Cuma, 03 Mayıs 2019 10:21

Şehid, Devlet Ebed Müddet, Ciddiyet

Son 250 yıldır, gerek reform, gerek yenilik, çağdaşlaşma, gerek modernizm, gerek rejim değişikliği, gerek demokrasi, sebebi ne olursa olsun değişik gerekçelerle “Devlet, ebed müddet.” şiarımız, halkımızda kök salmış; “Ya devlet başa, ya kuzgun leşe!” düsturumuz sürekli yıpratıldı.

En ilkel toplumlardan en modernlerine varana kadar toplumu bir arada tutan temeller; “Vatan, Millet, Din ve Devlet” diyoruz. Şimdilerde buna “Ortak maddi menfaat ve kaygı”yı da ekliyorlar. Olabilir.

Toplum değerleri son 100 yılda çok aşırıldı.

Ülkemde kesintileri olmakla beraber 60 yıldır sağ hükümetler devleti yönetiyor. Son 16-17 yıldır edebinden emin olduğumuz bir siyasi grup ülkede iktidar ve hükümet ediyor. Maalesef Devletin ciddiyeti ve devlet kavramı üzerinde ciddi sıkıntı var. Yıllarca devlet kavramını statüko ile tanımlayıp aşındırdık. FETÖ’nün Ergenekon Operasyonu, akabinde 15 Temmuz Kalkışması ile FETÖ’nün tasfiyesi derken devletim çok kan kaybetti, kaybediyor. Adeta enerjimiz sömürülüyor.

Bu açık ihanet yetmemiş gibi şimdi de 7000 yıllık geleneklerimizin İslam’la perçinleşmiş toplum algı ve hayat tarzı yıpratılıyor.

Polemikten bıkan halkımız, siyasi polemiklerle yıpratılan değerlerini gördükçe siyasileri adeta gelenek ve edebi için tehdit olarak görmeye başladı. Cumhurbaşkanımız “Demiri soğutalım.” dediler. Ancak toplum ve insan istendiğinde madde gibi ısınan ve soğuyan bir yapı değil ki? Ya siz ısıtıp soğuturken, Suriye ya da 12 Eylül 1980 öncesi Türkiye’de olduğu gibi dış güçler işin içine girse ve ortalık karışsa! Hatta daha yakın örnektir hendek operasyonlarında halkın durumu, gezi eylemleri, FETÖ sempatizanlarının akıl mantık, iman dışı fanatiklikleri. Düşünün bu gün 220 askeri personel, Albaydan, uzman çavuşa tutuklandı. Kimdi bu adamlar? Çok değil, 5-6 yıl önce en güvenilir insanlardı değil mi?

Konu şu! Siyasi yapılar ve düşünce akımları, cemaat, tarikat yapıları, STK yapıları ve eğitim sistemimizin temelsizliği, ortak değerlerin imanımız dâhil sürekli yıpratılması sonucu halkımızın beraberlik ve güven ruhu zayıflamaya devam ediyor. Herkes, bir şu ana bir de 30-40 yıl öncesine baksın. Toplumun birbirine ve devletimize saygısına! Kıbrıs Savaşı’ndaki halk duyarlılığından şu anda bahsedebilir misiniz? Bahsedemiyorsak demek ki toplumun hassasiyetleri zayıfladı, istismara açık hale geldi.

 

Gelelim CHP’ne…

CHP’liler yukarıdan aşağıya toplumu kışkırtmak ve halkı kamplaştırmak için kasıtlı olarak birçok faaliyet icra ediyor olabilirler. Evet, CHP’nin HDP ile işbirliği yapması, PKK’lılara “terörist” diyememesi halkımızın vicdanını kanatıyor da olabilir ki, bu doğrudur. CHP, bir yandan Atatürkçü, diğer yandan PKK ile omuz omuza. Çok doğru. Çünkü CHP ve PKK sosyal anlamda örtüşürler. İkisi de, radikal seküler, ikisi de bölücü, ikisi de pagan geçmişi öne çıkartıp, toplumu yabancılaştırmayı hedefliyor, ikisi de Batı tarafından ciddi sosyal ve psikolojik destek görüyor. İkisi de FETÖ tarafından destekleniyor. Bütün bunlara rağmen bırakın terör sevici CHP’ni PKK terör örgütü ile organik bağı olan HDP’nin seçmeninde bile PKK başta olmak üzere terör eylem ve faaliyetlerine karşı olan insanlarımız var. Maalesef, Doğu Anadolu’da PKK terörüne karşı, ancak HDP’ye oy veren yeni bir kitle oluştu. Maalesef bölücülük maya tuttu. Asıl bununla mücadele gerekiyor. Bu da ötekileştirerek olmaz, kucaklayarak olur. “Kürt seçmen!” tanımının ne kadar tehlikeli ve itici olduğunu bir kez daha hatırlatmak isterim.

