi, nakşibendi tarikatına mensup olabilir, bunda sakınca olmaz. Ancak sosyalistler, ülkücüler, nurcular, süleymancılar, aleviler, nakşibendiler kendi aralarında ordu içerisinde hizip oluşturmaya kalkarlarsa işte bu vahim sonuçlar ortaya çıkartır.

Bu ordu hiçbir ideoloji, grup, meşrep veya tarikatın ordusu olamaz.

Bu ordu bu Milletin ordusudur, bu Milletin evlatlarından oluşacaktır ve bu milleti koruyacaktır.

Tüm hain ve düşmanlara karşı.                                                             

DİPNOT:

*(İç Hizmet Kanunu Madde 35 – (Değişik: 13/7/2013-6496/18 md.) Silahlı Kuvvetlerin vazifesi; yurt dışından gelecek tehdit ve tehlikelere karşı Türk vatanını savunmak, caydırıcılık sağlayacak şekilde askerî gücün muhafazasını ve güçlendirilmesini sağlamak, Türkiye Büyük Millet Meclisi kararıyla yurt dışında verilen görevleri yapmak ve uluslararası barışın sağlanmasına yardımcı olmaktır.)

*(İç Hizmet Yönetmeliği Madde 85 - Vazifesi, Türk Yurdu ve Cumhuriyetini içe ve dışa karşı lüzumunda silâhla korumak olan, Silâhlı Kuvvetlerde her asker kendine düşeni öğrenmeğe ve öğrendiğini öğretmeğe ve icabında son kuvvetini sarf ederek yapmağa mecburdur.)

And içme, askerî merasim ve protokol yönetmeliğine göre yapılır.

*(İç Hizmet Yönetmeliği Madde 86 - Asker, kendisinden beklenen vazifeleri hakkıyle yapabilmek için yüksek ahlâk ve kuvvetli maneviyata sahip olmalıdır.

Her askerde bulunması lâzımgelen ahlakî ve mânevi vasıflar şunlardır:

a. Cumhuriyete, Yurda ve Millete karşı sevgi ve bağlılık,

Cumhuriyet, Yurt, Millet; askerin mukaddesatındandır. Bunlara içerden ve dışardan vaki olacak her türlü tecavüzü karşılamak, def etmek ve lüzumunda bu uğurda hayatını fedadan çekinmemek her askerin borcudur.

b. İtaat : Askerliğin temeli mutlak bir itaattir. İtaat, her astın üstünden aldığı emri hiç bir kayıt ve şart düşünmeden ve en ufak bir tereddüt göstermeden canla, başla yapması, kanunlar ve nizamların dediğinden dışarı çıkmaması ve yasak edilen şeyleri yapmaması demektir. Tam ve kalbi bir itaat, üstün telkin edeceği itimat ve muhabbetle elde edilir.

c. (Değişik: RG-07/09/1999-23809) Sebat ve mukavemet :

Vazife yapılırken karşılaşılacak her türlü zorluk ve yokluklara katlanarak ve asla usanç   ve   yılgınlık   göstermeyerek   sessizce   ve   düzenli   olarak vazifeye devam ve hizmeti istenildiği gibi tamamlamaktır.

d. Cesaret ve şecaat : Tehlikeden asla korkmayarak ve icabında ölmekten çekinmiyerek iş görmek ve pek yürekli olmaktır. Korkaklık; bir asker için en büyük ve affedilmiyecek bir kusurdur. Bu ayrıca namus ve onuruna leke getirir, nefsini zarardan ve tehlikeden korumak için vazifeyi bırakarak savuşmak veya ihmal etmek bir asker için en şiddetli cezaları mucip olur.

e. Canını esirgememek : Kendinin ve ailesinin rahat ve selâmetinin; Yurdun kurtuluşuna bağlı olduğunu ve bunun için de icabında ölmekten çekinmemek lâzım geldiğini ve vazifenin büyüğünün de küçüğünün de bir ve her ikisinin de nefsinden üstün olduğunu düşünerek zamanında fedakârlıkla hareket etmektir.

f. Harbe hazırlık : Harb, silâh ve vasıtalarının ne suretle kullanılacaklarını iyice öğrenmek, harbin zor ve sıkı devirlerinde hattâ zayiattan dolayı kumandansız kalındığı zamanlarda bile kati ve doğru bir karar vermeye ve iş görmeğe yetecek kadar nazari, ameli bilgi ve tecrübe sahibi olmak, yorgunluk, uykusuzluk ve icabında açlık gibi harbin tab'i olan yoksuzluklarına uzun müddet dayanmak ve katlanmak için vücudu alıştırmak ve bunların hepsinde kendine güvenmeyi temin edecek yüksek kabiliyeti kazanmak ve her an arttırmağa savaşmaktır.

