Salı, 10 Temmuz 2018 12:22

İhanetten arınmanın zamanı gelmedi mi?

Büyük Asya’dan Küçük Asya’ya, Balkanlar’dan Anadolu’ya bu kadim coğrafyada birçok farklı milletten vatan, toprak sevdalıları yetişmiştir. Bu milletin yetiştirdiği Mehmet Akif Ersoy’un Arnavut olmasının bu topraklara ait olmadığı anlamını taşımaması gibi yine bu topraklarda doğup büyüyenlerin ihanetçi olamayacağı da söylenemez.

Türk milletine, vatanına ve namusuna sahip çıkacak, şanlı bayrağımızı göklerden indirtmeyecek cesareti aşılamak için yüreğinde taşıdıklarını mısralara döken, yüreklerimize işleyen şairimiz Mehmet Akif, tek bir şiiri ile bu milletin tüm asil değerlerini özetlemiştir aslında… Bugün tüm bu asil değerlerimize hakaret edercesine, birliğimizi bozmaya çalışan, şer odaklarına hizmet eden hainleri görüyoruz içimizde. 

Bir milletin özgürlüğünün nişanesidir bayrak. Mehmet Akif’in de dediği gibi “Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak/ O benim milletimin yıldızıdır parlayacak.” Bir Müslüman, bir Hristiyan, bir Musevi, bir Ateist, bir Yezidi, bir Alevi… Hangi milletten olursa olsun, son ocak tütene kadar bu topraklar adına savaşacağına yemin eden bir milletin destanıdır bu. Bu vatan ki; topraklarında yaşayan son sevdalısı can verene kadar dalgalandıracaktır göklerde yıldızını. 

Her birimizin damarlarında farklı milletlerin kanı dolaşıyor belki… Bu ülkenin vatandaşlarını aziz kılan şey Türklük müdür, Kürtlük müdür, Çerkezlik midir, Arnavutluk mudur, Araplık mıdır? Bu ülkenin vatandaşını aziz kılan; bu ülke bölünmesin diye haine karşı cephe tutan Kürt’tür, Laz’dır, Türk’tür, Arap’tır; bu milletin istiklal mücadelesini mısralarına taşıyan Arnavut’tur; düşmana göğsünü siper eden Çerkez’dir…  Bu milleti aziz kılan değer; vatan sevdasıdır.

Bunca farklı milliyeti aynı bayrağın altında bir araya getiren bu inanç nasıl ki bütünlüğümüzü koruduysa, aynı inanca sahip milyonlarla bağımsızlığımızı da korumaya devam edeceğiz.

Dağlardan kanlı ellerle köylere inip masum vatandaşlarımızı sözde bağımsızlık için katletmek; inançla korunan topraklarımızda barış içinde yaşayan vatandaşlarımızın yaşam özgürlüğü hakkını elinden almaktan başka bir şey değildir. 

Bu insanlık dışı katliamları meşru bir boyutta gerçekleştirebilmek için milletimizi temsil etmek adına Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne giren takım elbiseli, kravatlı teröristler sırtını bu millete değil, PYD’ye YPG’ye ve YPJ’ye yaslamışlardır. 

“Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet” politikasıyla tüm milletlerin kardeşliğini benimsemiş bir yönetim sisteminde, masum ailelerimizin canlarını yakan vatan hainlerinin siyasi uzantısıdır HDP… Ancak türlü oyunlarla da olsa meclise giren HDP’nin milletvekillerinin “Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma” diye başlayan yeminin henüz başında trajikomik bir durumla karşı karşıya kalıyoruz.

Ne demiştik yazının başında vatan sevgisini ve vatana ihaneti vurgulamak adına “Yine bu topraklarda doğup büyüyenlerin ihanetçi olamayacağı da söylenemez…” 24 Haziran Genel Seçimleri halk gözünde de bazı tablolarını netleştirmiştir. “Biz bu toprağın çocuklarıyız, biz Atatürk’ün çocuklarıyız” diyerek Atatürk’ün komutasında kurtarılmış topraklarımıza, Atatürk’ün partisiyle ihanet eden bir nesil çıkıyor karşımıza. Kim yakıştırabilir ki bunu bir vatan sevdalısına. Bu ancak masum maskeler altına gizlenmiş hainlerin işidir… 

İşte Mehmet Akif tam da burada hainlere, vurdumduymazlara, bu toprağın bir ferdi olup da bu toprağa ihanet edenlere sesleniyor belki de… “Bastığın yerleri ‘toprak!’ diyerek geçme, tanı/ Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı./ Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır, atanı/ Verme, dünyaları alsan da bu cennet vatanı”… 

Bastığı yerleri toprak diyerek geçenlerin, altında binlerce kefensiz yatanları düşünmeyenlerin, atasını incitenlerin, hatta bu cennet vatanı vermek için yol gidenlerin döneminde yaşıyoruz ne yazık ki! 

Türkiye’de yaşayan ve topraklarını vatanı bilen, sahip çıkan, koruyan, gözeten her bir ferdin hakkı olan gelişmiş bir Türkiye’nin adımları yeni sistemimizde daha güçlü atılacaktır. 

Yeni bir döneme girdiğimiz Cumhurbaşkanlığı Sisteminde bu milletin çalınmış olan tarihinin tesisi için “Güçlü irade, güçlü lider!” sloganıyla Türkiye’nin geleceğini inşa edecek isim Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’dır. 

Etnisiteye dayalı olan değil, mikro milliyetçilikten ve mezhepçilikten uzak bir görüş ile İstiklal şairimizin de dizelerinde vurguladığı vatan sevdası ile yeni dünya düzeninde Türkiye de gelecekteki yerini alacaktır. Yeni sistemimiz dünya mazlumlarına ve Türkiye sevdalılarına hayırlı olsun.

Vesselam…

Sabri BALAMAN

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...