Şehid kimdir?

Şehid, herhangi bir ölü değildir. Aziz Milletimizindir. Şehid ne ailesine ne de toplumda bir zümreye aittir. Peki, cenaze adabımız nasıl? İmanımızın gereği, her Müslüman herhangi bir cenazeye dahi katılmak zorundadır. Malum cenaze namazı Farz-ı kifaye. Cenaze adabımızda babamızın katili gelse cenazeye, edebimizle sabreder, saygıyla mukabele ederiz. Sonra varsa husumetimiz gereğini yaparız. Ancak cenazede asla taşkınlık yapmaz cenaze sahibi.

Şehidin cenaze sahibi Aziz Milletimizdir. Cumhurbaşkanımız “Ben de gitmeden önce soruyorum, cenazede beni kabul ederler mi?” diye dediler. Bağışlayın, kendisini İstanbul Belediye Başkan Adayı iken tanıdım. Ben Kırklareli’nde üsteğmendim o zaman. Beş vakit muvaffak olması için dua ettiğim bir büyüğüm. Hala öyle. Ancak söylediği bu cümleye çok üzüldüm. Yarın Tokat’lı CHP’li ve Kızılbaş bir şehidimiz olsa, Cumhurbaşkanımız, devletin valisi, müftü bey korkarak mı gidecek cenazeye? Ya da gitmeyecek mi? Allah aşkına, neye sebep olduğunuzu vicdanınıza tevdi ediyorum.

Seçim sürecinde terör sevici ve işbirlikçi partileri terörist diye itham ettik. Sonuç? Bitmedi!.. Oy verenleri bir yandan töhmet altında bıraktık, diğer yandan “Kürt Seçmen” diye kategoriye ayırdık. Şimdi birileri “Sen ne yapıyorsun, Bak CHDP vd. neler yapıyor?” diyor içinden değil mi? Kusura bakmayın, beni onların yaptığı dolaylı ilgilendiriyor. Beni emek verdiğim yapılar, destek olduğum ve sevdiğim camia, omuz omuza verdiğim insanlar ilgilendiriyor. Elbette sokaktaki gariban insanımın düşündükleri, söyledikleri ilgilendiriyor.

 

Bir garnizon komutanı general, terörle anılan siyasi partinin belediye başkanı ile kamu önünde tokalaşmıyor. Şimdi soruyorum. Bu Belediye Başkanı kim? Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Türk Milletinin belediye Başkanı değil mi? Gerçi “TC” kaldırıldı ama!.. Ya general? O da devletimizin generali? Devlet ricali yani her ikisi de. Ne demek tokalaşmamak! Adam terörist ise gereği yapılsın. Aday olup, seçildi ise artık devletimizin ricali. Adama devlet edebini öğretmek varken, hatta bu edeb ve disiplin içinde davranmaya zorlamak varken itmek kime ne kazandıracak?

Aziz Miletim…

Hesabımızı 50-100-300-1000 yıllık yapmak zorundayız.

İterek, ötekileştirerek bir yere varamayız.

Yanlış, yanlış ile düzeltilmez, bilakis iki yanlış olur.

Unutmayalım ki biz kökü en az 7000 yıllık bir medeniyetin, Hz. Peygamberimiz (SAV) bildirdikleri, aşkı ve sevdası ile taçlanmış bir edeb ve terbiyenin mirasçısıyız.

Ecdad gibi, imanlı, ecdad gibi kucaklayıcı ve birleştirici, ecdad gibi devletine ve değerlerine hürmetkâr ve çok çalışkan, üretken, bilim ve teknolojiye hâkim olarak yükselebiliriz.

Halil MERT

(E) Topçu Yarbay

Strateji ve Yönetim Uzmanı

https://www.youtube.com/user/81mert1 | Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...