Çarşamba, 19 Kasım 2008 02:09

DERİN SİYASET VE OBAMA

DERİN SİYASET VE OBAMA

 

İkinci Abdulhamid’in siyaset mirasını da reddedince, diğer kalanlarla beraber artık siyaset denen şeyi icra edemediğimiz gibi, birilerinin politikalarını da anlayamıyoruz. Daha önce de yazmıştım. Devlete tapınmayalım ama fıtratın icabı, kurumlaştığımız devlet denen mekanizmaya da sahip çıkalım. Ecdad ne diyor. “Ya devlet başa, ya kuzgun leşe!” Bunun manası açık. Devlet yok, hayat yok. Devlet var ve güçlü. O zaman ceddin gibi, Âleme nizam ver. Ya sen ol, ya da hiç kimse olmasın. Ayrıca; “Devleti yaşat ki millet yaşasın!” demiş ecdad. Milletin varlığı da devletle kaim.

Milli varlığı temin eden daha pek çok amil var. Tek başına devlet tabiî ki bunun için yeterli değil. Siz değerler manzumenizi, örfünüzü, törenizi, Milli edep ve terbiyenizi muhafaza edemezseniz, insanınızı bir ve beraber tutamazsınız ki?

Tabii devlet denen kurumda belli amiller etrafında oluşturulur. Bu amillerin bir kısmı zahiridir ki herkesçe bilinir. Bu zahiri amillerin kontrol formlarının büyük çoğunluğu ise esasında yazılı değildir. Birçok büyük devlet ve millet için böyledir.

Düşünün; Adriyatik’ten Çin seddine ortak değerlerini yaşatan bir toplumun böyle ne çok kural, amil vb. çerçeve prensipleri vardır. Dolayısı ile bu zaviyeden konuya bakıldığında derin Millet ortaya çıkar. Geçenlerde internette Romanya vatandaşı, Devlet-i Aliye’den orada kalmış Evlad-ı fatihan bir gençle tanıştım. Diyor ki; “- En çok Türk Devletlerini görmek istiyorum.” Peki, “-Nereler oralar?” diye sorduğumda “- Türkiye, Suriye, Arabistan, Mısır, Kazakistan, Türkmenistan filan diyor. Buradan çıkan sonuç nedir?

Demek ki bu Türk’ün kafasındaki Türk Ülkeleri, en geniş coğrafyası ile Osmanlı’nın haritası üzerine şu andaki bağımsız Türk devletlerinin sınırlarını birleştir. Al sana Türk Devletleri…. Ne enteresan değil mi? İttihad-ı İslam aslında bu.

Bu kadar izah neden? Toplumların kontrol formları genel manada iki yapı ile şekillendirilir. Birincisi; DERİN MİLLET, ikincisi; DERİN DEVLET….

DERİN MİLLET, büyük Milletlere ait kurumsallaşmış değerler manzumesinin kurulan devlet yapısında yaşatılması ile tezahür eder ki, İngilizlerde, Farisilerde, Almanlarda, Yahudilerde bunu net görebilirsiniz. Örnekler tartışılabilir, çoğaltılabilir.

DERİN DEVLET, büyük devletlerin, kurucularınca en başından itibaren ortaya koyduğu yazılı olmayan kurallar ve ilişkiler bütününün devlet yönetimini kuşatması ile oluşan sonuçtur ki daha çok kökleri zayıf topluluklarda belirgindir. ABD gibi. Neden? Derin milletin yokluğu derin devletle doldurulmuştur. Burada oluşan yapıda temel olan devlettir. İnsanlar ikinci, üçüncü plandadır. Bu yapı halkına değer veren bir yapı değildir. Halkla onları yönlendirme, adam etme, hizaya getirme pahasına çatışabilir. Burada esas olan devletin bekası, devleti kuran yapıların, ilişkilerin ve menfaatlerin muhafazasıdır. ABD’nde bunu net olarak görebilirsiniz. Özellikle de büyük sermayenin ve ilişkilerinin korunması, onlara kocaman devletin hizmet etmesi, ekonomik ilişkilerinin korunması, gerekirse bunun için savaş çıkartılması… Bu gün Irak’ın işgaline gerekçe, petrol ve gelirleri dışında nedir acaba? Bu savaşlarda birçok askerlerini de kaybediyorlar. Ama ne gam? Patronlar mutlu ABD’de. Çünkü devlet bunun için kurulmuş orada.

Arz etmeden geçemeyeceğim. Bir de Türkiye’ye bakın büyük ve köklü bir millet var. Derin millet. Ancak kurulan yeni devletin derin değerleri milletin değerleri ile çatışıyor. Sonucunda Milletle devlet içten içe mücadele halinde. Kim kaybediyor? Millet. Kim kazanıyor? Milletimizin düşmanları….