g. İyi geçinmek : Bütün silâh arkadaşlarının kardeşten ileri olduğunu ve icabında aynı ülkü için bir arada kanlarını dökeceklerini düşünerek birbirlerini yürekten sevmek, birbirlerinin onurlarına saygı göstermek, edep ve terbiyeye uymayan işlerden, şakalardan kaçınmak ve daima mertçe hareket etmektir. Her asker, arkadaşının keder ve sevincine ortak olmalı ve icabında onu öğüt vererek ahlâksızlıktan ve türlü tehlikeden korumalıdır. Kezalik arkadaşını fena yola sürüklemenin, kabahatini örtbas etmeğe çalışmanın silâhlı kuvvetlere sonra insanlığa fenalık etmek demek olduğunu her asker bilmelidir. İyi geçinmek için çok lâzım olan şartlardan biri de daha ziyade çalışanları ve bu yüzden sevilenleri kıskanmamaktır.

h. İyi ahlâk sahibi olmak : Askerin ahlâkı ve yaşayışı kusursuz ve lekesiz olmalıdır. Asker, esrarkeşlikten, sarhoşluktan, yalancılıktan borçtan ve kumardan, dolandırıcılıktan, ahlâksız kimselerle düşüp kalkmaktan, hırsızlıktan, yağmadan, yakıp yıkmaktan ve sair bütün fenalıklardan sakınmalıdır. Bunlar vazifenin yapılmasına mâni olurlar, yaşayışı, sıhhati, azim ve cesareti bozar; namusu, lekeler, manevi şahsiyeti öldürür ve her biri ayrı ayrı cezaları üstüne çeker. Asker bunlar gibi yalnız kabahat ve cinayetlerden değil, aynı zamanda dine hürmetsizlikten, iki yüzlülükten, göz boyamaktan, şahsi arzu ve isteklerin temini peşinde koşmaktan, dalkavukluktan, aklını herkesin yükseğinde görerek kendini beğenmekten, şöhret için iyi sayılmıyacak derecede hırs göstermekten, nefsini koruyup çekinmelidir.

Her ne kadar beğenilmek, sözle okşanmak, maddi mükâfat görmek onur ve şan kazanmak arzusu her askerin kalbinde yer tutmalı ise de bunları doğruluktan şaşmayan haklı bir çalışma ile elde etmek mertlik ve namus iktizasıdır.

i. Sır saklamak : Asker, her yerde düşmanın casusları bulunacağını ve kendisini dinlemekte olduklarını kabul edip vazife ve hizmete ait hususlarda hiç bir kimseye sır vermemelidir. Ötede beride askerliğe ve kışla ve müessese hayatına ait sözler sarfetmemelidir. Hiç bir husus için hiç bir yerde atıp tutmamalı, her hangi şeyi büyüterek ve ekliyerek yayıp dağıtmaktan sakınmalı hiç bir zaman doğruluktan ayrılmamalıdır.

j. Emel ve fikir birliği : Cumhuriyetin, Milletin korunması uğrunda bir vücut gibi çalışmak Silâhlı Kuvvetlerin en değerli hassasıdır. Ve başlı başına bir kuvvettir. Bu birlik, bir vücut gibi çalışmak lüzumunu umumun fikrinde ve yüreğinde yer etmesinden ve umumin menfaatının şahsi menfaatten daha üstün, aziz olduğunu takdir etmekten doğar. Kıtanın onurlu hatıraları ve şanlı vakaları sebebiyle nam almış olan fedakâr personelin isimleri öğrenilip münasip zamanlarda (Millî ve dinî bayramlarda) onları saygı ile hatırlamak Silâhlı Kuvvetlerde birliği ve kardeşliği kökleştirir. Bunların isimleri ve mümkünse resimleri kumandan tarafından kışlanın münasip mahallerine asılmalı ve her birlik veya kıtanın geçmiş savaşlardaki hizmetini gösterir birer tarihi yazılmalı ve bunu birliğe mensup her asker okuyup öğrenmelidir. Alay (Deniz ve havada benzeri) tarihi içinde birliğin en parlak muharebesi o günün senei devriyesinde bütün mensuplarına anlatılır. Her alayın (Deniz ve Havada benzeri) bir kuruluş günü olur ve o gün kutlanır.

k. Birbirine yardım Silâhlı Kuvvetlerin bir emel (Ülkü) ve aynı vazifede birleşmiş olan fertlerinin birbirlerine yardımları müşterek vazifenin en iyi surette yapılmasını temin edeceği gibi arkadaşlığı ve bağlılığı da kuvvetlendirir.

Asker arasında yardım, vazife içinde ve dışında olacağı gibi asker, halk arasında da elinden gelen yardımı yapmalı, daima iyiliği sevmeli ve yapmalıdır.

1. Tavır ve hareket : Bir askerin değerini arttıracak, kendisini tanıttıracak ve sevdirecek en yüksek vasıfları terbiyeli, vekarlı, ciddi ve itaatlı olmasıdır.

Askerin duruşu mertçe, hareketleri akla uygun ve dürüst, dili ve sözü özüne uygun ve serbest olmalıdır.

m. İntizam severlik : İntizam vazifesinin noksansız yapılmasını temin eden ilk vasıtadır. Asker, vazifesini, muntazam işler bir saat gibi dakikası dakikasına yapmağı aded etmiş bulunmalı, hususi işlerinde de daima muntazam ve tertipli olmalıdır.

n. Başka milletten askerle bir arada bulunduğu zaman onlarla iyi geçinmek ve yüksek değerini onlara da tanıtacak bir silâh arkadaşlığı yapmak her Türk askerinin vazifesidir.)

Gürcan Onat

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...