Çarşamba, 02 Ocak 2019 16:28

ABD’nin truva atı YPG

Suriye’den çekilme noktasında ABD’de Beyaz Saray ile Pentagon arasındaki anlaşmazlıklar ve terör örgütü eksenli anlaşmalar ABD’nin politik hamlelerini Türkiye açısından tehlikeli kılıyor.

Graham’ın geçtiğimiz günlerde yaptığı bir açıklamayla ABD’nin Suriye’den çekilme politikasının altında gizli bir takım sebepler yattığını düşündüren ‘’Hiç bu kadar iyi hissetmemiştim’’ ifadeleri, ABD’nin bu stratejisini şüpheli hale getiriyor. 

Cumhuriyetçi Senatör Lindsey Graham, Trump ile görüşmesinin ardından ‘’Gideceğimiz yön hakkında hiç bu kadar iyi hissetmemiştim. Sanırım akıllıca bir şekilde işleri yavaşlatıyoruz. Başkanın başkalarına daha fazlasını ödetme ve daha fazlasını yaptırma amacını gerçekleştirmenin en iyi yolunu tekrar değerlendirmek için bir duraklama sürecinde olduğumuzu düşünüyorum’’ şeklinde yaptığı açıklama ile ‘’Kim daha fazla ödeyecek ve kime daha fazlasını yaptıracak?’’ sorusunu akıllara getirdi. 

Daha önce DEAŞ’ın Irak’tan tamamen imha edilmemesini öne sürerek Irak’taki çalışmalarını sürdüren ABD, Suriye’de de YPG/PYD/PKK üzerinden de aynı politika ile gitmeyi mi planlıyor? Bugün Suriye’den çekilme kararını ilan etmişken sözde müttefik ABD’nin silahlarını terör örgütü PKK’nın uzantısı YPG’ye verme tartışmaları, sinsi bir plan teorisini ortaya çıkarıyor. Bölgeden çekiliyoruz kararı alıp Truva Atı misali YPG/PYD ve PKK’ya yapacağı silah yardımı ile ‘’illegal askerlerini’’ içeride bırakan ABD midir dostumuz?

Suriye’de olası bir çekilmede ‘’Kürt müttefiklere korunma’’ sözü veren Graham, konuya ilişkin açıklamalarda bulunurken durumu ABD açısından mı değerlendiriyor, yoksa YPG/PYD/PKK’nın sözcülüğünü mü yapıyor? 300 bin Suriyeli Kürt’e ev sahipliği yapan Türkiye karşısında ‘’Kürt müttefiklerimiz korunacak’’ sözü vermek masum bir milleti korumaya yönelik değil elbet. ABD’nin beslemesi eli kanlı terör örgütü YPG’ye verilmiş bir söz. 

Suriye’nin 3’te birini ‘’DEAŞ’la mücadele’’ fıkrası ile YPG/PKK’ya teslim eden ABD’nin İsrail’in güvenliğini sağlamak amacıyla Orta Doğu üzerindeki oyunları elbette Suriye’den çekilme kararı ile son bulmayacaktır. Şu anda her ne kadar ‘’Türkiye ile ABD arasında yeni bir dostluk dönemi mi söz konusu?’’ sorusu zihinlerde canlansa da, bu politikanın Türkiye’nin önünü kesme amaçlı uygulanmış olma ihtimali de keskin geliyor kulaklara. 

YPG/PKK ve FETÖ’ye kimi zaman el altından kimi zaman da gün gibi ortada kirli desteklerini esirgemeyen ABD’ye, Türkiye ne kadar güvenebilir? ABD himayesi altında hâlâ bir şekilde korunmaya devam eden bu terör örgütleri, ABD’nin Orta Doğu ve Türkiye politikalarında bölgeye yön vermek için kullanmakta olduğu birer piyondan başka bir şey değildir. 

Suriye’den çekilme konusunda Beyaz Saray ile Pentagon’daki anlaşmazlıklar ABD’nin Suriye’den tamamen çekilmeyeceği düşüncelerini akıllara getiriyor. Silahları verme tartışmalarıyla gündeme gelen YPG’nin bölgede uyutulup tekrar ortaya çıkarılabileceği ortada bir anlaşmanın, müttefikliğin olmadığının acı gerçeğidir. 

Türkiye’nin ABD’nin sözlerine tam itimat etmemesi en doğru olanı olacaktır. Buna karşın Türkiye’nin ikinci, üçüncü ihtimalleri de değerlendirerek Suriye politikasını canlı tutması gerekmektedir. 

Vesselam… 

Sabri BALAMAN

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...