Her gün kötü bir şey olacakmış gibi, acaba moralimizi bozacak yeni bir haber, halkın nabzını tutmaktan aciz, sahadan uzak; Ankara’nın o bir kısım yüksek bürokratları acaba bugün yine ne yumurtlayacak diye halkımız hop oturup hop kalkıyor. Reise nasıl ulaşılır da bu sorunları nasıl çözmesine katkı veririz diye dua etme dışında bir şey yapılmasına müsaade edilmiyor. Lütfen bir düşünelim olmaz mı, bu tedirginlikleri yaşamayı 15 Temmuz gazisi millet hak ediyor mu?
Milletimiz içinde yaşadığı İslam coğrafyasında harici düşmanlarla ve onu yöneten vesayet güçlerine karşı, TSK’leri, güvenlik güçlerimizle, ve korucularla, sınırımızda ve gerektiğinde sınır ötesi operasyonlarla savaşırken; dahili PKK terörü ile 35 yıldan bu yana, fetö terörü ile ise 18 aydan bu yana topyekün mücadele ederken, sanki bunlardan habersizmiş, değerlerimize yabancı ve hala da Ankara bürokrasisi içinde yaşadığına inandığım, FETÖ kripto yapılanmasının etkisini yaşamaya devam ediyor ve Reis halkına karşı zor durumda bırakılıyor diye düşünüyorum. Bu olagarşik bürokrat elit tabakası halkımızın moralini bozmak için ekonomik krize sebep olabilecek ve 2019’u tehlikeye atacak uygulamalara imza atılıyor.
Yaşadığımız örnek uygulamaları bir hatırlayalım isterseniz:
- Kamu ve özel sektörün artan dış borçları ve Bankaların değişken kredi faiz oyunları
- Bitmek bilmez eğitim sistemi sorunları
- Devlet kurumlarında hızla artan israf yarışı
- Fırsat zamları ve yaşanılan duyarsızlıklar
- Ailede yaşanılan travmalar
- Kontrolsüz sosyal medya çığırtkanlıkları
- Yeni politika kurullarının bilinmezleri
- Yaklaşan yerel seçimler için aday tespitlerinde halkın nabzının yeteri kadar tutulmaması.
Değerli dostlar,
Yukarıda bir kısmını yazmaya çalıştığım 15 Temmuz gazisi halkın tercihlerini zorlayan bürokratik idari uygulamaları yapanlar varken muhalefete gerek yok… Bu uygulamalara imza atanlar varken; bir kısmının ismini yazarken dahi nefret ettiğim; Koç grubuna, 28 Şubat zengini Doğan grubuna, Ciner grubuna, Boyner elitlerine, Aydınlık çetesine, Gezici güruhuna, Cumhuriyet darbe çığırtkanlarına ve tabiiki FETÖ PKK DEAŞ gibi taşeron terör örgütlerini saymayı bile zül sayıyorum.
Bunlar ittifak halinde 2019 için üst aklın piyonluğunu yapmakta ve 15 yılın kazanımlarını yok etmek için planlı çalışmaktadırlar… Bu durumda her bir soruna yetişmek için Reis ne yapsın? Her gün ya ihanetten, ya dalaletten ya da gafletten kaynaklı tuzaklarla, uygulamalarla karşı karşıya. Bir yanda vatan sathına yayılan sorunlar, bir tarafta dış kaynaklı İslam coğrafyasında oynanan oyunları bozmak için yaptığı insanüstü gayretleri… ve gittikçe daralan çevresindeki samimi danışman kadrolar… RABBİM REİSE GÜÇ KUVVET VERSİN. Başka ne diyelim bilmiyorum.
Özet olarak; ülkede siyasi ve ekonomik bir kriz yokken dünyada ilk 20 ülke içinde, yani zirveye oynarken, milli savunmamız gerçekten milli yatırımlara imza atarken, üçüncü köprü, Avrasya tüneli, Körfez köprüsü, üçüncü havaalanı, yerli enerji yatırımları, yerli otomobil yatırımı bir bir yerini alırken miletin moralini bozmaya ne gerek var?
En mühimi de millete yapılan darbe oyunlarının ve teşebbüslerinin artık geçmişte olduğu gibi hesapsız kalmadığını yaşamaya başladık…
Değerli dostlar, tuzakların farkına varalım artık ve diyorum ki peki şimdi FETÖ’cülerin tüm ipliği pazara çıkmışken, hepsinin doğrudan yabancı istihbarat örgütleri ne çalıştıkları ve önceki darbeciler gibi siyaseten de olsa “memleketi kurtarmak gibi hiçbir milli kaygıları olmadığı görülmüşken ve darbenin maksadının bir iktidar değişimi ile sınırlı kalmayıp ülkede iç savaş çıkararak ülkeyi Suriye’ye çevirip parçalamak olduğu anlaşılmışken; üstelik altmış yıllık müttefikimizin, daha önceki darbe bildirilerinin neredeyse ikinci maddesi olan “NATO’ya ve diğer askeri anlaşmalara bağlıyız” klişesi ile ilanı aşk ettiğimiz müttefikimizin artık bizimle değil, üç tane teröristle iş tutmaya kalktığını görüp kalbimiz kırılmışken… Bize düşen moralimizi bozmamak ve Reise sahip çıkmak.
