ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Heather Nauert yaptığı açıklamada, “Türkiye’nin OHAL altında özgür, şeffaf ve adil bir seçim yapabileceğinden endişeliyiz” demişti. Fakat siz hiç endişe etmeyiniz. Çünkü Türkiye’de iktidar, sizin hayal edemeyeceğiniz kadar özgür, şeffaf ve adil bir seçimi yapabilecek adâlet, bilgi, kuvvet, kültür ve kabiliyete sahiptir. Yeter ki sizin bu konudaki endişeleriniz samimi olsun.
Ne yazık ki biz sizin samimiyetinizden kuşkuluyuz. Çünkü 15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminde yönetiminiz: “Bu darbe girişimi asla kabul edilemez! Darbecileri şiddetle kınıyor ve derhal cezalandırılmalarını istiyoruz. Müttefikimiz Türkiye›nin ve onun meşru iktidarının yanındayız. Türkiye’ye ve Türkiyelilere geçmiş olsun!» diyerek uluslararası diplomasiye uygun bir cevap bile veremedi. Demokrasi havarisi ABD; sizdeki timsah gözyaşı yılanı bile kıskandırır! Darbe girişiminden üç hafta sonra çocuklarınız başarısız olunca ancak pisliklerini temizlemeye çalıştınız. Çünkü darbeyi yaptıran bizzat siz, yani sizden önceki yönetiminizdi. Bunu da başkanınız Trump; “15 Temmuz darbesi, 12 casusumuzun katılımıyla yapıldı” diyerek itiraf etmiş, daha doğrusu Obama yönetimini ele vermiştir. Eli kanlı ABD…
Şimdi de terör başı darbeci F. Gülen’i Türkiye’ye iade etmeyerek, Türkiye için duyduğunuz endişelerde samimi olmadığınızı apaçık göstermektesiniz. Eğer derseniz ki: “Trump yönetimi, bir önceki Obama yönetiminin hatalarından sorumlu değildir. Obama yönetiminin Türkiye’ye karşı yaptığı hataları da kabullenemeyiz” ne âlâ...
Türkiye üzerinde oynan bütün oyunları boşa çıkarmak için cumhur ittifakı, erken seçim kararı almıştır. Batının karanlık odaklarının 2019 yılı için hazırladıkları kaotik plan deşifre edilince cumhur ittifakının düğmeye basması zorunlu hale geldi. 2019 yılına kadar Ak Parti iktidarının yıpratılması adına birtakım çalışmalara girişen küresel sermaye haçlı dünyasının birkaç başlık altında plan yaptığı ifade ediliyor.
İlk olarak Suriye politikası ile gerginlik oluşturacak şekilde hükümeti sıkıntıya sokacak marjinal terör eylemleri yapılması,
Ardından siyaset üzerinden gerginlik oluşturacak çıkışların yapılması, HDP’li bazı isimlerin toplumu germe adına eylemlere girişmesi,
Yunanistan ile Türkiye arasındaki ilişkileri gerecek veya kısmen savaş ortamı oluşturacak eylemlere geçilmesi,
Ve ekonomi üzerinden spekülatif eylemler organize edilmesi gibi iç karışıklığa sebeb olacak birçok propaganda planlanıyordu… Görüyoruz ki bütün bu eylemler bizi çok seven ABD’yi endişelendiriyor, ne merhamet ama(!)…
ABD talimatı ile pardon… Pennsylvania talimatı ile siyaset dizayn ediliyor. Tıpkı Batı gibi Sayın Kılıçdaroğlu da endişeliymiş. Garibim son bir hafta içerisinde tamburaya döndü. Kaç patronu, kaç akıl hocası var Allah bilir...
CHP’nin 15 vekilini İYİ Parti’ye vermesi ile kendi aklı olmadığını kanıtladığı tüm kesimlerce iyi okunmalıdır. CHP’li seçmenlerin bu durumu kabulleneceklerini sanmıyorum, kaldı ki Atatürkçü olarak geçinenler asla geçit vermezler. Sayın Kılıçdaroğlu bu durumu her ne kadar gizli yürütmeye çalışsa da CHP tabanının bunu yutmayacağı kanısındayım. Bir de CHP’li vekillerin düştüğü duruma Allah kimseyi düşürmesin. Birileri gel diyor, birileri git. Atatürk’ün partisi CHP’nin son haline ne diyelim…
Bir de Temel Karamollaoğlu var ki değmeyin keyfine. Her kapıya çıkıyor. Dünün küfürbazlarına taş çıkarır. Be adam, Erbakan’ın aklı ve mirasından zerresi dahi bulaşmadı mı size? Erbakan hocanın yanında aldığınız derslere ne oldu? Yoksa birileri sizi de mi gıdıkladı? Demokrasi sevdası sizi benliğinizden mi kopardı? Yahu Temel Bey, yoksa ABD size de mi endişelerini bildirdi? Bu durumda Pennsylvania’nın talimatı ile on beş vekil de size gelmesi gerekmez mi? Mesela Altan Tan HDP’nin 15 İslamcı vekilini size organize edebilir. Gelinen noktaya bakıldığında yalnızca “Çok yazık” diyebiliyoruz. Ancak üreteceğiniz ahlaklı politikayla ve siyasetle başarılı bir siyaset adamı olursunuz, başkalarının dümeniyle değil. Ne yazık ki, birçok milli projeyi başardık ama bir türlü milli siyaset çizgisinde muhalefeti milli çizgiye getiremedik. Bu da bizim ayıbımız olsun...
Bir yandan Türkiye karşıtı bütün terör örgütlerini organize edeceksiniz, bir yandan da endişe… Buna ancak pişkinlik denir. Türkiye’nin eski Türkiye olmadığını her defasında söylüyoruz ancak siz ve içimizdeki uzantılarınız bir türlü inanmak istemiyorsunuz. Buna basiret bağlanması denir. Son bir hafta içinde batı ve ABD ilginç Türk siyaseti ile epey hemhal olmaya başladı. Buna sevgi mi denir yoksa korku mu; okuyucularıma bırakmak isterim.
Vesselam…