Eğer derin Milletle, derin devlet uyumlu ise ki derin devletin derin millete itaati ile tezahür eder, işte o zaman derin siyaset ortaya çıkar. Bu bizim tarihimizde vardır. Alperenler bu derin siyasetin sonucu Anadolu’ya ve Balkanlar’a gönderilmişlerdir zamanında. Akıncılar bu nedenle Viyana’ya dayanmıştır. Yavuz bu nedenle, Mukaddes beldelerin hadimi yani hizmetkârı olmuştur. Abdulhamid Han bu nedenle, Yıldız yapılanmasını kurmuş, demir yolları yaptırmış, madenleri millileştirmiştir. Sultan Vahdettin han bu nedenle İngiltere’yi kıtasında boğmak için İRA’ya yardım yapmıştır, hemde yüklü paralarla. Mustafa Kemal paşa bu nedenle Anadolu’ya seçtiği karargahı ile, harcırahı ile ve özel yetkilerle gönderilmiştir.

Şimdi geldik Burak Hüseyin OBAMA’ya!... birileri “Arap kökenli” diyor. Doğrudur. Birileri “Türk” diyor. Bu da doğrudur. Birileri “gizli gizli namaz kılıyormuş, “Müslüman” diyor. Eeee bu da doğrudur. Kabul de ne olacak? Bunlar doğru olsa ne olur? Zannediyor musunuz ki ABD derin yapılanması, bizim Burak’la kumar oynayacak?

ABD tüm dünya ile PSİKOLOJİK SAVAŞ yapar. Yani oynar…. Bu oyunu kim bozar? Ferasetli, gücün kaynağına iman etmiş, kuvveti ondan alan yapılar bozar.

Düşünün! Buş ve baba Buş, ABD’den tüm dünyayı nefret ettirdi. Zalim, gaddar, işgalci. Evanjelik yönüyle Katolik dünyayı bile karşılarına aldılar. Peki, bu görüntü nasıl değişir? Kolay! Getir bir kuklanı… ABD’nin başına, dramatik bir seçim süreciyle oturt adamı. Şişen dünyanın şişkinliğini al. Adam mağduru oynasın, mazlumu oynasın, kurtarıcıyı oynasın. Ama sonuçta ABD’nin menfaatleri sekteye uğramasın. Fiili işgalleri ertele. İmajı düzelt. Bil Kılintın’dan sonra… Şirin Amerika görüntüsü ile ekonomiyi toparla. Sonra yine fiili işgallere ve katliamlara devam edersin. Bu arada ABD kullanacağı sömüreceği ülkelere seçtiği liderlerin süreç ve özellikleri de nasıl Obama’nın sürecine benziyor değil mi? Türk Milleti bu senaryoyu 50 yıldır görüyor. Hep halktan yana, mazlum, içimizden birini oynayanlar ABD’nin güdümünde ve dışa bağımlı yönetiyor dikkat edin ülkemizi… Bu arada, mahkûm edildiğimiz muhalefet farklı mı? Hayır! Onlarda ABD’nin sol cebinde.

Ayrıca, dikkat edin OBAMA süregelen ABD söylemlerinden farklı bir şey söyledi mi? Hayır! İran’a yaptırıma devam. Ortadoğu’yu karıştırmaya devam. İsrail’i himaye etmeye devam. Ermeni tasarısı ile verdiği söze devam. Dolayısı ile dikkat buyurun değişen ne? İmaj! ABD’nin yeni yüzü. Zalimken mazlum ABD. ne komik değil mi?

Ey, üç kıtada at koşturan yiğitlerin balaları, uşakları, kızanları, evladları. Sakın rehavete kapılmayın. Birileri başınıza, coğrafyanıza, insanınıza, karındaşlarınıza, dindaşlarınıza yeni çoraplar örme peşinde. Müteyakkız olun. Emperyalizm elma şekeri görüntülü bir zehirdir. Bakmayın şirin ve cazibeli görüntüsüne. O zehir de sahipleri de kullandıkları Hüseyin Burak OBAMA gibi yeni kuklaları ve satıcıları da, üçüncü ülkelerin başına seçilmiş diğer manda ve himayeciler de hep aynı yerden emir alan kölelerdir. Sen şunu bil ki, gücün gerçek sahibine güven, O’ndan ümid et. Çok çalış, ilmin, fennin, ekonominin, finansın, uluslararası ticaretin icaplarını öğren. Yönetmeye, senaryoları yazmaya ve başrolde oynamaya talip ol. Unutma ki büyük fetihler çileye talip olmuş gayretlere ve o emeği gösterenlere nasip olmuştur. Fetihler, uykusuz gecelerin, çok çalışmanın, ilmi ve fenni kavrayışın ve duaların sonucudur. Kupkuru içi boş lafların değil.

 

                                               Hali MERT

                                               (E) Topçu Yarbay

                                               Strateji ve Uluslararası İlişkiler Uzmanı

                                               www.halilmert.org         

Halil MERT

(E) Topçu Yarbay

Strateji ve Yönetim Uzmanı

https://www.youtube.com/user/81mert1 | Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...